Poyraz, yaşadıklarının etkileri hâlâ zihninde dolaşıp dururken bara girdi ve hızlı adımlarla kendisine el sallayan arkadaşlarının bulunduğu masaya doğru yürüdü.
Dudaklarının kenarındaki Görkemin öptüğü nokta hâlâ uyuşuk gibiyken, adamın sıcak nefesi yüzünün hemen yanındaymış gibi hissediyordu.
Üzerindeki hırkayı çıkarmaya da eli gitmemişti bir türlü. Görkemin kokusu burnuna geldikçe duyguları ve kararlarının sağlamasını yapıyor gibi oluyordu.
Buse ve Gökhanla sarılıp merhabalaşma kısmını geçtikten sonra gözü boş sahneye takıldı.
Birazdan Görkem'i burada görme düşüncesi kalbini hızla çarptırıyordu. Baş başa geçirdikleri anlardan sonra yüzlerce gözle paylaşması gerekecekti onu.
Hayran bakışlar üzerine dikilecekti kumralın.Bu gerçeği kıskanması saçmaydı evet; ama hayatta her şey mantıklı olmak zorunda mıydı sanki?
Poyrazın bu durgun ve gergin hali Busenin dikkatinden kaçmadı.
"Eee Poyricim heyecanlı mısın bakalım?" dedi kız imayla
"Neden heyecanlı olayım Buse ilk kez mi gece çıkıyorum. 18. Yaş günümden sonraki ilk çıkışım iyiydi ama onu inkar etmeyeyim bak. Gerçek heyecan oydu resmen"
" Laf dolandırma üstadı oluşunu mesleğe çevirişini takdir ediyorum Poyrazcım. Ama anladım seni ben, heyecanlısın" diye göz kırptı kız.
Buse elini omuzuna attı arkadaşının, özlemişti. Sonra bir şeyden şüphelenmişcesine yaklaşıp yakasını kokladı ve Poyraz'a döndü garipsemiş şekilde.
"Sen parfümünü mü değiştirdin Poyri"
Kızardı Poyraz.
"Hayır. Kızım koklamasana narkotik köpeği gibi ya"
"Neden kızardın oğlum yıllardır kullandığın parfümünün tasarımcısı değilim yani. Değiştirebilirsin ama kızardığına göre var bir şey. Dökül hadiiii" dedi Buse gülerek
Kısık sesle konuştu Poyraz "Hırka Görkemin.
Gözleri büyüdü kızın şaşkınlıktan " Oha artık. Çok fenasın sen Poyraz ya, ee beraber misiniz yani?"
" Değiliz, kuliste üşüdüm verdi hırkasını"
" Poyrazım ya çocuk mu kandırıyosun, kuliste napıyodun acaba imza almaya mı gittin Görkem'den"
Gökhan hararetli şekilde konuşan ikilinin yanına geldi.
"Niye bağrıyosun kız Buse, merak ettim"
"Bu arkadaşımız solist sevgili yapmış" dedi kız Poyrazı işaret ederek.
"Oo Poyrazım yakışır çok uzak kalmıştın sahalardan"
" Oğlum abartmayın sevgili değiliz, görüşüyo sayılırız evet karışık işler. Anlatacak seviyeye gelse söylerim biliyosunuz. Ne gizledim sizden bugüne kadar"
" hııım Görkemle tanışmanızı olabilir miii" dedi Buse dudaklarını bükerek.
Haksız sayılmazdı kız. Poyraz başından beri inkar mekanizmasını aktif olarak çalıştırıyordu bu konuda. Ama anlatamayacağı dengeler ve tesadüfler mecbur kılmıştı işte adamı.
" Ne olduğunu anlasam ben de ilan etmek isterim arkadaşlar ama kafamda kentsel dönüşümler yaşanıyo"
" Ay eniştem o şarkıyı söyler mi bugün" diye heyecanla elleri çırptı Buse.
" Peçete yollayım istek şarkı için Busecim"
"Gökhanım bari sen anla be.Buse hanım eğlencesinde işin"
Gökhan kafa salladı anlayışla "Yani kardeşim tereddütünü anlarım. Bu sanat sepet tayfa ve ünlü milleti bi değişik seninki de yeni ünlü daha fena. Yorar biraz. Hayranları mayranlar derken. Sen seviyosan desteğim senindir biliyosun"
" Farkındayım Gökhan balıklama atlamama sebeplerimden biri de o işte"
" Çocuğun içini karartma be sen ne anlarsın aşktan daha sağdaki masadaki sarışın mı sol masadaki esmerle mi kesişeceğine kadar vermedin" dedi Buse abisine.
" İkisi de güzel, napayım kızım"
" Çok kesişme hiç kesişmedir oğlum yalnızlıktır sonu" dedi Buse bir şarkıya gönderme yaparak.
Arkadaşına yaklaştı sonra ve kulağına fısıldadı " Poyrim adam olaaay git tadını çıkar bence"
"Tadını çıkarmakta sorun yok tadına bağımlı olursam biterim" dedi içinden
Buse'yi ise gülerek geçiştirdi.
"Ya hadi eğlenmeye mi geldik benim aşk hayatım konulu sempozyuma mı?"dedi sarışın, içkisinden büyük bir yudum alıp.
"Ön sıra hizmetinizde, senin için. Rica ederim kanka" diye imalı şekilde güldü Gökhan Poyraz'a böbürlenerek. "Bana bi kafa sikilmesi ve geçici sağırlık borçlusun yalnız"
" Tamam Gökhan ilerleyen saatlerde içki takviyesi yaparım kardeşim" dedi Poyraz göz devirerek.
Işıklar söndüğünde alışıldığı üzere üç kişi hazırlık için sahneye gelmişti.
Mikrofonun ayarlamalarını yapan Görkemden alamadı gözünü sarışın. Zaten Görkem neredeyse otomatik olarak oraya sabitleniyordu sanki mavileri.
Kulisteki giysisini değiştirmiş beyaz bir gömlek giymişti Görkem. Detayları görebilmek için ışıkların açılmasını beklemek gerekiyordu ama çok yakıştığına şüphe yoktu.Görkeminki gibi bir auraya sahipseniz ne giydiğiniz fark etmezdi sonuç olarak.
O sahneye dalmış Görkemin karanlıkta kalmış silüetini izlerken yanına ne zaman geldiğini anlamadığı garsonun sesiyle irkildi.
Sipariş verdiğini hatırlamıyordu bir yanlışlık olduğunu düşünürken "Poyraz Bey ?"diye tekrarladı genç garson.
"Benim buyrun" dediğinde viski bardağını masasına bıraktı çocuk ardından da "bu da sizin diyerek" bir kağıt uzattı. Kağıdı bir an önce incelemek için teşekkür ederek uğurladı garsonu ve kağıdı açıp okuduğunda bir tebessüm yayıldı yüzüne.
Bu şarkı senin için... Sahne bitiminde görüşür müyüz?
Görkem
Görkemin onu sahneden izlediğinden habersizdi ama o gülüş Görkemi çok etkilemiş ve içine aşina olmadığı bir sıcaklık yaymıştı bile.
Poyraz daha kendini toparlayamadan müzik başladı. Ardından okşarcasına üzerine düşen ışıklarla Görkemin mavileri parladı sahnede. Saçları kusursuz şekilde şekillendirilmiş, gömleğinin oldukça açık yakasından beyaz teni ve pürüzsüz göğsü davetkarca sergileniyordu.
Yutkundu Poyraz,hoşlanmaktan çok ötede hisleri vardı bu adama karşı. Hayranlık dese garip olmazdı. Arzulamak dese çok yerindeydi. Peki ya aşk? Bu kadar tehlikeli bir his de dolaşıyor muydu bedeninde?
Şarkının sözleri başlarken Görkemin gözleri onunkilerle buluştu. Adamın güzel sesi sadece kulaklarına değil kalbine de hücum etti. İstila gibiydi bu. Teslim olmak da davranışların en makulüydü.
Bana ver elini, durma küser gibi
Bilmediğin bi' suda yüzer gibi
Battı güneş kopup da düşer gibi
Uçurumlardan
Dışarısı buz, benim içim ise yaz
Isıtır seni de, üşüdün mü biraz?
Gel otur yanıma
Göreyim yüzünü
İçi dolu her şeyim, tek gerçeğim
Son ver'ceğim derdine
Güzel yüzün hiç üzülmesin
Bi' kulak ver, dinle kalbimi
Sanki korkunç bi' savaştan
Çıktım geldim, kanıyorum
Sar beni sen kollarınla
Merhemim sensin, biliyorum
Şarkı bittiğinde ona gülümsedi Görkem. Yarattığı etkinin farkındaydı elbette.
Etkilenmişti Poyraz, etkilenmemek ne mümkündü. Vücudundaki alkolün onlarca katı güçte çarpılmıştı bu birkaç dakikada Görkemin yaptığı jest ve o büyüleyici sesi yüzünden.
Oyunbozan yanı rahat durmuyordu bir yandan da. "Belki de bu Görkemin klasik hamlelerinden biridir" düşüncesi gelip kondu karamsar Poyraz'ın zihnine. İçinin sıkıldığını hissetti.
Başarılı bir solist, muhtemelen geçmişi de kalabalık biri olarak elbette sesiyle etkilediği çok insan olmuştu adamın. Şarkılar armağan etmişti. Belki aşık olduğu insanlara şarkılar yazmıştı.
İlk olma takıntısını hastalıklı bulurdu aslında; ama tüm dengelerini bozan o mavi gözlerin sahibi vardı işte karşısında. Görkem onu mantıktan uzaklaştırıp, bencilleştiriyordu zaman zaman da özgüvensizleştiriyordu böyle.
Mantıklı yaklaşabildiğinde bunlar sorun olmamalıydı. Poyrazın geçmişinde Ata yok muydu mesela ya da bir sürü başarısız flört denemesi.
Görkemi soktuğu kazanova ve kalp kırıcı konum, sevgili danışanı Gökçe'den mirastı ona.
Mantıktan çalmaya karar verdiği bu gecede Gökçe'ye de yer yoktu, başka kuruntulara da.
İkinci şarkısılarına geçen Görkem'i izlemekten daha çok yapmak istediği bir şey yoktu hatta.
Görkemin kağıtta yazan sorusunun cevabı ise artık belliydi. Alkol aldıkça daha da kesinleşiyordu cevabı. Bu geceyi Görkemle geçirecekti.