3.Bölüm: Doğum Günü

129 52 146
                                    

3.Bölüm: Doğum Günü

Olaylardan bir sene sonra...

''Gerçek aileni bulmayı hiç denedin mi Sare?''

Geldiğinden beri odayı ezberlemek istercesine inceleyen Sare kendisine yöneltilen bu soruyla ciddi bir ifade takınarak donuk gözlerinin ardında karşısındaki kadına bakmaya başladı. Öyle ya bu kadın en son ne zaman gülümsediğini bile hatırlamıyordu.

Oturduğu kırmızı koltukta depresyon adını verdikleri siyah hırkayı çekiştirip kaybolmak isteyen bir hali vardı. Şuanda en savunmasız olduğunu hissettiği yerde, bir terapi odasındaydı. Parmakları doğum lekesini okşamaya başladığında istemsizce o güne ait anları hatırladı.

2020

''Sen'' dedi Yiğit sesindeki öfkenin ardına sığınarak ''Sen bunu doğum gününe nasıl çağırırsın?''

''Ben çağırmadım.'' diye karşılık verdi Sare. Bilinmeyen numarayı doğum gününe davet etmişti ama onun Mert olduğunu nereden bilebilirdi ki? Hem Mert'in buraya gelmiş olması Yiğit'i neden bu kadar kızdırdığını anlamıyordu.

Yiğit belindeki silahı çıkarırken, genç kadın içinde oluşan çaresizlikle olduğu yerde birkaç adım gerileyip yanındaki adamı incelemeye başladı. Yiğit kara gözlerini daha çok karartmış, karşısında duran adama bakıyordu. Kaşları çatıktı. Sinirden alnındaki damarlar belirginleşmişti. Çenesinde oluşan yumrudan dişlerini sıktığı belli oluyordu.

Doğum gününe katılan davetliler silahı görüp kaçışırken Sare'nin aklında Yiğit'in bir insanı öldürebilecek kadar cani olup olmadığı düşüncesi vardı. Yiğit gerçekten buna cesaret edebilir miydi?

Genç adam belinden çıkardığı silahla tam karşısında duran Mert'i hedef alarak ''Buraya gelirken ölmeyi de göze aldın mı?'' diye bağırdı. Asıl öfkesi Mert'in Sare'ye en ufak temasta bulunmuş olma ihtimalineydi. Bu ikilinin teması intikam planının baltalanmasına yol açabilirdi. Bu durum genç adamın canını fazlasıyla sıkmıştı.

Mert, kendisine silah çeken adamın bu sözüne kahkaha atarak karşılık verdi. ''Sen de o cesaret var mı la bebe?''

Duyduğu cümleyle daha çok öfkelenen Yiğit gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Silahının ucundaki adamı şuan, burada vurup öldürebilirdi ama onu durduran önemli meseleler vardı. Mesela intikam planı gibi.

Yiğit en ufak yanlış hareketinin çok büyük sonuçlara mal olabileceğinin farkında olmayacak kadar aptal bir insan değildi. Mert'i çekip vurması her şeyden önce ortaklığın bozulması ve intikamını alamaması demekti. Yıllar sonra intikam için döndüğü bu toprakları amacına ulaşmadan terk edemezdi.

Bunun farkında olarak kararmış gözlerini bu sefer Sare'ye dikip ''Sen bu adamın asıl amacını biliyor musun?'' diye bağırdı. Sare'nin gerçeği öğrenirse evliliğe mani olacağına inanmak istiyor, gözünü açıp bu adamdan uzak durmasını sağlamaya çalışıyordu.

Genç kadın yaşadıklarına tepki verecek durumda değildi. Bugün onun 18. yaş günüydü. Dilek tutup pastasını üfleyecek, çılgınlarca dans edip kutlamalar yapacak, özgürlüğünü kutlayacaktı. Tabi bu onun hayalleriydi. Gerçekler ise başkaydı bambaşka.

Sare'den cevap alamayan Yiğit başını sallayarak ''Bu adamla seni evlendirecekler.'' diye tısladı. Bu gerçek Yiğit'in canını yaksa da bu cümleyi kurarken dümdüz bir duvar gibiydi.

Sare'nin gözleri Mert'e kaydığında onun zaten uzun zamandır kendisine bakan gözleriyle buluştu. Bu sözü yalanlamasını bekleyen adamın yüzüne garip bir tebessüm ifadesi yayıldığını gördü.

18'e Üç KalaWhere stories live. Discover now