Giriş II

14 0 0
                                    


Giriş Bölümü II : Silah Sesi


Prensestim. Hikayelerdeki gibi bir hayat yaşıyordum. Mutlu huzurluydum. Hayatımı abime kardeşime ve halkıma adamış biriydim.

Hayattaki tek gayem mutlu ve refah içerinde yaşamak yaşatmaktı. İçinde bulunduğum yer  canımdı. Okulumu okumuş bitirmiştim. On dört yıl boyunca beni bu ülkeyi yönetmemi öğretmek için en zor şartlarda eğitmişlerdi.  Zorluk çekmiştim ama sonunda bitmişti eğitimim.

Şimdi başlayacaktı  asıl hayatım bunu biliyordum. Mutluydum bir daha ayrılmayacaktım  bu topraklardan halkımdan kardeşlerimden.

Öyle düşünüp öyle olmasını istiyordum ama hayat bize her istediğini vermezdi. 

Çoğu insanın hayalini yaşıyordum. Pahalı kıyafetler mücevherler son model arabalar telefonlar yatlar katları aldığım onlarca ders gittiğim kurslar vardı ama bir şeyi eksikti. 22 yıllık hayatımda bir şeyler eksikti. Belki de bu eksikliği hissetmemek içindi tüm çabalarım.

İşte o eksiklik belki de her şey bitti dediğimde ortaya çıkacaktı. Zaten hayat bitti dediğimiz yerden başlamaz mıydı? 

&&&


Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur zaman içinde bir prenses yaşarmış. Bu prenses ülkenin en güzel kızlarından biriymiş. Bir bakan bir daha bakarmış. Kalbi o kadar iyiymiş ki herkese yardım eli uzatırmış diye başlayan masallar hikayeler vardı.

Benim hikayem hayatım o hikayelerdeki gibi başlamıyordu.

21.yüzyılda varlığını sürdüren monarşi ilen yürütülen ülkelerden birinde yaşıyordum. O ülkenin prensesi olarak. Anitta Krallığının velihatlarından biriydim. 

Prenses Liya. Tam adımla Liya Marie Anhane..   

Adımı annem koymuş. Sabrın en güzel hali demekmiş. Öyle söylemişti majesteleri. -yani babam- Annem abimden sonra bir kız çocuğu olsun istemiş ama abimin doğumu sonrasında gelişen durumlar derken  beni beş yıl boyunca sabırla beklemiş ve ismimi o vermişti. 

Annem diyorum çünkü annemin bir unvanı yoktu. Sıradan bir Türk kızıydı. Babamın - aslında unvana sahip kimseye bana anne abi vs diyemezsiniz. Saray kuralları.- ailesi annemi hem soylu değil hem de Türk diyerek kabul etmemişlerdi.

Ama aşk tüm engelleri yenmişti ya da öyle görünüyordu. Asıl oyun yeni başlamıştı. Sahneye kader çıkmıştı ve ne olduysa kimse engelleyememişti.

16 Aralık 1996 tarihinde bir can gelirken biri gitmişti ve herkes buna kader demişti. Ölüm demişti. Bir can için canını feda eden bir insana öldü demişlerdi. Bana göre göz göre göre intihara gitmişti.

Evet o gün doğan bendim. Benim yüzümden bir can gitmişti. Annem gitmişti. Beni babama sevdiği adama emanet etmişti.

Bugün 16 Aralık 2023'tü. Az sonra içeriye birileri girecek akşam benim için düzenlenen gece için beni hazırlayacaklardı. İstemediğim bir yerde duracak herkese gülücük dağıtacaktım.

 Ah ne güzel!

Şuan sıradan bir hayatım olması için neler vermezdim ki. Okuduğum okullarda bizimle yarışacak insanlar vardı ama onlar kadar şanslı değildim.

Kapımın tıklanmasıyla içeri giren yardımcı ma baktım.

"Prensesim." diyerek selam vermesiyle gözlerimi devirdim. "Sizin hazırlanmanız için  merkezden kuaförünüz makeup artistiniz ve tasarımcınız geldi." diyerek bana baktı. 

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 17, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Prensesi KurtarmakWhere stories live. Discover now