angels like you •yoonkook•

²¹evimsin

jeongguk
güzelim eve ne zaman gelirsin?

yoongi
birkaç saatlik işim kaldı

niye soruyorsun?

jeongguk
hiiççç

merak ettim sadece

bir de özledim😔😔

yoongi
yanımdan ayrılalı en fazla iki saat olmuştur jeongguk

jeongguk
min miyav ben seni yanımdayken bile özlüyorum ki😸💛🐰🤙

içim gidiyor sana anlasana

ayrı kaldığımızda eksik hissediyorum zaman sayıyorum sürekli

hani dışarı çıkarsın ama aklında hep eve döndüğün an vardır ya

koşa koşa eve gitmek istersin

aynen öyle

benim evimsin sen [★]

nereye gitsem koşa koşa sana dönmek istiyorum [★]

(görüldü)

yoongi
ne saçmalıyorsun

tamam gelirim birazdan zırlama

***

sonunda omegası eve geldiğinde kapıya koştu jeongguk. anahtarın deliğe takıldığını duyduğu an açmıştı kapıyı.

"hoşgeldin birtanemmm"

"bugün bir garipsin"

çatılı kaşlarıyla ona baktığında gözlerini devirdi jeongguk.

"gayette normalim

hadi yemek yiyelim sana çok güzel yemekler yaptım"

kolundan tutup mutfağa götürmeye başladığında iç çekti yoongi.

mutfağa ulaştıklarında özenle hazırlanmış masayı görünce daha da çatıldı kaşları.

"ne oluyor?"

"bir şey olduğu yok güzelim yemek yiyeceğiz işte aaa sende, sanki hiç masa kurmuyorum sana"

"tuhafsın"

"hadi hadi ellerini yıkayıp gel hemencecik çok acıktım"

yoongi boşverip akışına bıraktı, elbet anlardı neler döndüğünü.
ellerini yıkayıp yerine geçtiğinde masayı dikkatle inceledi yeniden.

sevdiği bütün yemekler vardı nerdeyse, üstelik özenle hazırlanmışlardı. boşverip yemeğine başladı ne de olsa acıkmıştı.

yemek yiyerek ve sohbet ederek geçirdikleri zamanın ardından jeongguk'un ısrarıyla salona geçtiler.

koltukta yan yana oturup şaraplarını yudumluyorlardı şimdi. jeongguk arka planda çalması için hafif bir şarkı açtı.

uzun zaman sonra onunla böyle vakit geçirmek çok iyi gelmişti yoongi'ye. durmadan gülüyordu.

jeongguk onu her güldürdüğünde biraz daha cesaret buldu bir sonraki hamlesi için.

yavaş yavaş sessizleşmeye başladıklarında koltuğun başlığına kafalarını dayamış birbirlerini izliyorlardı.

"bakma şöyle"

"nasıl bakıyorum ki"

"için gider gibi"

"içim gidiyor ki zaten.

yanımdasın, seni gülümsettim, bana gözlerindeki parıltılarla bakıyorsun...

içim gidiyor yoongi.

bana hep böyle baksan keşke, hep bu mesafede olsak.

çok hata yaptım biliyorum belki yüzsüzlük yapıyorum seni hala yanımda isteyerek ama biliyor musun hiç umrumda değil.

gururum sana olan sevgim karşısında un ufak olabilir, hiç zoruma gitmiyor.

senin için feda edemeyeceğim bir şey yok.

yoongi, güzelim, hayatında kendime bir yer açmak istiyorum.
bir anlamım olsun istiyorum gözünde.

ruhunun eşi olmak istiyorum, hayatımın geri kalan bütün sabahlarına seninle uyanmak istiyorum. uyumadan önce gördüğüm son şey sen ol istiyorum.
ömrüm ömrüne denk düşsün istiyorum.

hemen cevap vermek zorunda değilsin, istediğin kadar beklerim seni. sadece düşün bu dediklerimi olur mu?

yoongi, ben... ben yani... sen de kabul edersen... benimle evlenmek ister misin?"

jeongguk cebindeki yüzüğü çıkarttı hızla. kutuyu açtıktan sonra şaşkınlıktan donup kalmış omegaya uzattı. omeganın tepki vermesini beklediği birkaç dakikanın ardından beceriksizce gülümsedi.
aldığı karşılık ise omeganın koştura koştura evden çıkması olmuştu.

***

yuh

abarttın sen de jeon jeongguk