1.Bölüm

51K 1.3K 195
                                    

Merhaba canlarım,

Yeniden Demiralp ve maceralarıyla birlikteyiz. Yeni halini sizlerle paylaşacağım. Umarım beğenirsiniz. Ama bölümler çok sık gelmeyecek. Çünkü bölüm atmadan önce düzenlemem de hayli vaktimi alıyor. Biliyorsunuz iki hikaye yayınlıyorum. Bu sebeple bölümler çok nadir gelecek. Seviliyorsunuz. ❤

Keyifli okumalar dilerim.

*****

Ömürlük sevdalara yazdık adımızı

Aşkın en kuytularına saldık yüreğimizi

Tatlı bir bahar rüzgarıydın bana doğru esen.

Candın canan ol istedim

Ruhuma can ver,

Tüm benliğime aşk ol istedim.

Yeniden bana umut

Kalbime sahip

Gözlerime eş ol istedim.

Ben sadece seni istedim...

****
Mardin

"Bir türlü anlamadın. Şu baş ağrılarının sonu yok işte! Bu ağrı kesici ile olacak iş değil," diye sinirle konuştu Turaç.

Arkadaşı Demiralp'i çocukluğundan beri tanıyordu. Kendisi hariç hiç kimse ona zorla bir şey yaptıramazdı. Bu yüzden Demiralp'in üzerindeki imtiyazını kullanacak ve hayatını ikinci plana atmasına izin vermeyecekti.

Demiralp karşısında rahat bir şekilde oturan, kardeşlerinden ayırmadığı arkadaşına baştan aşağıya şöyle bir baktı. Kendisi gibi bir seksen beş boylarında, kumral ve ela gözlüydü Turaç. Kendi gülmeyen yüzüne inat hayli güler yüzlü ve sıcakkanlıydı. Bu dünyada kendisine haddini bildirebilen tek adamdı. Arkadaşına tek kaşını kaldırarak, alaycı bir bakış attı.

"Çok biliyorsun sen Uluzar! Hangi tıp fakültesinden mezunsun?" diye dalga geçerek konuştu.

Demiralp'in merkezdeki Taş Han diye adlandırılan ofisinde oturuyorlardı. Bu ofis ağa olduğu ve yardım isteyen insanlar sürekli ziyaretine gelip gittiği için vardı. Şirkete gelmeleri zor olduğu için yıllar önce böyle bir yol düşünmüştü. Her sabah olduğu gibi Demiralp ilk önce Midyat'taki baba konağına uğramış, daha sonra da ofisine geçmişti. Şimdi de Turaç ile işler hakkında konuşuyorken kısa bir mola vermiş, sohbet ediyorlardı.

Turaç "Bir gün bu inadından gebereceksin! Kalk yürü, hastaneye gidiyoruz," diyerek ayağa kalktı ve Demiralp'in üzerine doğru hafifçe eğilerek koluna asıldı.

Demiralp kolundaki eli silkeledi. "Lan bir gün elimde kalacaksın. Otur yerine!"

Turaç'ın arkadaşından duyduğu kükreme üzerinde bir etki yaratmadı.

"Hiç itiraz istemiyorum abicim. Şimdi oturuyorum ama bugün o doktora gidilecek. Çisem'i bulmamıza az kaldı, adamların eli kulağında." Arkasına dönerek kalktığı koltuğuna geri oturdu.

Çisem ismiyle Demiralp'in gözlerinden hızla bir hüzün bulutu geçti. "Yine saçmaladın Uluzar. Baş ağrımın Çisem ile alakası ne?" diye sinirle konuştuğunda yine soyadıyla hitap etmişti ona.

"Çisem'i bulduğumuzda kızla hasret gidereceğin yerde hastane köşelerinde sürünürsün artık!" diyerek arkasına yaslandı ve ayaklarını yine önündeki sehpaya uzattı.

"Bazen çok karamsar oluyorum. Diyorum ki; 'Ne yaparsan yap onu bulamayacaksın.' Ama sonra düşüncesi bile kanımı donduruyor..." Gözleri hüzünle uzaklara daldı.

YÜREĞİMİN KIYILARINDA - BASILI ESER (Ön Okuma Vardır.) Where stories live. Discover now