SEKRETER (+18)

siyah_kanatlimelek1

774K 13.2K 3.4K

+18 unsurlar içerir. "Dur , iş yerinde olmaz lütfen." Ellerini saçlarım da gezdirip gülümsedi. "Ben nerede ve... Еще

BÖLÜM:1 [İLK GÖRÜŞME]
KARAKTERLER
BÖLÜM:2
BÖLÜM:3
BÖLÜM:4
BÖLÜM:5 / (+18)
BÖLÜM 6: [İNSTAGRAM BÖLÜMÜ]
BÖLÜM:7 / (+18)
BÖLÜM:8
BÖLÜM:9 (+18)
BÖLÜM:10
BÖLÜM:11
BÖLÜM:12 (+18)
BÖLÜM:13 (+18)
BÖLÜM:14
BÖLÜM:16
BÖLÜM:17 (+18)
BÖLÜM:18
BÖLÜM:19
BÖLÜM:20 (+18)
BÖLÜM:21
DUYURU!!
BÖLÜM:22

BÖLÜM:15(+18)

31K 403 366
siyah_kanatlimelek1

Sınır geçmedi ama yine de attım. Lütfen izlenme sayısına göre oyu biraz daha yükseltelim.

İyi okumalar aşklarım ❤️❤️❤️

Etraf karanlıktı. Ama yakınım da konuşulan sesleri net bir şekilde duyuyordum.

"Ne zaman uyanacak? Sabah oldu neredeyse, Bora. Biz niye Afra'yı hastaneye götürmedik?"

"Bir sus be kızım ne çok soru sordun sabahtan beri! Hastanelik birşey olmadı sen abartıyorsun,bayıldı sadece."
Gözlerimi yavaşça açtığım da Bora ve Çiçek koltukta oturuyordu. Gördüğüm kadarıyla Bora'nın elinde içki vardı. Ne zaman bana bişey olsa yada yanında olmasam içki içiyordu.

"Ben mi abar- Afra! Şükür uyandın. Nasılsın, iyi misin?" Dibime girip bağırarak sorduğu sorulara karşı yüzümü buruşturdum.

"İyiyim Çiçek, ama biraz daha kulağımın dibinde bağırmaya devam edersen tekrar bayılabilirim." Bora ayağa kalkıp sert bir nefes vererek konuştu.

"Sabahtan beri aynı eziyeti bana çektiriyor. Sen nasıl katlanıyorsun bu kıza? Şahsen ben sadece 4 saat bile dayanamadım da."

Bayılmadan önce olanlar geldi aklıma. Bora'yı bir kadınla yatakta yakaladığımı hatırlayınca kaşlarım çatıldı. Ayağa kalkmak istedim ama çiçeğin beni omuzumdan geri koltuğun üzerine yatırması ile kendimi oturur pozisyona getirdim.

"O en azından sadece konuşarak benim başımın etini yiyor. Senin yaptığına ne demeli? Önce senin yüzünden kaçırıldım, ardından ihanete uğradım. Sırada ki bir odaya kapatıp işkence ettirmek mi?"

Yüzü düştü. Yaptığından pişmandı fakat bu ona sunduğum son şansdı.

Sen öyle san.

İç sesim susar mısın?

"Sarhoştum." Diyebildi sadece. Sinirle güldüm.

"Sarhoşmuş. Aman ne üzüldüm! Çiçek, yürü eve gidelim. Daha fazla bu evde kalmak istemiyorum."

Çiçeğin yardımıyla ayağa kalktığım sıra da Bora da kalktı ve kolumdan tuttu

"Arkadaşın tek gidiyor. Sen burda kalıyosun!"

"Pardon?" Çiçekle aynı anda konuştuk. Ardından tekrar ben konuştum.

"Bu teklifini kabul edeceğimi mi sandın? Senin varlığın bile bana zarar!" Diyerek bağırdım. Kolumu hala bırakmamıştı. Çiçeği göstererek konuştu.

"Son sözümü söyledim. Şu kızı gönder,sen buradasın."

"Arkadaşımı almadan şuradan şuraya gitmiyorum!"

"Bana bak Çiçek misin böcek misin her ne boksan! Çık git şu evden elimden bir kaza çıkacak."

"Sensin lan böcek. Afra hadi gidelim artık.Bu kendini beğenmişle mi uğraşıcaz ya!"

Dayanamayıp kulaklarımı kapatarak bağırdım.

"Yeter! İkiniz de susun! Çiçek, bak biliyorum benim için endişeleniyorsun. Ama lütfen, sen git. Ben ev tutana kadar dayanırım. Kötü birşey yaşanmadan git sen. Birşey olursa sana haber vericem söz veriyorum."

Bora'yı biraz tanıyorsam beni her türlü buraya getirecekti. Ya adam akıllı yada zorla. Ama ben kendimi yine burada bulacaktım. En iyisi kimseye birşey olmadan kendi isteğimle burada olmaktı. Tabi burada olduğum sürece Bora'ya cehennemi yaşatacaktım. Şuan asıl korkması gereken kişi Bora'ydı...

"Ne diyorsun, Afra? Bu evde kalmak istemeyen sen değil miydin? Doğru söyle seni tehdit mi ediyor? Bana bak lan öküz gölü, eğer bu kızı tehdit ediyor olmuşsan yemin ederim kendi ellerimle gebertirim seni." Bora birden Çiçeğin üzerine yürümesi ile kolundan tuttum.

"Bak kızım şu diline hakim ol ve çık git bu evden! Yoksa ben seni birazdan öbür dünyaya götürcem." Çiçeğin korktuğunu farkettim. Bora'nın böyle üstüne yürümesi onu ürkütmüştü. Başka çaresi yokmuş gibi sinirle iç çekti. Yüzüme gözleri dolu bir şekilde baktı.

"Sana bir zarar verirse beni hemen ara tamam mı? Birşey olursa ilk benim evime gel." Bende yanına gidip yanaklarını avuçlarımın arasına aldım.

"Beni merak etme. Bora bana birşey yapamaz. Sen korkma tamam mı? Ben hep arıyacağım seni." Yanaklarından öpüp zor da olsa gönderdim onu. Kapıyı kapattığım da Bora arkamda durmuş sırıtarak beni izliyordu. Yüzüne ters bir bakış atıp odama çıktım. Üstümdekilerden kurtulup güzel bir banyo yaptım. Çıktıktan sonra gri eşofmanımı ve kalın kazağımı giydim. Üstüme sütyen giymemiştim çünkü genel de evdeyken hep sütyensiz gezerdim. Ayrıca üstümdeki de kalın olduğu için içimi belli etmiyordu.

Saat sabah 8 e gelmişti. Odadan çıkıp mutfağa indim. Bora koltukta oturuyordu fakat hiç pas bile vermeden kendime iki yumurta kırdım. Çok geçmeden yumurtamı hazırladıktan sonra masaya koyup çayımı doldurdum. Kafamı kaldırdığım da Bora'nın kapının orda durduğunu yeni farkettim. Yanıma gelip belime sarıldı.

"Çekil!" Kollarımla itmeye çalışsam da bunun iyi bir fikir olmadığını anladım. Malum kocaman gövdesi, benim ince ve zayıf kollarımın itmesi ile kıpırdayamazdı.

"Kahvaltı mı hazırladın bana?" Diyip boynumu koklayıp öptü.

"Kendi kahvaltını kendin hazırla! Ayrıca çek şu dudaklarını boynumdan!" Beni kendine çevirip parmaklarıyla yanağıma yumuşak bir şekilde dokundu. O kadar yavaş dokunuyordu ki uykum gelmişti.

"Sende en sevdiğim şey..." Dudaklarını gözlerimin üzerine bastırdı. İki üç defa öptükten sonra tekrar konuştu.

"Deniz mavisi olan gözlerin. Ve sen bu gözlerle,sevdiğin adamın ihanetini gördün. Çok özür dilerim...Sana bu durumu unutturmak için ve kendimi affettirmek için elimden ne geliyorsa fazlasını yapıcam. Söz veriyorum." Gözlerim doldu ama ağlamamak için zor tuttum kendimi. Önüme düşen ıslak saçımın bir tutamını geriye attım.

"Seni affetmek istemiyorum."

"Buna mecbursun. Kendimi affettirmek için yapacaklarımdan sonra beni affetmeyi kendin isteyeceksin. Bundan adım kadar eminim."

"Bu kadar emin olma. Keçi inadımın olduğunu unutmuşsun. Elinden geleni yapsan bile seni affetmiyecem." Dudağının kenarı kıvrıldı. O kadar tatlı güldü ki bir anlığına affetmiş gibi hissettim kendimi. Yavaşça yaklaşıp kulağıma yakınlaştı. İlk önce boynuma sulu öpücük bıraktı,ardından ise kulağıma fısıldadı.

"İnadını yerim senin." Bu söylediğine gülmek istedim ama o anki ciddiyetimi bozamazdım. Bora kafasını kaldırdıktan sonra aynı işlemi bende ona yaptım. Önce boynunu öpüp kulağına yaklaştım. Bu yaptığıma şaşırdığına emindim. Kulağına fısıldadım.

"Bana yaşattığını yaşatıcam Bora Soygun. Sonra bu hallerimi çok özleyeceksin..." Diyip sırıttım. Kafamı kaldırdığım da Bora'nın sinirlendiğini gördüm. Hatta baya sinirlenmişti, çenesi kasılıyordu.

"Yatağına erkek alacağını söyleme bana, Afra! Bunu aklından bile geçirme!" Allah'ım düşündüğü şeye bak! Tabiki de böyle birşey yapmayacaktım ama biraz oyundan zarar gelmez bence.

"Bu seni hiç ilgilendirmez. Kim bilir, belki de alırım yatağıma bir erkek. Aynı senin yaptığın gibi," Diyip göz kırptım. Kahvaltı masama oturacakken kolumdan sıkıca tuttu.

"Bana kendini öldürtmek mi istiyorsun?"

"Bırak kolumu! Canım acıyor."

"Kes o zaman sesini. Siktiri boktan şeyler söyleyip de benim canımı sıkma!" Kolumu bıraktığı gibi kızardığını farkettim. Gözlerim doldu ama bu onu haketmişti, daha ona yapacaklarımdan haberi yoktu.

Mutfaktan çıktığında iki üç lokma bişey yiyip kalktım. İştahımı tekrar kapatmıştı pislik! Zaten bu eve geldikten sonra zayıfladım. Normal de böyle değildim.

Masamı toplayıp kahve yaptım ve oturma odasına gittim. Bora da koltukta oturuyordu. Aklıma gelen fikirle şeytani bir gülüş attım. Bora'ya çektireceğim eziyetin ilk planını şimdi yapacaktım.

Kumandayı elime alıp film açtım. Bora elinde telefon olduğu için ne açtığıma bakmıyordu. Filmi açtıktan sonra tekli koltuklardan birine oturup izlemeye başladım.

Bir süre sonra Bora da telefonu elinden bırakıp bıkkın bir şekilde izlemeye başlamıştı. Film ilerledikçe malum sahnenin gelmesi ile sırıttım. Bora'ya baktığım da göz ucuyla bana bakmaya çalışıyordu. Yerimden kalkıp yanına oturdum.

Amacım ona sıcak soğuk yapıp birden hayatından çıkıp gitmekti. Ona olan sevgimi gittikçe azaltmıştı ve bu ondan intikam almak için güzel bir sebepti.

Elimi bacağına götürdüğümde ilk önce afalladı. Ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu. Yavaşça yukarı çıkıp erkekliğine götürdüğüm de bir hırıltı sesi çıkardı.

"Amacın ne senin?" Dedi erkeksi sesiyle. Yanından kalkıp kucağına oturdum. Kafamı boynuna gömdüğüm de elleri kalçama gitti.

"Canım sıkıldı. Biraz eğlenmek istiyorum." Dedim sesimi cilveli çıkartarak. Boynunu emip ısırdım. Kafamı kaldırıp dudaklarına yöneldim. İlk başta yavaş öpüştük, sonra gittikçe hızlanmaya başladı dudaklarımız. Kendimi biraz daha öne götürüp iyice erkekliğinin üzerine oturmamla kalçamı sertçe sıktı. Altımda olan erkekliğinin kalktığını hissedebiliyordum.

Beni kucağına alıp ayağa kalktı. Merdivenlerden yukarı çıktığımız da bile öpüşüyorduk. Bora'nın odasına geldiğimiz de beni hızla yatağa atıp üzerime çıktı. Üzerimdeki kazağı çıkartmasıyla sütyen giymediğimi görünce sırıttı. Göğüslerimin birini yoğururken diğerinin ucunu öpüp ısırıyordu. Yaptığı hareketler beni daha çok tahrik ediyordu. İntikam almak isterken yanlışlıkla kendimi fazla kaptırıyordum...

Dudaklarımdan başlayıp kasıklarıma kadar dilini sürttü. Üstündeki tişörtü çekip çıkarttıktan sonra tırnaklarımı beline bastırdım. Dudaklarımı sert ve hızlı şekilde öpüyordu. Nefessiz kalınca yatağa iki kere elimi vurmamla geri çekildi. Altımdaki eşofmanı çıkarmak için elini götürdü. Gözlerime, izin alırmışcasına baktı. Kafamı salladığım da iç çamaşırımla birlikte eşofmanımı çıkardı. İki parmağını zevk noktama götürüp hızlı hızlı hareket ettirmesi ile inledim. Kendi eşofmanını da çıkarmasıyla artık ikimiz de çırıl çıplaktık. O zevk noktamla oynarken ben de erkekliğini elime alıp başıyla oynadım. Odada sadece inleme seslerimiz vardı.

"Gir içime!" Diye mırıldandım inlemelerim arasından.

"Sabah beni tehdit mi ediyordun sen?" Dedi sırıtarak.

"Bora konuşuruz bunları sonra, gir hadi dayanamıyorum!"

"Bunun bir cezası olmalı küçük hanım. Hemen içine girmek yok!" Dedi ve beni daha çok azdırıp sinir etmek için erkekliğini kadınlığıma sürttü. Güçlüce inlediğim sırada kafasını eğip bu sefer de diliyle zevk noktamı yalıyordu.

"Tamam, bir daha tehdit etmiyecem, gir artık lütfen." Yalvarmalarım hoşuna gidiyordu. Dilini giriş kısmıma götürüp deliğimin içine git gel yapmaya başladı. Yaptığı hareketler beni o kadar tahrik ediyordu ki dayanacak gücüm kalmamıştı. Onu bir an önce içimde hissetmek istiyordum. Bir anda omuzundan tutup üstümden çıkmasını sağladım. Yatağa sırt üstü uzandığında hızlıca üstüne çıktım. Artık o benim altımdaydı.

Kadınlığımın giriş kısmını erkekliğine getirip yavaşça içine sokdum. Girişim çok dar olduğu için başta canım acısada soktukça acının yerini zevk almıştı. Üstünde zıpladıkça ikimizin de inlemeleri çoğalıyordu. Bora da kalçalarımdan tutup daha hızlı zıplamam için yardımcı oluyordu. Yorulduğum için durmak zorunda kaldım. Nefesimi düzene sokmaya çalıştım.

"Devam et,"

"Yoruldum."

"Devam et dedim!"

Boynumdan tutup dudaklarımı öptü bende o sırada zıplamaya devam ettim. Boşalacağımı anladığım an çıkmak istedim ama Bora buna da izin vermedi.

"Ben boşal demeyene kadar boşalma!" Ne kadar kolay söylüyor ya. Benim elimde zaten boşalmak değil mi?

Dediğini yapıp tutmaya çalıştım. İnlemelerim çok çoğalmıştı, hatta neredeyse boşalamamaktan ağlıyacaktım şuan. Bora da bunu anlamış gibi beni kalçamdan yukarı kaldırıp çıkmam için izin verdi. Kendimi Bora'ya yaklaştırıp üzerine boşaldım. Ona baktığım da o da boşalıyordu. İkimiz de boşaldıktan sonra bitkin bir halde kendimi yan tarafa attım.

Duşa girmem gerekiyordu ama kasıklarımdaki ağrıdan dolayı bacağımı bile kıpırdatamıyordum. Gözlerimi kapatıp nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Kendimi biraz daha iyi hissettiğim de oturur pozisyona gelip Bora'ya baktım. Onun da gözleri kapalıydı.

"Gel hadi, duşa girelim." Gözlerini açtı ve kolumdan tutup göğsüne çekti.

"Gireriz birazdan." Dedi mırıldanarak.

"Olmaz, hadi kalk Bora girelim." Oflayarak en sonunda ikimiz de banyoya girdik. Sıcak suyu ayarladığım da başımızdan aşağıya sular aktı. Kollarımı Bora'nın boynuna dolayıp dudaklarını öptüm. Beni kucağına alıp duvara yasladı, ellerini zevk noktama götürdü ve oynamaya başladı. Ağzının içine inlediğim de parmakları daha çok hızlandı. Bir an önce durmamız gerekiyordu, yoksa bunun sonu gelmeyecekti.

Dudaklarımı dudaklarından istemeyerek de olsa çektim.

"Duş alıp çıkalım, çok yorgunum." Dediğim de tamam diyip kucağından indirdi. Suyun altında bir kaç dakika durduktan sonra çıkıp üstümüzü giydik. Bora'nın telefonu çaldığı için odadan çıkmıştı. Kim olduğunu sorduğum da ise söylememişti. Bende odada işimi bitirip aşağıya indim. Yemek yapmak için mutfağa gideceğim sırada Bora'nın sesini duymamla duvarın arkasına geçip dinlemeye başladım.

"Depoda tutun. Ben bir şekilde yalan bulup gelicem yanınıza. Ben gelene kadar o piçe sakın dokunmayın. Eceli benim elimden olacak!" Diyordu ve sesi fazlasıyla sinirliydi. Adım sesleri gelince hemen yalandan buzdolabını açıp birşeyle ilgileniyormuş gibi yaptım.

Bora gelip arkamdan sarıldığında yalancı bir tebessüm kondurdum.

"Gitmem lazım güzelim işim çıktı. Beni bekleme geç gelebilirim. Sen yemeğini yap, ye." Diyip yanağımı öptü.

"Nereye?"

"Yavuz çağırdı. Bir sıkıntı mı ne varmış ona bir bakıp gelicem." İnanmayan bir bakış attığım da tebessüm edip dudaklarımı öptü.

"Ben gelene kadar evden çıkma. İki saate gelirim." Diyip evden çıktı.

Şeytan diyor ki kalk takip et. Tabi ki de şeytana uyacağımı düşündüyseniz...doğru düşünmüşsünüz. Çünkü takip edicem.

Bakalım yine neler karıştırıyorsun Bora Bey!





Yorumlarınız ve oylarınız benim için çok değerli lütfen oy verip destek olur musunuz ♥️♥️♥️












Продолжить чтение

Вам также понравится

Beyefendi /yarı texting/ beton

Любовные романы

1.6M 71.2K 62
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
Sen bana Aitsin Tuanamert_05

Любовные романы

22.3K 491 33
"Teşekkür ederim" dememle tek kaşı havada neden dercesine bakiş attı Bir adım daha atarak dip dibe gelmemizi sağladım ellerimi her iki yanından boyn...
572K 11.9K 31
Herkesin içinde bir iyi bir de kötü taraf vardır. Hangisini daha çok beslersen, o kazanır.
879K 15.5K 27
🔞Türkiye'nin en büyük mafyası tarafından kaçırılmak ve onla ilişki yaşamak.🔞 🔞Bolca +18 vardır. 🔞