4. Bölüm

240 28 16
                                    

Selamlar selaaaamlar

Nasılsınız hanımlar ?

Bey varmı aramızda bilmiyorum olanlar bir +1 nizi alırım ☺️

Satır arası yorumlarınızı merakla bekliyor bölüme başlıyorum
_______________________________________

{ Yazarın alatımından :) }

Kız aceleyle üzerini giyinip bir hışım atmıştı kendini evden dışarıya, üvey annesiyle yine tartışmışlardı ve bu durumda evde kalmak onun için tehlikeli denebilecek radedeydi.

Bugün kışlaya yemek götürmemişti çünkü Albay denetim olduğunu söylemişti kızda el mahkum boyun bukmuştu bu hükme.

Hızlı olmayan pratik adımlarla mahallenin parkına doğru ilerledi kız, denetim olduğu için kışlaya hiç bir şekilde giremezdi. Çenesi biraz düşük olduğundan mütevellit bezdirirdi denetmenleri onun için nazikçe kovulmuştu kışladan ve kafasını dağıtıcak en güzel yer de parktı.

Hava serin olduğu için ve okul dönemi başladığı için hiç kimse yoktu parkta tekrar ve tekrar üniversite sınavını kazanmadığı için sevinmişti, zira kazansaydı şu anda kampüs sırasında not tutuyor olurdu ve bu oldukça sıkıcı geliyordu ona.

Gözüne kestirdiği sallancağa koşarak oturdu, kendini sallancağa yerleştirdiği vakit yere sadece parmak uçları değiyordu, bunu sorun etmeden biraz öne kayarak kendisini sallamaya başladı.

Hava hafif rüzgarlıydı buna sallancakta eklenince kızın kestane kahvesi saçları birbirine karışıyordu. Gözlerini kapatıp bu güzel anı ilkiklerine kadar yaşayan kız yaklaşık yarım saat sonra vücudunda hissettiği titremeyle oturduğu sallancaktan kalkıp saçlarını düzeltti ve içinde hiç kaybetmediği canlılıkla küçük çoçuklar gibi koşarak ayrıldı Aşiyan parkından.

Evleri kışlayla aynı sokak üstünde olduğundan evine girerken veya çıkarken hep kışlayı görüyor ve bu içinde ucu bucağı olmayan duygular meydana getiriyordu.

Evine gitmek için atmaya başladığı adımlarını kışlanın önümde durdurdu, yaklaştı, demirlere parmaklarını dolayıp yüzünü demirlere yasladıktan sonra içeriyi tabiri caiz ise dikizlemeye başladı iç çeke çeke izlediği bahçede hiç bir asker görememenin verdiği hüzünle gözlerini ayırıp başını geri çekti.

Parmakları demirlerden ayrılıp yanına düştükten sonra bir adım geri atmıştı ki bedeninin daha önce olmadığını bildiği bir duvara çarpmasıyla olduğu yerde ilk başta titremiş hemen sonra arkasına dömüştü ki Hamza'nın sırıtan yüzünü görmesiyle derin bir nefes verdi.

"Ödümü kopardın !"

"Biliyorum, neden dikizliyordu bakıyom kışlayı ?"

"Ajanım bilgi edinmek için dikizliyordum Hamza ! Te Allah'ım ya ! Neden olacak bugün gelmesiğim için hasret gidermeye çalışıyordum !"

"O zaman sizi tutukalamam gerekiyor küçük hanım, yanılıyor muyum ?"
Hamza'nın dediği şeyle kızın anında gözleri büyüdü kışlaya girmek için iyi bir plandı doğrusu. Karşısındaki adama doğru yaklaştıktan sonra kısık sesle konuştu.

"Eğer gerçekten başım yanarsa bütün suçu senin üstüne atarım haberin ola"
Hamza gülerek başını salladığında kız bir adım geri çekilip iki elini yumruk yapıp birleştirdi ve adama doğru uzatıp az öncekine nazaran yüksek sesle konuştu.
"Ah askerim! Tututklayın beni ! Atın nezarete! Ama burdakine ! İstemem polis karakolu! Verin bana asker karakolunu!"

Komtanım Da KomtanımWhere stories live. Discover now