-3

4 0 0
                                    

(Düş'ün ağzından)

Karşımdaki adamın adını bile bilmiyordum. Motoru çalıştırıp az hızla kapıya doğru ilerledim oda aynı şekilde peşimden geldi. İkimizde kapından çıkmıştık yan yanayken bana baktığını fark edip ona baktım kaskımı kapatıp önüme döndüm. Egzozdan büyük bir ses çıkarınca ikimizde hızlanmıştık 2-3 tur dönmüştük koca yarış arazisini ikimizde hep eşit gitmiştik. Aslında yakışıklı çocuktu....
- Kaslı maslı narkotik"

Motorları yerine yerleştirip arabaya doğru ilerlemeye başladık

Düş- "Yeni misin?"

Furkan- " Evet Muzaffer Beyin yanında yeniyim ama işte yeni değilim"

Düş- "Haa yani ilk kez yaptığım şeyler değil bunlar diyorsun"

Gülerek ona bakmıştım saçını karıştırıp önüne dönmüştü

Furkan- " Evet bir bakıma öyle"

Düş- " Daha önceden kime çalışıyordun"

Furkan- " Tanımazsın"

Düş- " Tanırım belki Allah Allah söyle işte"

Furkan- " Franka diye tanınan adam"

Düş- "Eski sevgilime yani"

Adam gözlerini kısıp durdu anlam veremeyen bakış attı. Bende aynı şekilde durup ona baktım.

Furkan- " Adam 57 yaşında"

Düş- " Aşk yaşa bakar mı"

Furkan- " Bu kadar farksa başka bir şey olarak düşünürüm"

Düş- " Adamı öldürüp mirasa çökmek gibi şeyler mi"

Furkan- " Olabilir"

Düş- " Şaka yaptım adamla bir alakam yok ama duymuştum adını adamı tanımıyorum"

Furkan- "Tanıman gerekmez zaten"

Düş- " Adın ne senin"

Furkan- " Furkan"

Düş- " Furkan çok klişeymiş"

Furkan- " Seninkide fazla klişe"

Düş- " Evet"

Arabaya binmiştik. Bu sefer sol koltuğa doğru ilerleyip oturmuştum. Şaşırmış gibi gözükmesede bence şaşırmıştı yani araba yaklaşık 5 dakikadır çalışıyordu. Sessizliği bozan ben olmuştum.

Düş- "Neden bu işe girdin"

Furkan- " Nasıl yani"

Düş- "Bilmem neden başladın bu işlere"

Furkan- " Bilmiyorum"

Düş- " Nasıl bilmiyorsun"

Furkan- " Parasızlık belki"

Düş- " Para için yani"

Furkan- " yani"

Ona bakmıştım ama o yola bakıyordu. Para için bu işe mi girilirdi gidip cafede çalışsaydı. Parasızlık insanı böyle yerlerde çalışmaya kadar sürüklüyor demekki ayakkabı çıkarıp koltukta bacaklarımı kendime çekip kollarımla bacaklarımı sarıp yattım.

Furkan- "Nereye gidicez bu arada"

Dediğinde kafamı kaldırıp ona baktım biz nereye gidicektik ki hiç bir yere gidesim yoktu ama antrenman yapmam lazımdı.

Düş- " Sen gideceğin yere sür"

Furkan- "Sen"

Düş- "Nereye gideceksen sür işte"

Furkan- "Peki..."

Sessiz geçen 5 dakikanın ardından Furkan konuştu.

Furkan- " Düş sen neden bu iştesin"

Ona bakmıştım uzun süre sonra bu soruyu duyuyordum.

Düş- "Babamın bana bıraktığı tek miras"

Furkan- " Nasıl yani"

Düş-" Bizim baba mesleği bu babamdan da bana kaldı"

Furkan- "Anladım. Yapmaktan keyif mi alıyorsun yoksa zorunlu mu"

Düş- " Benim hayatım bu boks tek becere bildiğim şey ayrıca keyif almıyorum ama stres atıyorum"

Furkan- " Anladım"

Düş- "Eğer paran olsaydı ne mesleği yapardın"

Furkan- "Asker olmak isterdim"

Ona kaşlarımı çatarak baktım. Bana bakmıyordu.

Düş- " Asker niye olmak isterdin ki"

Furkan- " Çocukluktan beri hayalim"

Düş- "Anladım"

Furkan- " Peki sen ne mesleği yapmak isterdin"

Düş- " Bilmem hiç düşünmemiştim"

Bu sefer o bana kaşları çatık bakıyordu

Furkan- " Nasıl yani hiç ne olmak istediğini düşünmedin mi"

Düş- " Hayır zaten hayal kurmak zorunlu bir şey değilki istediğim şeyi yapıyorum ben"

Furkan bir şey dememişti. Geldiğimiz yer kocaman bir binaydı. Çatlarımı çatıp binayı inceledim.

Düş- " Burası neresi"

Furkan- "içeri girince görürsün"

Arabadan ikimizde inmiştik. O önden ben arkadan binaya girmiştik.

ŞAMPİYON & AJAN Where stories live. Discover now