BENİMLE MİSİN? (Düzenleniyor)

Bởi semanurkucuk

9.4M 29.8K 3.3K

Değişik bir aşk komedisi. Xem Thêm

BENİMLE MİSİN ?
BM - 2
BM - 3
BM - 4

BM - 1

265K 6.5K 1.1K
Bởi semanurkucuk


1.Bölüm

Yeni bir gün, yepyeni ve reprezil yeni bir gün. 

'' Anne gömleğim nerede? ''

Yatağımdan kalkıp, dağınıklığın içinde kurduğum düzende üzerime geçirebileceğim bir şeyler aradım. 

'' Nereye bıraktıysan oradadır. ''

Kocaman bir teşekkürler, bize kattıkların için daima minnettar olacağız.

Çok da canımı sıkmadan ve beynimi bunlar için yormadan bulabildiğim, dışarı çıkmaya uygun parçaları üzerime geçirdim. Benim için her kıyafet dışarı çıkmaya uygundu. Yalnızca üzerine nar suyu sıçrattığım ve onun benzeri nadide parçalar hariç.

'' Günaydın bebeğim yeni bir gün. '' dedi annem yanaklarımı sıkıp.

'' Ne derler bilirsin, lanet olası yeni bir gün. '' dedim ben de annem yanaklarımı sulu öpücüklerini bırakırken. Sakin ol sivilceye meyilli cildin annenin güzel sulu öpücüklerinden etkilenmeyecek, hayır.

'' Kahvaltıya gel bebeğim. ''

''Eğer beni sandviç yapıp öpmekten vazgeçersen öyle bir planım var canımın içi. ''

'' Ama ne leziz bir sandviç! '' elleri kaskatı kesilmiş, tarak atsan kaybolacak gürlükteki saçlarıma gitmiş onları toplamaya çalışırken. 

''Biliyor musun anne, kendiyle pek de barışık olmayan kızının saçlarını böyle köklerini çeke çeke toplamanın ona hiçbir yararı yok. '' ince bir iğneleme. 

'' Başlama yine. '' tokayı da takıp saçlarımı iyice sıktı ve kapıya yöneldi. O da alışmıştı artık bu pasif agresifliğim ve özgüvensizliğimin karışımına.

Kimsenin de öyle bayılmayacağı bir tiptim. En pahalı kapatıcıların bile kapatamadığı ve artık onlarla savaşmayı bıraktığım yüzümün her yerini kaplayan çillerim, iğneleyici laflarım, gereksiz ve olur olmadık yerde yaptığım esprilerim derken uğraşılması güç biri oluyordum.

Sevgili desen, denize olta atıp akşama kadar bekleyen balıkçılardan hallice. Sevgili şart değil tabii ama insan bu yaşa gelmiş istiyor tabi bir heyecan. Sevgililerim benim merhametime, onları psikolog gibi dinlememe bakmıyordu tabii. İki gün takıl üçüncü gün posta! Hepsinin aklı fikri nerede biliyorduk, yani belirli bir yaşa kadar hepsi çocuktu üniversiteye gelmiş bile olsalar.

Sabah sabah yine kendime antidepresan alacak kadar işkence etmeden aşağı indim. Bir tranco buskas fena olmazdı aslında. Neyse. 

Kahvaltı masasına göz kırpıp, erken saatte kahvaltıyı midem kesinlikle kabul etmiyordu, annemlere de öpücük bırakıp kapıya yöneldim.

'' Dost edin!'' dedi annem kolumdan yakalayıp.

Derin bir nefes.

'' Evet annem biliyorum yeni insanlar tanımak harika, ama keşke onlar da aynı düşüncede olsa değil mi? Gidiyorum ben. ''

'' Seni seviyoruz! '' seçilmiş insan, kuzeyin lordu biricik babam konuyu her birimiz için kapatmıştı.

Ben de seni koca yürekli adam, ben de seni!

Ona göz kırpıp koşarak evden uzaklaştım. Cidden koşarak.

Okulumdan, evimden nefret ediyorum diye bağıra bağıra koştum. Bu rahatlatıcıydı, deneyen bana hak verir. Evimden nefret etmem tamamen, evin bizzat kendisi ve lokasyonuyla alakalıydı. Yeni bir eve taşınmak ve beni alışık olduğum habitatımdan ayırmak sınırda depresyonu tetikliyordu.

Hayır bu hikaye ailesinden hoşnut olmayan şımarık bir ergenin hikayesi değil.

21. yüzyılda olmamız ve herkesin artık kablosuz kulaklığa geçmesine rağmen benim hala kabloluyla hayatımı sürdürmemden ötürü kablolarla boğuşurken önümü göremeyip sert bir şeye  çarpmamla yerde buldum kendimi.

"Hey!" ellerimi ovalamayı bırakıp sese doğru kaldırdım kafamı.

Sert bir şey, bir bıçkın delikanlıymış.

"Çok özür dilerim." dedim ama yerde olan bendim?

"Hayır asıl ben özür dilerim." 

Tam isabet. Kollarımı yakalayıp kapaklandığım yerden tek hamlede kaldırdı.

"Görmedim seni." dedim o dizlerinin üzerine çökmüş yere saçılan kulaklığımı ve telefonumu toplarken. "Bunun için de özür dilerim, nasıl telafi edebilirim." 

Çamurlanmış kulaklığımı uzattı, biraz mahcup görünüyordu. Telafi mi? Sinsi sinsi gülmek istiyordum.

"Burada yeniyim, hep de yeni kalacağım galiba. Yani..." nereye varmaya çalıştığımı anlamayarak konuşmamı alakasız bir yerde sonlandırdım.

Biraz kitap oku ve kelime hazneni genişlet yapılacaklar listesine eklendi.

"Güzel bir kafe var, ben de orada çalışıyorum hatta." çaresizliğimi fark etmiş olacak ki merhametle gülümsedi. 

''Kafe tabii, ben de arkadaşlarla gidip eğlenilecek bir mekan arıyordum!" 

Tabii arkadaşım olsaydı. Panikle sesim yükselmişti.

"Bilgisayarını, kitabını alıp gelebilirsin tekli koltuklar da var. Hem de kafenin dışına dönük sandalyelerine oturursan güzel bir de manzarası var pencerelerden."

Gözyaşım pıt mı peki?

''Motorum var,'' kaskını gösterdi "Yani şu an gidiyorum, istersen seni de götürebilirim."

"Ben. Evet ben, peki... Yani." 

Sakin ol Sırma, düşün... 

Okul. Okul arkadaş edinmek için feda edilebilir mi? Bir seferlik neden olmasın.

Yabancı biri. Beş dakika önce tanıştığın birine güvenip motoruna binmeli misin? Üniversitede herkes otostop çekip okula geliyor ve üstelik bana yardımcı oldu. 

Baya sağlam argüman bu arada!

Sesiyle beni düşünce bataklığımdan çıkardı. "Telefonun çalıyor."

Teşekkürler.

'' Tatlım bir arayıp kontrol etmek istedim, her şey yolunda mı? ''

'' Ben...Evet iyiyim. Bir arkadaşlayım." gözlerim iki saniye çocuğa gitti ve utanarak daha doğrusu yerin dibine girerek başka yöne  kaçırdım.

Arkadaşa bak, altı dakika önce tanıştık.

''Bebeğim!" annem ufak bir çığlık atıp sesini sakinleştirdi. "Hemen onu telefona ver, bir merhaba diyeyim."

Neden normal bir anne olup selam söyle deyip telefonu kapatmıyorsun, neden? 

'' Evet tabii, ne yazık ki o yemeğini yiyor şimdi konuşamaz. ''

Dilimi yeniden ısırdım yalan söyleyince hep ısırırdım, anneme yalan söylemekten nefret ederdim ama beni bu arkadaş konularında boğmasından da bıkmıştım ne yalan söyleyeyim. Kocaman bir birey olmuştum neticesinde.

'' Telefona ver tatlım onu. ''

'' Tamam bir saniye. '' 

Başımı kaldırıp  çocuğa baktım, bunu en az hasar ve utançla atlatmak istiyordum.

Bir tuşla annemin beni duyma özelliğini kapatıp çocuğa yaklaştım.

'' Bana küçük bir iyilik yapar mısın? ''

Kaşlarını çatıp baktı ama yüzünde hınzır bir gülümseme de yok desem yalan olurdu.

''Kendisi biraz çatlaktır fark edileceği üzere. Ödeşmek istiyordun?"

Şantajsa şantaj.

'' Arkadaşım olur musun? '' gözlerimi hafif kısıp utanç bakışı atılarak sorulmuş rezil bir soruydu.

"Benim de bir şartım olacak." işaret parmağını bana salladıktan sonra  "Ver şu telefonu. '' deyip kaptı elimden.

'' Evet efendim.  Biz arkadaşız. Sadece.  Hayır.  Yani evet . Hayır. Henüz değil. " gözleri gözlerimle buluşup yere indi. "Öpmedim. Henüz.  Hayır ona alkol teklif etmedim. Teşekkür ederim. Size de. Evet efendim. İyi günler. ''

Her cevabında daha da yerin dibine girmiştim. Şahane kadın beni rezil etmişti. Telefonu bana uzattığında utana sıkıla suratına baktım.

''Benim teklifim için hazır ol. '' dedi ve iki saniye sonra, ki sanırım bu annem gerçeğini sindirmesi içindi, bir kahkaha patlattı.

"Başka bir çarem yok sanırım."

...


Đọc tiếp

Bạn Cũng Sẽ Thích

1.1M 52.6K 52
Numara sallayıp, komutana denk getirmek mi? 07.12.2022 #beyza etiketinde 1.sıra 29.06.2023 #avukat etiketinde 1.sıra 18.01.2023 #hakim etiketinde 1...
2.8M 215K 61
"Ulan, diyor insan ister istemez. Bu kadar küçük bir şey de yaşıyor, konuşuyor. Hatta iç organları da var." Arşın yıllarca kardeşinden dinlediği Yüsr...
493K 5.2K 31
"Bu saatten sonra yer mekan fark etmez yüzbaşım." Yetişkin içerik !
317K 17.1K 42
Siz: Selamünaleyküm beyefendi Hayırlı Doktor Kısmet: Aleykümselam, kimsiniz? Siz: Teravihte annenizin numaranızı verip, doktor oğlum diye övdüğü kişi...