Melek, hayatın bütün zorluklarını görmüş üzerinden gelmeye çalışırken altında kalmış kız...
Nefesim arada kesiliyordu. Bileğimi çok sıkmışlardı. Canımı yakıyordu. Hiç bir şey yapmadım.
Bitkinim, yorgunum, kırgınım.
Uyumak istiyordum. Yine ve yenide...
Kabinde fiyatına bakmıştım. Çok pahalıydı. Gerçekten çok pahalıydı. "Gerek yok. Olmadı bence."dedim.
"Neresi olmadı Melek?"
"Bilmem."dedim.
"Hadi git değiştir üstünü."dedi annem.
"Bunu alacağız."dedi annem elbiseyi elinde tutarken.
"Çok pahalı."
"Hayır değil."
"Hayır pahalı."
"Melek alacağız dedim."dedi annem. Böyle sinirle konuşunca biraz değişik olmuştum.
Kafa salladım.
Elinde elbise ile gitti annem. Gözlerim doldu. Çok değişik olmuştum.
Benim kıyafetimden sonra anneme kıyafet bakmıştık.
Güzel siyah bir takım almıştık(Medya). Aşırı şıktı. Yakışmıştı da. Boyu uzundu. O yüzden çok güzel olmuştu.
Şimdi ise hep beraber birşeyler içiyorduk. Birazdan şirkete geçecektik.
"Anne düğün kimin?"diye sordu Asaf abim.
"Ya hani babanın eski bir ortağı vardı. Alpden bir yaş büyük oğlu vardı. Hah işte onun oğluşum."dedi annem.
"Bir de Bora yaşında çocukları vardı."
"Ondan büyük ama aynı okuldalardı. İsmi Demir."dedi annem.
Gözlerimi büyüterek anneme baktım.
Bora ile göz göze geldik. "Anne o düğüne kesinlikle gelmiyor Melek."dedi Bora.
"Neden oğluşum?" Ne bu oğluşum merakı.
"Anne Demir var. O çocuk Meleğe takık."
"Siz yokmusunuz orada?"
"Varız anne."
"Eee oğlum. İzin vermezsiniz Meleğe bir şey olmasına. Ya ben sizi böyle akılsız mı yetiştirdim? Gerçi sen küçükken kafanı bir yere vurmuştun ondan sonra böyle oldun."dedi annem.