.4

124 16 3
                                    

jungguk sıcak duş ardından akşama kadar uyumuştu.

taehyung junggukun odasının kapısını hafiften tıklattığında,jungguktan cevap gelmeyince içeri
girmişti.yatağında kıvrılarak uyuyan junggukun yanına doğru gidip,yanı başına
oturmuştu.

"jungguk"

jungguk tek seslenmede uyanıp taehyunga bakmıştı.gülümseyerek kollarını kaldırıp yukarı doğru esnediğinde üstündeki pike
yavaşça göğsüne kadar açılmıştı.taehyung, junggukun iki göğüs uçlarında ki piercinglerine bakmıştı.junggukun uzun esnemesi bitince doğrulup taehyunga bakmıştı.

"seninle uzun uzun konuğmak istiyorum hyung"

taehyung başını onaylar şekilde sallamıştı.

"kahvaltıda konuşalım gel"

"şey,ben muzlu sütlü gevrek severim.var mı evde?"

"aldırırım"

jungguk gülümsediğinde taehyung da gülümsemişti.

...

"beğendin mi?"

jungguk gevreğini yerken başını sallamıştı.

"çok güzel"

jungguk kaşığını bırakıp,ağzındaki lok a bitince konuştu.

"beni nerden buldun?"

taehyung jungguka bakmıştı.biraz düşünüp
çatalını bıraktıktan sonra konuştu

"baban seni bir çeteye satmıştı.onların elinden aldım"

"beni sahiplenmek için mi aldın?"

"hmmm,hayır"

"peki ne için?"

"kötü amaçlar diyelim, içini açmayalım bunun"

jungguk başını sallamıştı.

"katlanılmaz bir çocukmuşum ya, o bir kaç hafta nasıl katlandın bana?"

gülümseyerek sormuştu jungguk.taehyungda
gülerek cevap verdi

"ne sen sor,ne ben cevaplayayım"

"neden? bence o kadar kötü değilimdir ya"

"normal çocuklar gibiydin işte.eskiden öfke sorunlarım olduğu için sana dayanamıyordum,
yani tahammülüm yoktu"

"hâlâ aynı mısın?"

"hayır,tedavi gördüm"

"anladım"

"en ufak şeye ağlıyordun.ve sana bakan hizmetci aptalın teki olduğum için sinirden kafamı duvarlara vururdum sana ya da ona vurmamak için"

"gerçekten mi?"

"evet"

"küçüklükteki ben adına özür dilerim.artık usluyum"

ikiside gülmüştü.

"bir gün odadan gizlice çıkıp,salonumdaki en pahalı vazomu kırmıştım"

jungguk dudaklarını ısırmıştı.

"işte ertesi gün seni evden gönderdim"

16 sene önce

jungguk sessizce ağlarken bir yandanda hıçkırıyordu.yataktan kalkıp gözyaşlarını silerek elindeki ayıcığıyla beraber kapıya doğru yürüdü.kapıyı yavaştan açıp başını dışarı uzatmıştı.yavaş adımlarla odadan çıkıp merdivenlere doğru giderken etrafa bakıyordu.teker teker basamaklardan inip salona geçti.

a bad past | taekookWhere stories live. Discover now