29

10.7K 743 191
                                    

Gözlerimi açmıştım ama hala tam anlamıyla uyanabilmiş değildim. Kulağıma dolan kapı zilinin gerçekliğini sorgularken yeniden çalan zille gerçek olduğunu anlayıp yataktan kalktım. Gözlerimin önüne düşen saçlarımı geriye doğru iterken odadan çıktım. Saat kaçtı ve bu saatte kim gelmişti acaba? Annem işteydi, belki de o gelmişti. Şu an gerçekten beynimin çalıştığını hissetmiyordum. Koridoru geçerken üşüme hissiyle kapıya gidip artık kaçıncı olduğunu bilmediğim zil sesiyle kapıyı açtım. Kapıyı açar açmaz görmeyi beklemediğim kişiyle, Mahmut'la göz göze geldim.

"Mahmut?" dedim çatallı çıkan sesimle. Ne işi vardı burada.

"Telefonlarımı neden açmıyorsun?" dedi Mahmut gözlerimin içine merakla bakarak. Ben söylediği şeyi algılamaya çalışırken gözleri benimle olan teması kesti. "Hasiktir Ayaz... Bu halde mi açıyorsun kapıyı?"

Ne halinden bahsettiğini anlamak için onun baktığı tarafa baktığımda altımda yalnızca boxer olduğunu fark ettiğim için bir anda bütün uykum gitmiş gibi şaşkınlıkla gözlerimi açtım.

Kapıyı yüzüne kapatırken utançtan alev almış gibi hissettiğim suratımla "Bir dakika!" diye seslenip koşar adım odama döndüm. Altıma bir şey giyerek yatmayı sevmezdim. Üzerime herhangi bir tişört geçirip altımda iç çamaşırıyla yorganın altına girdiğimde daha rahat hissediyordum. Tabii sabahları annem kapıyı çalmadan girmez, bu saatte de gelen kimse olmazdı bu yüzden bu durum alışkın olduğum bir şey değildi.

Hemen odamda bulduğum bir eşofman altını geçirip lavaboya doğru ilerledim. Uyumayı çok seviyordum ve hala ayılabilmiş değildim. Hemen yüzümü yıkayıp saçlarımı da düzelttikten sonra tekrar kapıya döndüm.

Kapıyı açar açmaz Mahmut'un çatık kaşlarıyla karşılaştım. "Ben değil de başka biri olsaydı da o kılıkta mı açacaktın kapıyı?"

"Senden başkası bu saatte gelmezdi."

"Saat 10 buçuk Ayaz." söylediğine cevap veremedim. Yatağıma dönüp uyumak istiyordum.

"Neden telefonlarımı açmadın?"

"Uyuyordum..." bir çocuk gibi mızmızlanarak konuşmuştum ama tamamen istemeden oluyordu bu.

"Gelebilir miyim? Annen evde değil dimi?" dedi. Bunu zile o kadar bastıktan sonra sorması komik gelmişti.

"Gel." dediğimde bir adım attı ama benim tekrar konuşmamla olduğu yerde durdu. "Ama ben uyuyacağım."

"Uyursun."

Mahmut ve emrivakileri, diye düşündüm kendi kendime. Kafamı sallayarak içeri geçmesini sağladım. Elinde bir poşet vardı ama sorgulamadım.

Odamdan içeri girdiğimizde gözlerim acıyordu. Dün gece hiç uyku tutmamıştı. Sürekli uyuyup saçma sapan rüyalar görüp geri uyanmıştım.

Yatağa oturduğumda Mahmut odaya yeni giriyordu. Elinde poşet yoktu, onu bıraktı herhalde diye düşündüm.

"Sen de uyu istersen." dedim. Çok uykum olsa da onunla uyuma fikri hoşuma gitmişti. Yatağım çok büyük değildi ama biraz sarılsak sığar gibiydik.

"Tamam.. Burada uyurum ben de." deyip ikili koltuğa oturdu. Odam geniş olduğu için boşluğu koltukla doldurmak istemiştim. Tabii Mahmut'un uyuması için değildi o koltuk.

Biraz hayal kırıklığıyla yatağa uzanıp üstümü örterken o da koltuğa uzandı. Hemen gözlerimi kapattım. Altımı hemen hemen çıplak görmüştü, benimle uyumayı reddetmişti. Bu olaylar biraz beni utandırdığı için gözlerimi açıp onunla göz göze gelmeye korkuyordum. Neredeyse on on beş dakika uyumak için çabalasam da bir sağa bir sola dönmekten uyuyamıyordum. Aklım sürekli hemen karşımdaki koltukta uyuyan koca çocuğa kayıyordu. Gözlerimi yavaşça açtığımda onun kapalı gözleriyle bebek gibi durmasını izledim biraz. Yavaşça üstümdeki yorganı açıp yataktan kalktım. Biraz ses çıkmıştı ama Mahmut gözünü açmamıştı.

MAHMUT -gayWhere stories live. Discover now