1.Bölüm

986 20 99
                                    

- İstanbul - 

İstanbul'un en belalı mahallesi olan Çukur yeni bir güne daha uyanmıştı. Neredeyse bütün aile uyanmış aşağı inmişti ama bir kişi uyanmak istemiyordu. Ama içeri giren kişi ile kocaman gülümser 

Ayşe : Günaydın benim küçük Kara balığım

Karaca : Anne artık çocuk değilim ben

Ayşe : İstersen 50 yaşında ol benim her zaman küçük kara balığımsın. Hadi herkes kahvaltıda

Karaca : Tamam geliyorum şimdi

Üstünü değiştirdikten sonra aşağı iner herkese günaydın dedikten sonra annesinin karşısına oturur

Ops! Esta imagem não segue as nossas directrizes de conteúdo. Para continuares a publicar, por favor, remova-a ou carrega uma imagem diferente.

Üstünü değiştirdikten sonra aşağı iner herkese günaydın dedikten sonra annesinin karşısına oturur.

Sultan : Karaca kızım evdesin dimi bu gün beraber aşevine gideriz

Karaca : Okula gidicektim ama

Saadet : Bir tanem senin dersin vardı bu gün aşevine ben giderim 

Karaca : Tamam 

Hızlıdan kahvaltısını edip Saadet ablasını evden çıkar gider. Ayşe tek kaşını kaldırmış Nedret'e bakıyordu 

Nedret : Ne diyeceksen de içinde kalmasın 

Ayşe : Karaca'nın annesi benim Nedret sen değilsin ona göre davran 

Nedret : Anne olmak için sadece doğurmak gerekmez

Nedret yine her zamanki gibi sinirini bozmuştu ama takılmıycaktı

- Adana -

Ekim ayı olmasına rağmen hala çok sıcaktı bu şehir zaten en çokta bu yüden seviyordu ya memleketini genç adam. Bu koca şehirin her sokağı taşı toprağı tanıklık etmişti neredeyse onun çocukluğuna gençliğine bu günlere kolay gelmemişti sonuçta 

Samet : Azer abi 

Azer : Söyle 

Samet : Savaş abi yine karakolluk olmuş 

Azer : Neden miş 

Samet : Biri ile kavga etmiş adını öğrenemedim ama İstanbul'un en büyük ailelerinden birinin oğluymuş 

Azer : İsterse padişah sülalesi olsun bana vız gelir. Ama sen bunun sebebini öğrenmeden gelme buraya 

Samet : Tamam abi 

Bahçeye giren kişi ile istemsizce gülmeye başlar ve ayağa kalkıp can dostuna sımsıkı sarılır 

Azer : Hoşgeldin Vartolu 

Saadettin : Hoşbulduk cağnım ne oldu gene yav 

Azer : Ne olsun ya Savaş efendi gene rahat durmamış 

Saadettin : Eee kimin kardeşi ama sen İStanbul'a gidicektin zaten 

Azer : Evet yarın akşam 

Keyiflice sohbet etmeye devam eder iki can dostu yıllar önce bir olay yüzünden tanışmaları ömürlük dost ve kardeşlik getirmişti onlara 

- İStanbul - 

Karaca yoğun geçen bir ders saatinden sonra bahçeye çıkmış telefonuna bakarken önüne konan kahve ile kafasını kaldırıp güler

Karaca : Sen var ya canımsın

Duygu : Al hadi. Senin ki görünmüyor ortada

Karaca : Bırak Allah aşkına ne benimkisi ya

Duygu : Valla bütün okula sevgili olduğunuzu söylüyor

Karaca : Aşk iki kişiliktir diğer tarafta bu yoksa zorlamanın ne anlamı var ki

Duygu : Gelde bunu Mehmet e anlat sen

Karaca : Neyse ne ya onu düşünmek istemiyorum

Duygu : Akın yarın geliyor dimi

Karaca : Evet yarın

İki arkadaş terkar derse kadar bahçede zaman geçmişler. Akşam olduğunda ise Karaca hiç istemediği için Duygu'da kalmaya gitmişti 

- Çukur - 

Saadet ve Ayşe bulaşıkarı toplarken yanlarına yine tüm kibri ile Sultan Koçovalı gelir 

Sultan : Kızına göz kulak ol okul bahanesi ile nerelerde sürttüğü- 

Ayaklarına doğru fırlatılan tabaklar ile lafı yarıda kesilir şaşkınca ama bir o kadar da sinirle Ayşe'ye bakar 

Sultan : Ne yapıyorsun sen 

Ayşe : Bana bak benim kızıma laf söylemek ne sana düşer nede Nedret'e bir daha sakın 

Sultan : Ben onun babannesiyim 

Ayşe : Ne babannesi be. Kızımın üstünden elinizi çekin yoksa karışmam 

Sultanîn daha fazla konuşmasına fırsat vermeden hızla onu itip mutfaktan çıkar Saadet'te peşinden gider

- Ertesi Sabah - 

Ayşe Saadet Karaca ve Duygu Akın'ı karşılamak için havaalnına gelmişlerdi. Karaca elini boynuna attığında kolyesinin olmadığını fark eder 

Duygu : Ne oldu 

Karaca : Kolyem yok 

Ayşe : Kızım belki evde kalmıştır 

Karaca : Hayır ya eminim boynumdaydı. Abimin hediyesiydi o bana 

Tam o sırada 

Akın : Merak etme ben sana yenisini alırım 

Koşarak abisine sarılmış kısa bir hasret gidermeden sonra beraber bir lokantaya giderler. Akşam olduğunda ise hiç istemeselerde Çukur'a geri dönerler ama gördükleri manzara onları daha da şaşırtır 

- Ev - 

Azer ve Vartolu yoğun geçen bir günden sonra gece eve gelmişlerdi. İçeri girdiklerinde üstü başı kan içinde kalmış olan Savaş'ı görürler 

Azer : Ne oldu oğlum sana 

Savaş : Abi ben- 

Saadettin : Oğlum konuşsana lan 

Savaş : Ben birini öldürdüm 

Azer : Kimi lan kimi 

Savaş : Kahraman Koçovalı 

Savaş : Kahraman Koçovalı 

Ops! Esta imagem não segue as nossas directrizes de conteúdo. Para continuares a publicar, por favor, remova-a ou carrega uma imagem diferente.

Karaca'nın Kolyesi 

Az önce atmıştım ama bazı yerlerde yanlış yazmışım ve son kısımları yoktu o yüzden tekrar attım 

Vartolu Saadettin'e ne diyorsunuz 

Kolye'yı aklınızda tutun çünkü lazım olucak

ANLAŞMAOnde as histórias ganham vida. Descobre agora