°Bölüm 10°

105 10 5
                                    

İyi geceler arkadaşlar! Yeni bölümle geldim, umarım beğenirsiniz. Eleştirilere ciddi anlamda ihityacım var. Lütfen eleştirin, çünkü kendimi geliştirbilmem için çok önemli. İnşallah beğenirsiniz diyorum, hayırlı ramazanlar diyerek gidiyorum.

Multimedyada Eftelya ve Deniz var!

Miraç'ı her ne kadar zihnimden kapı dışarı etsem de bir yolunu bulup içeri girmeyi başarıyordu. Bu yüzden de derse kendimi verememiştim. Zaten son zamanlarda hiç olmadığı kadar derslerimden kopmuştum. İpin ucunu fazla kaçırmadan yakalamam iyi olacaktı kendi adıma.

Göz ucuyla Miraç'a baktığımda gözleri dalmış, kalemiyle kağıda bir şeyler karaladığını gördüm. Sanırım o da düşünüyordu, zaten düşünmek insanın en büyük silahı değil miydi? Miraç'a beklediğimden daha çabuk alışmıştım, aramızın böyle olması da hayli canımı sıkıyordu.

Zilin çalmasıyla bende herkes gibi hareketlendim ve Destina ile birlikte sınıftan çıktık. Miraç'ı önde giderken gördüğümde onunla bir an önce konuşmam gerektiğini bildiğim için Destina'ya gitmesini söyledim. Miraç hızla ilerliyordu, yetişmem biraz zor olmuştu.

- Hey! Beklesene, kimden kaçıyorsun böyle?!

Soluk soluğa kalmıştım.

- Seni hiçbir şey olmamış gibi affetmekten. Sana olan şevkatimden, acıma duygumdan ve...

- Neden böyle söylüyorsun Miraç?

- Bu kadar kör olduğuna inanamıyorum.

- Neler olduğundan bahsedecek misin artık, çünkü daha fazla hakaret yemeye dayanamayacağım.

- Livane ya çok zekisin ya da gerçekten salaksın. Hangisi?

- Hey... Yeter ama!

- Sınıfta kolumu omzuna attığım için herkesin önünde beni küçük düşürdün, yemekhanede ise Tanıl'ın senin gözlerinin içine bakmasına rağmen karşına oturmasına sesini çıkartmadın. Bu ne demek oluyor biliyor musun?

- Haklısın, ama bu bana hakaret etmeni gerektirmiyor. Bu kadar düşeceğini sanmıyordum.

Daha fazla çirkin şey söylememek için hızla arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Kolumun sertçe ama bir o kadar da nazik çekilmesiyle durup, arkamı döndüm. Miraç öylece yüzüme bakıyordu. Okulun bahçesinde kimse kalmadığı için böyle rahat davranabiliyordum yoksa çoktan dışarıya çıkmıştım bile.

- Afedersin, ileri gittiğimin farkında değildim. Ama ben sana ondan vazgeçmen için yardım ederken senin gidip onun yanında öylece... Öylece durman bana dokundu. Kullanılıyormuş gibi hissettim kendimi. Bir peçete gibi.

Kolumdaki elini indirdiğinde güven verircesine iki elimin arasına aldım.

- Asla, asla böyle bir şey yapmam. Eğer Tanıl'ı unutmak istemeseydim bu işe kalkışmazdım bile. Özür dilerim böyle hissettirdiğim için, amacım kesinlikle bu değildi.

- Biliyorum.

Gülünce ona eşlik eden yeşilimsi gözlerine esir olarak buldum kendimi. O kadar güzeldi ki.. Kalp atışlarımın hızlanmasına engel olamamıştım. Sol eliyle tuttuğu sağ elime yaydığı sıcaklığın da kalp atışlarıma olan etkisi pozitifti. Daha da artmış, sıcaklanmaya başlamıştım.

- Servisler gittiğine göre seni eve ben bırakacağım. İtiraz kabul etmiyorum.

Kafamı 'Olur' dercesine salladıktan sonra Miraç ile beraber yürümeye başladık.

LİVANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin