FIRTINA

By fatmaandac

2.6M 94.7K 17.4K

Kız güzeldi. Ama çocuğun çirkini... Çocuk geceydi. Ama kızın sabahı... Çocuk kıza yangındı. Kız ise kendi içi... More

BÖLÜM 1: "9 SANİYE"
BÖLÜM 2: "İLK"
BÖLÜM 3: "ÇİRKİN"
Yazardan...
BÖLÜM 4: "ERKEK EVİ"
BÖLÜM 5: "ETKİ"
BÖLÜM 6: "KADEH"
BÖLÜM 7: "MIKNATIS"
BÖLÜM 8: "SAVAŞ"
BÖLÜM 9: "TİŞÖRT"
BÖLÜM 10: "KORNA"
BÖLÜM 11: "İLAÇ"
BÖLÜM 12: "MİGREN"
BÖLÜM 13: "PORTRE"
BÖLÜM 14: "SİGARA"
Hey Millet!
BÖLÜM 15: "DEPO"
BÖLÜM 16: "YARA"
BÖLÜM 17: "İZ"
BÖLÜM 18: "ANNE"
Bilgilendirme Bölümü
BÖLÜM 19: "KÂBUS" part1
BÖLÜM 19: "KÂBUS" part2
BÖLÜM 20: "GECE"
BÖLÜM 21: "CEZA"
BÖLÜM 22: "FOTOĞRAF"
BÖLÜM 23: "KİLİTLİ KUTU"
BÖLÜM 25: "SİYAH" part1
BÖLÜM 25: "SİYAH" part2
BÖLÜM 26: "NEFHA"
Kitap Teklifi
BÖLÜM 27: "FIRTINA"
NOT
BÖLÜM 28-kesit
NOT
BÖLÜM 28: "SABAH"
BÖLÜM 29: "KASKLI" part1
BÖLÜM 29: "KASKLI" part2
Kitap Adı Değişiyor!
BÖLÜM 30: "YEMEK"
BÖLÜM 31: "YABANCI"
BÖLÜM 32: "FOTOĞRAF MAKİNESİ"
Facebook Grubu
BÖLÜM 33: "BANYO"
HEY!
BÖLÜM 34: "KİLİTLİ KASA"
Wattys 2016
BÖLÜM 35: "KAN"
YENİ BÖLÜM HAKKINDA DUYURU
BÖLÜM 36: "KARARMIŞ RUHLAR" part1
BÖLÜM 36: "KARARMIŞ RUHLAR" part2

BÖLÜM 24: "SİS"

51.3K 1.9K 844
By fatmaandac

Playlist: Celine Dion - Loved Me Back to Life

Multi: Sara Uluç

İthaf: siohtrsgnnahtesio Romaida_ OATukendikAlbayim isi_mag_nessi

Hayır ya! Rüzgar... Nasıl yani?

Telefonu kulağımdan çekip "Gizli Numara" yazıp yazmadığına tekrardan baktım. İşte orada, koskocaman yazıyordu.

"Gizli Numara Arıyor" yazısı yazmaya devam ederken Rüzgar kulağındaki telefonu çekip gözümün önünde kapattı. İçim rahatlarken elimdeki bombaya bakmaya devam ettim.

Bir yanım deli gibi onu merak ediyordu, bir yanım da deli gibi hattın diğer tarafındaki kişiden korkuyordu. Şimdilik sadece Rüzgar'ı düşünmek istiyordum, bu yüzden aramayı meşgule alıp telefonu pijamamın cebine attım.

Ardından Rüzgar'ı kapının pervazına yaslanmış pis pis sırıtırken buldum.

"Ne bekliyorsun öyle? İçeri girsene!" dedim kaşlarımı kaldırarak.

Rüzgar, "Allah razı olsun ya," diye mırıldanarak içeri girip kapıyı kapattı. Kelimeleri ağzında gevelemişti. Elimde olmadan yumuşadım.

Rüzgar, elini şakağına koyup duvara doğru sendelediğinde hızlıca koluna girip doğrulmasına yardım ettim.

"Sarhoş musun?" diye sordum. Alkol kokmuyordu ki.

İşaret parmağını havaya sallayıp kafasını sağa yatırarak kahkaha attı. "Ben içmem."

"Yaa belli," deyip merdivenlere doğru kolundan sürükledim. Hiç itiraz etmeden peşimden geliyordu.

Odalarımızın olduğu yere geldiğimizde, kolunu bırakıp "Odana gir," dedim. Kaşlarını kaldırıp dudağındaki pirsingi dişlerinin arasına aldı ve geri bıraktı. "Sen ne zamandan beri bana emir veriyorsun?" diye sorunca ellerimi göğsümde buluşturdum.

"Birkaç saniyedir,"

"Hmm..." dedi elinden şekeri alınmış çocuklar gibi suratını asarken. Ardından, suratı ani duygu değişimiyle gevşeyip dudakları yukarı doğru kıvrıldı.

Gözleri yüzümü hayretle incelerken sağ elini yüzüme doğru uzattı. İşaret parmağı alnımı sürterek şakağımı geçti ve yanağımda sabitlenip kaldı. Gözlerinin sisli bir bulutla örtüldüğünü görebiliyordum. Eli yanağıma küçük bir titreşim yayıyordu.

Titriyordu.

"Sara..." Elinin titremesi artarken yanağından aşağı süzülen iri bir gözyaşı damlası gördüm. "Bana onu hatırlatıyorsun."

Eli yanağımda birkaç saniye daha oyalanıp geri çekildiğinde gözlerinden birer gözyaşı damlası daha süzüldü. Elinin tersiyle gözlerini ve yanağını silip bana gülümseyerek "İyi geceler." dedi.

Gözlerimden birkaç gözyaşı damlası düşerken, Rüzgar'ın odasına girişini izledim.

Onun ardından donuk bakışlarımla bakmaya devam ederken aklıma birçok soru takılıyordu. Ben ona kimi hatırlatıyordum?

Eski sevgilisi?

Tabii yaa.. Beni sürekli öpmeye çalışmasının, ya da bir şekilde geri durmaya çalışmasının başka nasıl açıklaması olurdu? Eski sevgilisini unutamamıştı, değil mi?

Ah, kanım lavlar kadar kızmıştı! Beni onun yerine mi koyuyordu?

Sinirle nefes alıp odasına daldığımda, bir şeyler geveleyip kafasını geri yatağa gömdü.

"Ben sana kimi hatırlatıyorum, Rüzgar?" diye sinirle konuştum yatağına doğru ilerlerken. Rüzgar'ı kıskanmıyordum. Sadece bir kızın Rüzgar'ı ağlatması koyuyordu. Hem de benim yanımda. Gözlerimin önünde.

Rüzgar'ın yanına yaklaştıkça görüntü netleşiyordu. Nemlenen yanağımı ve gözlerimi sildim hızlıca.

Yatağının baş kısmına geldiğimde Rüzgar üstündeki kazağını çıkarıp yere attı ve yüzünü tekrardan yatağa gömdü. O an dudaklarımdan bir şaşkınlık iniltisi döküldü.

Rüzgar'ın sağ kolununun üst kısmını kaplayan bir çiçek dövmesi bulunuyordu. Çiçeğin kenarları siyah gölgelerle donatılmış, ortasından, yanından sarılmış sarmaşıkları dövmeye çok güzel bir hava katmıştı. Ayrıca dudağına taktığı o siyah pirsingi ve bu dövmeli hâli kalbimi âdeta dövüyordu.

(Rüzgar temsili)

Gecenin bu saatine kadar bu dövmeyi mi yaptırmıştı? Neden Nefes'e bir şey yapmamıştı ki?

İç sesim 'Oha bildiğin Nefes'e bir şey olsun istiyor kız' diye sayıklarken nedense suratım asıldı.

Rüzgar sadece tehdit ediyordu. Ama o tehditlerin altı hep boştu.

"Git Sara,"

Soğukvari sözleri karşısında daha da sinirlendim. Elimi yumruk yaparak yatağına oturduğumda "Söyle,"dedim dişlerimin arasından.

Boğukça bir şeyler mırıldanıp sırtüstü uzandığında ellerini ensesinde birleştirip tavana bakmaya başladı. Sanki alkolün etkisinden sıyrılmış gibiydi.

"Öğrenmek istemezsin," dedi sertçe. "Unutamıyorum."

Gözlerimin yandığını hissettim o an. Rüzgar'ın sevdiği bir kız mı vardı? Boğazıma öyle bir şey yerleşti ki, ses tellerimin koptuğunu hissettim.

Birkaç öksürükten sonra "N...nasıl? Sen... sen. Birisini..." dedim hayretle. Ardından avuç içimi alnıma vurdum. "Ah, ben... ne yapmalıyım? İstersen annemlerin yanında okumaya devam edebilirim."

Bunları ben mi söylüyordum? Az önce sinirden gözleri yanan kız bunları mı söylüyordu?!

Rüzgar, gözlerini sinirle bana döndürdü. "Ne saçmalıyorsun sen?!"

"Ben... gideceğim," deyip ayaklandığımda dirseğimde sımsıkı bir el hissettim.

Rüzgar'ın eli dirseğimden hızlıca yatağa doğru çektiğinde acıyla gözlerimi yumdum. Sırtım yatağın soğuk çarşafıyla buluştu. Ardından bir çift alev kırmızısı gözlerle karşılaştım.
"Bir yere gitmeyeceksin."

Gözleri öyle bir bakıyordu ki, retinamın bile alev aldığını hissediyordum.

"Rüzgar,"diye fısıldadım. Bedenimi güçlü bir elektrik kavramıştı ve ben bu gözlere bakmakla yükümlüydüm. Sadece 'hmm'lamakla yetinirken elleri bileklerimi çoktan yatağa sabitlemiş, bacakları bacaklarımın iki yanına dayanmıştı.

"Gidece-"

Sözlerimi kıpkırmızı olan gözleriyle kesti. "Gitme, çirkin."

"Bırakır mısın?" dedim sakin olmaya çalışarak.

"Hayır." dedi yamukça sırıtarak.

Kalbimin etrafı sımsıcacıktı. Vücudum o etkiyi kendi çevresine yayarken yutkundum. O piercingi dudaklarımda hissetmek istiyordum.

"Çirkin," diye fısıldadı. Burnuma boğazımı yaran nane kokusu hücum ettiğinde ellerinden kurtulmaya çalışıyordum. Ama bir şey... Rüzgar'ın ellerinin haricinde bir şey, vücudumu yatağa sabitliyordu.

"Neden bana çirkin diyorsun?" diye sordum daha fazla kendimi yemekten kurtulmayı umarak. "Çok mu çirkinim? O gözlerine hitap edemiyor muyum?"

Sesim hayal kırıklığına uğradığım için titreyerek çıkmıştı. Rüzgar, ağırlığını vermeden üstüme çıktığında karnımın altında oluşan sızıya anlam veremiyordum. Vücudum sımsıcaktı.

"Ah... güzelim," diye fısıldayarak konuştuğunda gözlerimi yumdum. "Güzelsin ama benim çirkinim..."

(Rüzgar Vuslat)

Gözlerimi açtığımda ciddileşmiş bir Rüzgar beklemiyordum. Elim ne olduğunu anlamadan sırtına dolandığında Rüzgar'ın dudakları yukarı doğru kıvrıldı.

Ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum. Rüzgar bu kadar yakınımdayken ne yapabilirdim ki?

"Gözlerini kapat Sara," dedi Rüzgar sanki düşüncelerimi okumuşçasına. "Ve sadece dediklerimi yap."

Tamam, anlamında gözlerimi kapattığımda Rüzgar'ın üzerimden ileriye doğru atıldığını gerilen kaslarından anlamıştım. Vücudu tamamen vücuduma temas ediyordu ve ben gözlerimi açıp o anın büyüsünden çıkmak istemiyordum.

Rüzgar birkaç tıkırtı yapıp tekrardan ağırlığını çekerek üstüme çıktığında, kolunu ensemin altından geçirdi. Soğuk bir zinciri boynumda hissettim.

Gözlerimi hızlıca açarak boynuma taktığı zinciri yakaladım. O sırada Rüzgar'ın eli ensemden çekildi. Zincirin ucunda gümüş renkte bir melek vardı. O kadar güzeldi ki...

"Bunu boynundan hiç çıkarma, olur mu?" Sesini hiç bu kadar değişik duymamıştım. Sanki... Bir şeyden dolayı özür diler gibi mahcuptu. "Ben her ne yaparsam yapayım, asla. Anladın mı beni?"

Dediklerine anlam veremezken kafamla onayladım. Ardından Rüzgar'ın yüzü bana acı çektirecek kadar yakınıma geldi.

"Söz ver bana," dedi alnını alnıma dayayarak. "Söz," dedim sırtındaki elimi daha da sıklaştırırken.

Ardından vücudunu yanıma atarak yatakta yayıldı. Bir eli belime dolanırken beni kendine döndürüp bedenlerimizin birleşmesini sağladı.

"Ben gitsem...iyi olaca-"

Bu sefer sözlerimi yarıda kesen şey, Rüzgar'ın ani bir şekilde oturur pozisyona geçip beni de kucağına oturtmasıydı.

"Sadece sus Sara,"

Dediğini yapıp çenemi kapattım. Emirlerine neden itaat ediyordum, bilmiyordum ama kalbim göğüs kafesimden fırlayacaktı az sonra.

Rüzgar'ın yeni yeni çıkan sakalları yüzünde boğazımı sıkan bir hava yaratıyordu. Rüzgar'dan hoşlanıyordum, fakat o başka birisini düşünürken ben duygularımı nasıl açıklardım?

Düşüncelerimden sıyrılırken kucağından inmeye çalıştım fakat ellerini belime sararak bu hareketimi engelledi. 'Ne yapıyorsun' bakışlarımı atmak yüzümü ona çevirdiğimde dudağındaki piercing dişlerinin arasındaydı.

Ardından birkaç saniye içerisinde o soğuk metali alnımda hissettim. Elleri tişörtümün eteklerini tuttuğunda onu durduramadım. Korkmuyordum çünkü.

Rüzgar'ın kafası geriye doğru giderken elleri beyaz tişörtümü kafamdan sıyırıp yere fırlattı ve karnımın üstünde kenetlendi. Saçlarım tişörtüm sayesinde kabarmıştı, fakat umrumda bile değildi.

O sırada huzursuzca balkonun perdesinin kapalı olup olmadığına baktım.

Karnımda sabitlediği elleri gıdıklanmama ve karın bölgemde karıncalanmalara sebep oluyordu. Çok... değişik bir histi.

Gözlerim hep o sağ kolundaki çiçek dövmesine kayıyordu. Ne kadar da asildi.

"Ne zaman yaptırdın?" diye sordum gözlerimle dövmeyi gösterirken. Sanki kırk yıl boyunca Rüzgar'ın karşısında sütyenimle kalmışım gibi rahat konuşmuştum.

"Dün," diye konuştu dişlerini göstererek gülerken.

Hâlâ koluna büyülenmiş gibi bakarken "Ben de yaptırmak istiyorum," dedim, fakat Rüzgar "Olmaz." deyip ellerini belime yerleştirerek beni kendine çekti. Boğazım safra sıvısıyla âdeta erimişti. Bu kadar yakınlık hiç iyi değildi.

"Beni öp, Sara."

Fısıldayarak konuşması yüzümü karıncalarla doldururken, dediğinin utangaçlığı sayesinde kızardım. Onu öpmek istiyordum, fakat kendimi frenleyememekten korkuyordum.

Ama yaklaştım... Yaklaştım... Yaklaştım...

Ellerim korkakça omuzlarından tuttuğunda gözlerine bakamıyordum. Bir eliyle çenemden kavrayıp yüzümüzün arasındaki mesafeyi noktalarken, bunun bir mesaj olduğunu düşünüp dudaklarına doğru eğildim. Eli çenemden ayrılıp sağ bacağımı tuttu.

Alt dudağına dudaklarımı bastırdığımda, Rüzgar'ın titrek parmakları belime battı ve o da üst dudağımı öptü.

Birkaç saniyenin ardından Rüzgar'ın dudaklarını boynumda hissettim. Boynum sanki lavların saldırısına uğramıştı. Rüzgar'dan hoşlanıyordum. Ve bu hissettiğim enerji tam anlamıyla ona aitti.

(Rüzgar Vuslat)

Rüzgar'ın dudakları sağ omzumda ilerlerken, siyah sütyenimin askısını dişleriyle omzumdan indirdi. Gözlerimi kapattım o sırada. Korkuyor muydum? Bilmiyordum.

Öteki askıyı da aynı şekilde indirdikten sonra ellerini bacaklarımdan çekip sırtıma koydu. Sütyenimin kopçasını yavaşça oynarken, alt dudağımı ısırdım.

Ben, ilk başlarda Rüzgar öpmeye çalıştı diye ağlayan kız... Ne kadar da değişmiştim.

Gözlerimi açtığımda Rüzgar'ın bana bakarak alaylı bir ifadeyle güldüğünü gördüm. Elleri hareket etmiyor, öylece duruyordu.

Kulağıma doğru yaklaşarak "Gerisini biricik sevgilin halletsin," dedi. "Tabii, dövülmekten ölmediyse."

Instagram: fatmandacx
Twitter:fatmandacx

Continue Reading

You'll Also Like

YUVA By _twclr

Teen Fiction

901K 43.7K 50
Amelya 20 yıl sonra aslında ailesinin gerçek olmadığını intikam için bebeklerin karıştırılmasına nasıl bir tepki verecek gelin hep birlikte okuyup öğ...
1.3M 89.2K 59
Çilek Alança Yıldırım mı demeliyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Çilek Alança Saruhan? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek...
7.1M 411K 84
Sevdiği çocuk yerine yanlışlıkla okulun serserisine yazan Ece, başına çok büyük bir bela aldığını fark ettiği an onu engeller. Fakat her şey için ço...
187K 11.5K 26
17 yıl sonra doğumda karıştığını öğrenen Peri... Abilerine ve üçüzlerine alışabilecek mi ? Babam gülümseyip "Aksine iyi bir şey oldu. Peri doğumda k...