Karanlık • [b×b]

由 mavigollge

2M 164K 86.3K

[Tamamlandı] Ayaz, yıllardır tek başına yaşayan, kendi halinde bir adamdı. Şimdiyse karşısında bir ay boyunca... 更多

-1- Tanışma
-2- Yakışıklı
-3- Kıskanç
-4- Kaza
-5- Banyo
-6- Çorba
-7- Kütüphane
-8- Yemek
-9- Dalga
-10- Market
-11- Kayıp
-13- Hazırlık
-14- Hayal
-15- Davet P1
-16- Davet P2
-17- Yardım
-18- Heyecan
-19- Dilek
-20- Öpücük
-21- Ateş
-22- Trip
-23- Kahvaltı
-24- Farklı Duygular
-25- Utangaç
-26- Benimki
-27- Sabır
-28- Veda
-29- Hüzün
-30- Özledim
-31- Kahraman
-32- Şefkat
-33- Sevgilim
-34- Kontrol
-35- Yolculuk
-36- Tatil
-37- Bar
-38- Yalnız
-39- Gönül Almak
-40- Telefon
-41- Bebek
-42- En Değerlim
-43- Hissetmek
-44- İstek
-45- Tüm Kalbimle
-46- Gergin
-47- Civciv
-48- Planlar
-49- Hayallerimden Güzel
-50- Sevimli
-51- Bambaşka Dokunuşlar
-52- Gökkuşağı
FİNAL

-12- Vicdan

44.3K 3.6K 780
由 mavigollge

Yankı karşımda iştahla hamburgerini yiyordu. Az önce bana yaşattığı şeyden hiç haberi olmadan, keyifli keyifli konuşuyor çok lezzetli olduğundan bahsediyordu. Söylediklerini işitiyordum ama anlayamıyordum sanki. İçime bir kasvet çökmüştü, kapatmıştım kendimi. Elimde olan bir şey değildi. Tek isteğim yatağa girip uyumaktı.

"Sen yedin mi Ayaz abi?" hiç dokunmadığım hamburgerime baktım.

"Evet."

"Eline sağlık." peçeteyi bulup dudaklarını sildi. "Çok güzel olmuş."

"Doydun mu?" dedim manasızca, başını aşağı yukarı sallayıp içeceğini içti. "Yorgunum ben, yatacağım." ayağa kalkıp tabakları tepsiye koydum, elime alıp içeri giderken bir gözüm Yankı'daydı. Yavaş yavaş geliyordu peşimden.

Elimdekileri mutfağa bırakıp odama gitmek için merdivenlere yöneldim. Yankı koltuğa gidip otururken yüzü düşmüştü. Tek başına sıkılacak ve kafasında kurmaktan korkacaktı yine.

"Yankı, gel."

"Nereye?"

"Kalk." birkaç adımda yaklaşıp bileğinden tuttum. Merdivene kadar geldiğimizde yüzüme baktı.

"Nereye?" diye sordu tekrardan.

"Odama."

"N-neden?"

"Yatacağım dedim ya Yankı." basamakları bir bir çıkıp odaya kadar geldik. Kapıyı kapattıktan sonra zemine yakın pencereleri de örttüm. Aksi takdirde Yankı'nın takılıp aşağı düşmesi muhtemeldi.

"Ben ne yapacağım?"

"Uyumak istemez misin?" bir iki saniye durup kendini yokladı.

"Sanırım yorgunum."

"Gel." bileğinden tutup yatağa oturttum. Bastonunu kenara yaslayıp, yanına geçtim. Aramızda uzun bir mesafe vardı. "Bak, müzik açıyorum. Sıkılmazsın."

"Teşekkür ederim." odayı dolduran yatıştırıcı şarkıyla gülümsemesi büyüdü. "Yatağın çok rahatmış."

Neredeyse bir buçuk haftadır onu koltukta yatırdığımı anımsayınca dudağımı ısırdım. Çok mu rahatsızdı acaba?

"Sen rahat edemiyor musun?"

"Ediyorum ama..."dudaklarını düz çizgi haline getirdi. "Biraz sert."

O odayı açmam lazımdı artık. Eninde sonunda olacak bir şeydi bu. Orayı sonsuza kadar kapalı tutamazdım. Çocuğun rahatsız olduğu yüzünden okunuyordu. Sertçe yutkunup Yankı'ya arkamı döndüm. Birkaç saat kestirecek ve kalkacaktım. İçimdeki sıkıntının geçmesi için bu şarttı.

**

"Ooo ben yokken siz işi baya ilerletmişsiniz."

işittiğim tanıdık ses uykumun en güzel yerini böldüğü için kaşlarımı çattım. Günün ortasında uyumaktan dolayı oluşan baş ağrımı yok sayıp yavaş yavaş araladım gözlerimi. Kaynağını anlayamadığım halde burnuma dolan müthiş bir koku vardı.

"Ne..." diye mırıldandım uyku haliyle. "Nilay?"

"Benim bebeğim benim." vücudumu gererek gözlerimi tamamen açtım. "Ne iş?" muzip bir ifadeyle sırıtınca ne olduğunu anlamaya çalıştım. Alt tarafı Yankı'yla uyuyorduk.

Üzerimde daha yeni hissettiğim ağırlıkla gözlerim irice açıldı. Yankı bacağını bacaklarımın üstüne atmış, başını omzuma yaslamıştı.

"Noluyoruz lan." kendimi geri çekip üstümdeki bedeni yatağa bıraktım. Hafif aralık dudaklarını kapatıp uykusuna devam etti.

"Valla sen anlat, noluyorsunuz?"

"Saçma saçma ima yapma." Yankı'ya bakarak boğazımı temizledim. "Korkmasın diye yanıma aldım, uyuyakalmış."

"Korkmasın diye yanına aldın...sen, Yankı'yı?"

"Evet." dudağını ısırarak gülüsmsedi.

"Vicdan yapmışız."

"Vicdan falan değil sadece..."aklıma birkaç saat önce yaşananlar gelince yutkundum. "Evin içinde kayboldu, zor buldum."

"Evin içinde nasıl kaybolabilir Ayaz?"

"Bulamadım işte, yukarı çıkmış duymamışım sesini." yastıkta dağılan saçlarına baktım. "O bana emanet, başına bir şey gelse Meral'e ne diyecektim."

"Ha ondan endişelendin yani..."

"Başka ne olacak Nilay?" kaşlarımı çattım, yüzündeki ifade sinir bozucuydu. "Salak salak şeyler düşünme."

"Bebişim salak olan ben miyim, eve nasıl girdiğimi bile sormadın hala." eliyle dudaklarını kapatarak kıkırdadı. Yankı bir elini dizime atınca tüm bedenim gerildi. Bir rahat uyu be çocuk.

"Nasıl girdin?"

"Kapıyı açık unutmuşsunuz, Allah'tan başka biri girmemiş." Ben önden girmiştim eve, sonradan gelen Yankı'ydı. Kapıyı kapatmamıştı demek ki.

"Ulan Yankı..."

"Aman sen bir de bunun için azarlarsın çocuğu, unut gitsin."

"Azarlarım tabii, eve biri girse ne bok yiyecektik?" kaşlarımı çattım. Ben uyurken Yankı'ya bir şey olabilirdi.

"Aman Ayaz, olmadı işte bir şey." yatağın kenarına oturup elimi tuttu. "Senden bir şey istemeye geldim ben."

"Hayır."

"Ya daha isteğimi duymadın!" sabırsızca nefes verdim.

"Söyle, çabuk ol."

"Sana telefonda bir işten bahsettim hatırlıyor musun, çok iyi oldu şirket adına. Büyük iş başardık falan demiştim." konuşmayı kesik kesik hatırlayınca başımı salladım. "İşte o yüzden ay sonuna kutlama düzenlendi, benim de bir kavalyeye ihtiyacım var."

"Anladım, inşallah bulursun."

"Ya Ayaz!" dudaklarını büzerek başını eğdi. "Senden başka kimim var benim?"

"Ben sevmem kızım öyle şeyleri, bilmiyorsun sanki." Kucağımda duran Yankı'nın eline baktım. "Çocuk da var."

"Biliyorum, bu minnoşu da getirirsin."

"Oldu, parti de Yankı'yla uğraşayım bir de."

"Ya Ayaz uğraşacak bir şey yok, küçük bir kokteyl olduğunu düşün. Eğlenip, geleceğiz. Bu kadar."

"Ayaz abi..." Yankı mırıldanarak gözlerini araladı. Elini kucağımdan çekip doğrulduktan sonra omzuma yasladı başını. Nereden geliyordu bu samimiyet anlamıyorum ki.

"Günaydın Yankı'm, buradayım."

"Nilay." uykulu uykulu gülümsedi. "Hoş geldin."

"Yankı'm derken?" göz kırpıp başımı iki yana salladım. İki günde neydi bu samimiyet?

"Biz de Ayaz abinle kokteyl hakkında konuşuyorduk, çok eğleneceğiz."

"Ne kokteyli?" derken omzuma biraz daha ağırlığını verdi Yankı. "Gidecek misin Ayaz abi?"

"Hayır, Nilay ablan boş boş konuşuyor." ablan kısmına vurgu yaparak kurmuştum cümlemi, bir tek ben ondan büyükmüşüm gibi davranıyordu.

"Sen de geleceksin Yankı'da, hem beni de çağıracaklar sahneye. Kardeşinin başarısını görmek istemez misin?" tuttuğu elimi kendine çekip oturduğu yerde zıplamaya başladı Nilay. "Ayaz, herkesin konuğu olacak benim kimsem yok. Lütfen, lütfen..."

"Tamam kızım ya." Nilay heyecanla boynuma atlarken irkilerek omzumdan kalktı Yankı. Bir kolumu beline sarıp kısa süre içinde ayırdım kendimden.

"Yankı'yı da getireceksin ama. Söz ver?" dediğinde Yankı'ya baktım.

"İstiyor musun ufaklık?"

"Bilmem, daha önce hiç katılmadım." parmaklarıyla oynamaya başladı. "Sizi rahatsız etmek istemem."

"Ne rahatsızlığı bebeğim?" Yankı'nın elini tutup kendine çekti Nilay. Gözlerimi devirerek baktım bu görüntüye. "Ayaz abin de istiyor senin gelmeni, öyle değil mi Ayaz?"

Yankı yüzünü bana doğru çevirip, tebessüm etti. Tebessümü koca bir gülümsemeye dönüşürken, boğazımı temizleyip gözlerimi kaçırdım. "Öyle." dedim sakince. "Senin de gelmeni istiyorum."

Elimde olsa durmadan yazicam ama olmuyo işte siz siz olun mezuna kalmayın :'(

Çokça sevgi♡

繼續閱讀

You'll Also Like

2.2M 135K 60
pabucumun bayboyu Ayşen: Ama senin gibi tiplerden hoşlanmam. Ayşen: Senin gibi tipler dediğim. Ayşen: Kötü çocuk gibi takılan. Ayşen: Zeki ve çalışk...
Peyda 由 Herkes Yalan

青少年小說

724K 48.9K 32
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
METRO 12 由 Khalesi

青少年小說

162K 21.3K 12
Bugün, onu on ikinci görüşürüm. Ve bugün, ilk defa o da beni gördü.
1.3M 52.9K 26
(18+ cinsellik ve şiddet içerir.) Başımızın üstünde ki elçilik binasının içinde bir ses yankılandı. "Şuandan itibaren; Onun tek bir saç teline zarar...