~LUNA~

8.4K 423 6
                                    

"Hayır Luna! Senin sorumluluğunu alman gereken bir kasaba var ardımızda. Lider savaşın ortasında olabilir, senin geri kalanları bir arada ve güvende tutman gerek."
Dedikleri doğruydu, ben luna yım. Sürüme sahip çıkamam gerek, tıpkı Marcosun yaptığı gibi. Ama Marcosun yaşadığını görmeden bir adım bile atmam geriye.

"Tamam, ben sürümü geride bırakacağım demiyorum. Ama eşim yaşıyor mu onu görmeden hiç bir şey yapmam!"

"Luna, gidemezsin oraya. Hiçbirimiz gidemeyiz. Onların yardıma ihtiyacı var, eğer şimdi kasabaya gitmezsen, bizi içten bitireceksin."
Yine haklıydı. Çaresizlikle başımı yere eğdim, göz yaşlarım yine akmaya başladı.

"Vera, şimdi gidipte sürümüzün başında olmalıyız. Sürümüze sahip çıkmalıyız, birlik olmalıyız. Emin ol ki Alaska sürüsü alt edecek onları."

"Zoey korkuyorum. Ya Marcosa bir şey olursa?
Ne yaparım ben."

"Marcos çok güçlü. Sürümüz yetişti bize, bizim de sürümüzü korumamız lazım. Marcosa en büyük desteği ancak böyle verebiliriz."

"Tamam." Yenilgi ile kapattım gözlerimi. Marcosun yanına gitmek yerine, kasabaya geri dönerek sürüme sahip çıkacağım.

"Hadi gidelim." Diyerek viene baktım.

"Sen doğru olanı yapıyorsun Luna. Hadi takip et beni, hızla kasabaya yetişip güvenliği sağlamamız lazım." Diyerek koşmaya başladı.
Hemen arkasından takip ettim onu. Kasabaya varıncaya kadar ağladım, varınca zorda olsa tuttum kendimi.

Evimizin önünde insan formuna döndüm, hızla içeri girerek kapattım kapıyı ve üzerime bir şeyler geçirerek geri çıktım evden. Hiç vaktim yoktu. Hâlâ kurt formunda olan vien ile Alaska sürüsünün yaşadığı kasabaya adımladık.
Yaklaşık 15 dakika sonra birbirine girmiş kasabaya varmıştık. Küçük çocuklarını yanlarından ayırmayan anneler ,evlerinden çıkmıştı. Etrafta çok fazla ses vardı, ve herkesin içinde aynı endişe. Vien in uluması ile sesler kesildi,ve herkesin odağı ben oldum.
Bir açıklama yapmam gerekti, insanlar gözlerimin içine korku ile bakıyordu. Ağzımdan çıkacak kelimeleri bekliyorlardı.
Bir süre kelimelerimi seçemesem de, Derince bir nefes alarak titreyen sesimle başladım konuşmaya.

"Sevgili Alaska sürüsü. Ben lunanız Vera, hepiniz biliyorsunuzdur ki, yaklaşık bir kaç saat önce sürümüz bir savaşa ortak oldu. Hiçbirimizin tahmin edemeyeceği amansız bir savaş. Liderimiz Marcos ve bir çok genç kurdumuz savaştalar. Biz kadınlar, çocuklar ve yaşlı kurtlarımız savaşarak düşman sürüye karşı koyamayız. Ama birlik olup, güvende kalarak, savaştaki sürümüze destek olabiliriz."Kuruyan dudaklarımı dilim ile ıslatarak, bir kez daha derin bir nefes çektim içime.

"Lütfen şimdi hepiniz birbirinize evinizin kapılarını açın, ve kasabın orta bölgelerindeki evlere yerleşin. Burada kalan bir kaç erkek kurdumuz, sizlerde kasabının çevresinde çember kurarak nöbet tutun. Kasabamıza gelicek olan en küçük tehlikede elinizden geleni yapmanızı istiyorum. Eğer gücümüz kasabamıza zarar verecek olanlara yetmez ise, hepiniz karşı dağın ardındaki ormana kaçın. Bir taneniz bile başka bir yerde olmayacak."
Hep bir ağızdan onaylayan sözcükler çıkmaya başladı. Genç erkekler çoktan bir yerde toplanmış, onlara vereceğim emirleri bekliyorlardı.

"Anne kurtlar, lütfen yavrularınızı yalnız bırakmayın, yanlarından ayrılmayın. Ben sürümüzün girmiş olduğu bir savaşta kayıp oldum. Annem beni ormana bırakmak zorunda kalmış. Lütfen sizler yavrularınıza sahip çıkın, onları yanınızdan ayırmayın." Dedim sonlara doğru kısılan sesim ile.

"Lütfen şimdi tüm yaşlı,çocuk ve kadın kurtlarımız kasabanın orta yerlerindeki evlere yerleşsin. Birbirinize evlerinizin kapısını açın, bu gün birlik olma günü." Diyerek bitirdim sözlerimi. Sürü dediğimi yaparak hızla evlere girmeye başladı. Hepsi birbirini evlerine buyur ediyordu, ve ardından kapılarını kapatıyordu.
Herkesin evlere yerleştiğinden emin olduktan sonra, beni bekleyen erkelere döndüm.

" hepiniz 10 kişilik guruplara ayrılın, bir gurup kasabanın ormana bakan kısmlarına geçsin, bir gurup kasabaya daha yakın olan ağaçlık bölgeye geçsin. Ormana bakan kısmlarda kurtlar ikişer kişi halinde nöbet tutsun, kalanı tek tek. Tehlike anında ulumanız yeterli. Lütfen kendinize dikkat edin." Sözlerimin ardından hepsi kasabanın etrafına dağılmaya başladı.
Başım çok ağrıyor. Vien'in hafif mırıltısı ile ona döndüm, kendisini takip etmemi istiyordu.
Dediğini yapıp peşine takıldım.

Bir evin önünde durduk, vien başı ile kapıyı gösterdi. Kapının dibindeki taşın altına sıkışmış anahtar ile kapıyı açtım,ve içeri geçtim. Hemen arkamdan insan formuna dönüşen vien girerek kapıyı kapattı, ve koşarak bir odaya girdi. Büyük ihtimalle üstünü giyecekti. Salondaki koltuklardan birine attım bedenimi. Nasıl olmuştu nasıl? Aklım almıyor? Her şey bir anda gerçekleşti. Neyin savaşıydı, neden olmuştu bir anda?
Umarım Marcos ve sürümüz sağ salim  gelebilirdi kasabaya.


_______________________________

Bölümü nasıl buldunuz?

Vera'nın lider ruhu >>>>

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Yazım yanlışlarım varsa affedin💞

KURDA  MÜHÜRLÜ Where stories live. Discover now