☆7. Bölüm☆

113 40 13
                                    

Hayır, bunu yapamayacaktım.

Göktuğ'un bir anlık hevesi sonucunda, soluğu bahsettiği kızın okuduğu katta almıştık. Beni tanıştıracağını ya da en azından kızı bana göstererek tanıtacağını söylemişti. Cevap bile veremeden kolumdan da tutup sürüklemişti beni, kolum hala daha sızlıyordu. O derece bir hevesi vardı.

O, bedenini duvara yaslamıştı. Ben de hiçbir şeyi görmek istemediğim için ona fark ettirmemeye çalışarak arkasında saklanıyordum. "Birazdan ders başlayacak, gidelim artık," biraz mızmızlanarak biraz da ısrar ederek bu sözleri sarf ettim ama duymadı bile. Kendini merdivenlerden çıkan kişilere kaptırmıştı.

Bir sineği kovalamaya çalışırcasına elini havada salladı. Bu noktada, sinir bozucu olan sinek ben oluyordum sanırım. Duyup rahatsız olması adına derince bir nefes alıp ofladım ama yine beni duymamazlıktan geldi. Sırtı bana dönüktü. Aramızdaki boy farkı yüzünden de mimiklerini göremiyordum ama yüzünü buruşturduğunu hissedebiliyordum.

Çalan zil sesi yüzünden kalbim ağzımda atıyordu. Şimdiye kadar kıza denk gelmemiştik ama şimdi kesin gelirdi. Geç kalmış olmalıydı. Dayanamayarak çıktım arkasından ve beni göreceği bir yere geçtim. "Belki de bugün gelmeyecektir?" onu ikna etmek için teorilerimi ortaya atıyordum ama o bana değil, odaklandığı noktaya bakmaya devam ediyordu.

"Dur iki dakika Ayça, ne bu acele?" kaşlarını çatıp anlamayan gözlerle bakınca dayanamayıp bakışlarımı kaçırdım. "Derse geç kalacağız senin yüzünden," diyerek söylendim. Bence iyi ve arkası sağlam bir bahaneydi ama gözlerini devirdi. "Yasemin Hoca her zaman on dakika geç kalıyor. Dert etme bu kadar."

Ona belli etmemeye çalışarak yüzümü buruşturdum. Yasemin Hoca'nın iki küçük kızı vardı. Biri ilkokula, diğeri de anaokuluna gidiyordu. İkisinin de okulu birbirlerine yakın değdi. Hâl böyle olunca da on dakika kadar geç kalabiliyordu.

"Belki erken geleceği tutar," derken sertçe soluğunu dışarı bıraktı. Bir şeyin üstlenmesinden nefret ediyordu. Bunu genellikle gıcıklık olsun diye yapar, sinirini bozmak için elimden geleni ardıma koymazdım ama şimdi işler biraz farklıydı.

"Biz şu an nereye bakıyoruz sence?" pat diye bunu sorunca afalladım ve yüzüne bakakaldım. Aradaki bağlantıyı, bu kadar duygunun içinde süzülürken çözemiyordum.

"Merdivenlere," cevabını verip bana söz hakkı vermeden devam etti sözlerine. "Yani Yasemin Hoca burdan geçecek çünkü bir üst kata çıkacak, uçmayacağına göre ona denk gelebiliriz," bariz bir şekilde yenilmiştim ama başka da yapabileceğim hiçbir şey kalmamıştı.

Ağlamak ile ağlamamak arasında kalırken birden deli gibi koluma yapıştı. Aşamadığım konuların üzerine bu hareketi, beni afallatmıştı. "Çabuk merdivenlere bak," küçük bir çocuğun, coşkulu heyecanıyla beraber fısıldadı. Galiba kızın duymasını ya da dikkat çekmeyi istemiyordu.

Okul formasıyla merdivenleri aşan kız ile göz göze geldik. Bu, yenildiğim bir diğer konuydu çünkü kız gerçekten güzeldi. Ben bile etkilenmiş, büyüsüne kapılmıştım.

Saçlarını, at kuyruğu yapmıştı. Yüzü oldukça pürüzsüzdü ve bu makyajla olmamıştı. Uzun yıllar sivilce problemi çeken birisi olarak artık gördüğüm kişileri bu şekilde analiz edebiliyordum. Doğal bir güzelliği vardır ve bunun dayanağı makyaj olmadığı için onu bir hayli kıskanmıştım.

Kendi sınıfına geçerken bizden tarafa baktı. Bizi, daha doğrusu Göktuğ'u, fark ederek gülümsedi ve göz kırptı.

Filmlerde izlediğim hayal sahnesini, birebir yaşadım. Ayaklarım yere basıyor, bedenim hareket etmiyordu ama ben yürüdüm. Gittim ve onun önünde durdum. Özenle yaptığı saçlarına asıldım, hıncımı almak istercesine çekiştirdim ve kıskandığım o güzel yüzüne okkalı bir tokadı savurdum.

Her şey çok hızlı gerçekleşiyordu ama gerçek dünyamda, orada durup sevdiği kişiyi kıskanan bir kızdım. Hatta imkânsız bir aşkın içinde kendini bulan zavallı biriydim.

"Gördün di mi? Bizi fark etti," başımı salladım usulca. Durgundum, gözlerim dalgınca dolanıyordu etrafta. Söyleyecek sözüm yoktu ama bana beklentiyle bakan gözleri, konuşmam gerektiğini hissettiriyordu.

"Sence nasıl birisi?" duraksadı. "Gerçi daha tam olarak tanışmadınız. İstersen onunla konuşabilirsin. Hatta bir öğlen, yemeği beraber yiyelim," dedi. Her zaman, kitaplarda yazan kalıplaşmış sözlerin saçma olduğunu düşünürdüm çünkü hiç yaşamadığım gibi onları yaşamamıştım.

Şimdi bizzat, kanlı ve canlı bir şekilde yaşıyor, her bir zerremle bunu hissediyordum.

Kafamdan aşağıya doğru bir kova sıcak su, yavaş yavaş, bana acı çektirmek istercesine yere doğru süzülüyordu. Yanaklarım ısınmıştı, canım yandığı için gözlerim doluyordu. Soluklandım, kendime gelip sağlam bir kafa ile düşünmem gerekiyordu. "Olur," derken buldum kendimi, daha fazla bir şey diyemedim. 

Yüzündeki gülüş soldu. Bu sanırım benden beklediği bir cevap değildi. Ona kıyasla ben coşkulu değildim. "Teklifim hoşuna gitmedi mi?" sorusunda en ufak bir kızgınlık yoktu, üzgün ve mutsuzdu sadece. 

"Gitti, neden gitmesin ki," dudaklarımın hemen yanındaki kaslar sızlıyordu, ağlamamak için kendimi çok kasıyordum. "Ama pek sevinmedin," gözleri üzerimde dolanıp bu söylediğini kendince tasdik etmeye çalışıyordu. 

"Sevindim. Sadece biraz başım ağrıyor, ağrı kesici alırsam geçer," dedim aklıma gelen ilk bahaneyi söyleyerek. 

Kalbimi tekletecek, nefesimi kesecek bir hareket yaptı. Bir adım atıp elini anlıma yasladı. "Ateşin yok," dedi kendi kendin mırıldanırcasına. "Hasta değil gibisin," bunu onaylatmak istercesine gözlerimin içine baktı.

"Hayır değilim, dün gece pek iyi uyuyamadım. Ondan oldu herhalde. İlaç alırsam geçer," onu artık çok iyi tanıdığım için hemen ekledim, "Yanımda var, merak etme," dedim. Dudaklarını birbirlerine bastırdı ve başını salladı.

Merdivenlerden çıkan hocamız, kurtarıcım oldu. "Bak," diyerek işaret parmağımla merdivenleri gösterdim. "Yasemin Hoca gidiyor, acele etmemiz lazım," onu beklemeden ileriye doğru atıldım. Arkamda kaldığı için üzgün yüzümü, ağlamak ile ağlamamak arasında can çekişen gözlerimi göremiyordu.

Görmesindi zaten. İçimde kopan fırtınalardan sadece ben haberdardım ve bu nedensizce güçlü hissettiriyordu.

Bölüm nasıldı?

Diğer bölümde görüşmek dileğiyle 💙

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Oct 09, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Sevimsiz ^TEXTİNG^Where stories live. Discover now