Bölüm / 8

202 14 9
                                    

Dışarıdan gelen seslerin yoğunluğuyla geldiğimizi düşünerek gözlerimi açtım. Mert elinde anlam veremediğim bir kağıdı panikle cebine sokmuştu hemen, ne kadar merak etsemde soramamıştım özeliydi belli ki.

"Geldik mi?"dedim inen insanlara bakarken. Mert tekrardan kapıya yaslanıp." Daha değil." Dedi bunu gerçekten çok yorgun bir ses tonuyla söylemişti. Onu gerçekten yormuştum bugün ama birazdan benden kurtulacaktı işte.

Gözlerimi dinlendirmek üzere tekrar kapattım. Bugün yaşadığım olayları aklımdan geçiriyordum bir yandan da. Acaba ailem ne yapmışlardı diye düşünüyordum. Umarım inanmışlardır ve beni aramaya kalkmazlar.

"Hadi geldik ece." Mertin sesiyle kafamdaki kargaşadan kurtulmuştum. Metrobüsten indikten sonra bana yeniden elini uzattı bu sefer hiç düşünmeden tutmuştum o eli çünkü bu sondu.

Yerin altında merdivenlerle mücadelemizden sonra sonunda gün yüzüne çıkabilmiştik. İkimizden de hiçbir ses çıkmıyordu sadece yürüyorduk. Biraz daha yürüdükten sonra yine büyük bir binanın kapısına gelmiştik.

"Geldik." Mert kafasını kaldırıp binaya üzgün bir bakış atmıştı. Sonra derin bir nefes aldı ve devam etti. "Eee ece hanım bu kadarmış kendine iyi bak olur mu."

Bende derin bir nefes almıştım. Hayatımda hiç böyle bir adamla karşılaşmamıştım o gerçekten iyi biriydi sanırım bu yüzden bu kadar üzülüyordum. Peki o neden bu kadar üzGün görünüyordu anlam veremiyorum.

"Ee mert bey teşekkür ederim her şey için seninde başını çok ağrıttım kusura bakma olur mu?" Yüzüme kocaman bir tebessüm koymuştum bütün bunları söylerken.

"O ne demek öyle ece ben bugün gerçekten hiç olmadığım kadar huzurlu ve mutluydum bende teşekkür ederim bana böyle hissettirdiğin için."

Ne diyeceğimi bilemiyordum. Ne demeliydim ben ona bu kadar minnettarken o bana neden teşekkür ediyordu. İşte buna da hiç alışık değildim. Hatta bana teşekkür eden birileri olmamıştı ki hiç hayatımda. Yaptığım her şey görevimmiş gibi davranmışlardı. Ben bu güzel yürekli adama ne diyecektim.

Sessizliğimden bir şey diyemediğimi anlamıştı galiba mert o yüzden beni daha fazla zor durumda bırakmak istememiş olacakki söze girdi." Görüşürüz o zmn elbet bir gün denk getirir hayat bizi."

"Elbette getirir. Görüşürüz."

Vedalaşmıştık. Artık bitmişti...

Mert arkasını döndü ve yürümeye başladı bense arkasından ağır adımlarla yürüyen bu adamı izliyordum. Birden aklıma soyadını bilmediğim geldi eğer bilirsem onu bulmam daha kolay olurdu. Arkasından seslendim." Mertt."

Ben seslenir seslenmez hemen arkasını dönmüş ve tereddütle o umut dolu kahveremgi gözlerini üzerime dikmişti.

"Ne oldu bir şey mi oldu biri bir şey mi dedi ha. Söylesene ece."

Elimle kolunu tuttum sakinleşip nefes almasını istercesine. Kafasıyla bir anlık elime bakıp sonra tekrar gözlerini gözlerime dikmişti benden bir cevap beklercesine. "Yok yok merak etme ben sana soyadını soracaktım."

Mert şaşırmış gözüküyordu."neden ki."

"Karşılaşalım diye."

Karşımdaki adamın yüzüne kocaman bir gülümseme yayılmıştı. "Mert korkmaz."

Unutmamak ve aklıma kazımak adına tekrar etmiştim." Mert korkmaz görüşürüz o zmn."

Diyip hızla mertin yanından koştum ve yurdun kapısından içeri girdim. Artık yeni bir hayata adım atmıştım. Bundan sonra burada kalacaktım. İçeriye hiç düşünmeden girmiştim.

Daha sonrasında işlemleri hallettim ve artık odamdaydım. Sanırım daha ilk gün olduğundan yurt pek kalabalık değildi benim yatağım hariç 3 yatak daha vardı ama onlar şuanlık boştu.

Yatağımı düzeltim üzerine uzandım ve az önce yollarımızın ayrıldığı adamı düşünmeye başladım. Mert korkmaz. Acaba bir daha karşılaşır mıydık?

Sizce mert ve ece tekrar karşılaşacak mı?

Bölümü nasıl buldunuz?

Bölümü beğendiyseniz lütfen oylamayı unutmayın.:)

Son defaWhere stories live. Discover now