Solcu Aşk +18

Από bittimidayi

751K 17.3K 3.4K

"Madem çok ısrar ettiniz, o zaman artık bey diyebilirim." deyip gülümsedim, bandı yapıştırdıktan sonra yutkun... Περισσότερα

1. Bölüm <Başlangıç>
3. Bölüm <Ödül Töreni>
4. Bölüm <Birliktelik>
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
Ev dizaynı.
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm

2. Bölüm <Tuğrul>

40.9K 1K 159
Από bittimidayi

"Bu Tuğrul'un tazminatı ne kadar?"

"Ben geldiğimden beri o burdaydı, 13 yıldır bu şirkette çalışıyor ve tamamen genel müdür olarak çalışmış, yaklaşık 250 bin kadar tazminatı vardır."

"Muhasebeye git, hazırlasınlar yarın da çıkışı verilsin."

"Ne yazdıralım dilekçeye."

"Çalışanları aşağılamaktan dolayı çıkışı verilmiştir."

"Peki tamam." deyip ayağa kalktım.

Şirketin kasasında o kadar var mıdır hiç bilmiyorum ama gerçekten Tuğrul beyin işten çıkması çok iyi olacaktır çünkü gerçekten insanları aşağılıyordu.

Masama bilgisayarı bıraktıktan sonra aşağı indim.

Muhasebe bölümüne girip Hasan abinin odasına girdim.

"Eftal."

"Hasan abi, nasılsı?"

"İyiyim, sen nasılsın bakalım?"

"Bende iyiyim, ben birinin çıkışı için dilekçe alacaktım."

"Kim?"

"Tuğrul bey."

"Gerçekten mi? Şu genel müdür değil mi?"

"Evet."

"Neden ki?"

"Yeni patron." dediğimde güldü.

"Bu patron bize iyi gelecek." dediğinde cevap vermedim, dilekçe kağıdını verdiğinde gülümsedim ve yukarı çıktım.

Aktan beyin odasına girdiğimde bana baktı. "Sizin imzanız gerekiyor."

"Getir." dediğinde önüne bıraktım.

"Tuğrul Eryılmaz, genel müdür." dediğimde kafasını sallayıp yazıyı yazdı ve imzasını attı.

"Ona yarın söyleyin, kağıdı götür tazminata baksınlar."

"Tamamdır." deyip odadan çıktım. Aşağı tekrar inip Hasan abinin odasına girdim.

"Hasan abi imzalandı, tazminata bi baksan." dediğimde sisteme bir şeyler yazdı. "Çıkış tarihi olarak yarını yazarsınız."

"224 Bin 183 Lira."

"Tamamdır, kasada var değil mi?"

"Kasada 300 bin var, 70 binlik bir şey kalıyor."

"Abi kasada nasıl o kadar kalıyor?"

"Sedat bey gitmeden tüm parayı aldı, 300 bin bıraktı sadece."

"Anladım, ben Aktan beyle konuşup seni ararım."

"Tamam Eftal, görüşürüz."

"Görüşürüz." deyip kendi katımıza çıktım ve Aktan beyin odasına girdim.

"224 Bin 183 Lira diyor, 70 bin kalıyor sadece."

"Nasıl, şirketin bankasında sadece 300 bin mi var?"

"Evet, Sedat bey gitmeden tüm parayı almış."

"Ben diğer şirketlerimden aktarım yaparım, versinler o adama ne kadar tazminatı varsa."

"Tamamdır efendim." dediğimde yüzüme baktı, gözlerime odaklandığında gözlerimi kaçırıp odadan çıktım. Derin bir nefes alıp masama oturdum.

Odaya kafamı çevirdiğimde bilgisayardan dikkatle bir şeylere bakıyordu.

Önüme dönüp kafamı salladım ve yutkundum.

Birkaç dakika geçtiğinde telefonuma bildirim geldi.

0556: Efendim demek.

0556: Bundan sonra bey kelimesini yasaklıyorum sana.

0556: Sadece efendim.

Yüzümde oluşan gülümsemeyi fark ettiğimde duraksadım, arkamdan duyduğum ses ile gözlerimi kapattım, "Eftal, ben geldim..."

Gülümseyerek arkamı döndüm.

"Pelin."

"Canım, nasılsın."

"İyiyim, sen nasılsın." deyip sarıldım, ayrıldıktan sonra gülümsedim, "Uğrayayım dedim."

"İyi yapmışsın."

"Ee nasıl gidiyor, sen solmuşsun gibi."

"Yok ya, iyiyim iyiyim"

"Sedat amca nerde onu da göreyim."

"Bende seni arayacaktım, o birden gitti, hatta yeni patron geldi bile."

-

Gözlerimi açtığımda kolumu kaldırıp saate baktım, ayağa kalkıp dolabımı açtım ve üzerimi giyindim.

Makyajımı ve saçımı yaptıktan sonra evden çıktım, kahvaltı yapmaya vaktim yoktu.

Taksiye binip şirkete gittikten sonra kata çıktım ve masama geçip planı hazırladım.

Aktan beyin dün yazdıkları aklıma gelince dudaklarımı birbirine bastırdım. Acaba ne anlamda söyledi onları...

Acaba düşündüğüm gibi mi? Eğer öyleyse...

Değildir ya, değildir.

"Planımı getir." duyduğum sesle tüm düşünceler kayboldu, tableti alıp hızla peşinden odaya girdim, "Bugün hiç toplantı yok, ama tüm gün yönetim kurulu ile geçecek, yeni geldiğiniz için tanışmanız gerektiğini düşündüm, sırayla hepsini ekledim, hepsiyle yarım saatlik konuşma gerçekleştireceksiniz."

"Tamam sorun yok."

"Yarın içinde proje ekibi ile görüşmeler ayarlayacağım."

"Tamam, çıkabilirsin." dediğinde cevap vermeden odadan çıktım, kalbim güm güm atıyordu. Neden böyle hissediyordum sürekli?

"Nasıl olur ya böyle bir şey!?" Tuğrul beyin asansörden bağırarak inmesiyle ayağa kalktım. "Kim oluyor bu herif!?" deyip birden bakışları bana döndü. "Odasında mı!?" diye bağırdığında cevap vermedim. "Kendim bulurum." deyip birden Aktan beyin odasına daldı.

"Noluyor!" Aktan beyin de bağırmasıyla yanlarına gittim.

"Asıl sana noluyor! Ben 13 yıldır bu şirketin genel müdürüyüm tek günlük gelip beni nasıl şirketten çıkarıyorsun, yeri geldi bu şirketi ayağa ben kaldırdım!"

"Sizi ayağa kim kaldırdı peki?" dediğimde bana döndü.

"Ne diyorsun sen?"

"Sizi ayağa kim kaldırdı diyorum, hani siz şirketi kaldırmışsınız, sizi kim kaldırdı, durun ben söyleyeyim, Sedat bey, o olmadan bir hiçsiniz, şimdi bağırıp çağırmanın bir anlamı yok."

"Ne diyorsun ya sen? Sende yüz buldun tabi yeni patronundan, şimdi her yerin ayrı oynu-" sözünü bitirmeden Aktan bey yakasından tuttuğu gibi karşı duvara yapıştırdı. "Şirket kimin." dediğinde cevap vermedi.

"Şirket kimin!" deyip yumruğu yüzüne indirdi. "Cevap ver, şirket kimin?"

"Sizin."

"Seni şirketimden kovarken senden izin mi alacağım?"

"Hayır."

"Bu şirkette kimin için çalışıyordun?"

"Sedat bey için."

"Artık Sedat bey var mı?"

"Yok."

"Sedat beye benzeyen biri var mı?"

"Yok."

"Şimdi defol git." deyip yakasını bıraktı, tam giderken kolundan tutup çekti. Kulağına bir şeyler fısıldayıp koluna eliyle iki kez vurdu ve odasına girdi. Karşımda beklerken bir adım attı. "Özür dilerim." deyip odada ki Aktan beye baktı. Sonra tekrar bana döndü.

"Özür dilerim söylediğim şey için, biliyorum söylememem gerekiyordu, özür dilerim gerçekten." daha fazla dinlemeyip tuvalete gittim.

Ne oluyor Eftal...

Neden böyle yapıyorsun...

Eftal...

Lütfen...

Şuan oturup ağlamak istiyordum, sebepsiz yere ağlamak istiyordum...

Derin bir nefes alıp tuvaletten çıktım ve masama geçtim.

"Hasta ya bu adam, psikopat"

"Eftal hanıma çok ayıp etti"

"İğrenç" kızların konuşmaları kulağıma geliyordu, gözlerimi kapatıp elimi saçlarıma daldırdım.

Yaklaşık bir saat kadar süre geçtiğinde saate baktım.

Görüşmeler başlayacaktı, başım sızlıyordu hâlâ, düşünmeden duramıyordum.

Kadir bey karşıma geçip gülümsedi.

"Görüşmeye geldim Eftal hanım."

"Tamamdır." deyip ismini aldım. Aktan beyin odasına girdiğinde bilgisayarımı açtım.

Tam 6 kişi görüşmeyi bitirmişti, sadece 2 kişi kalmıştı.

"Eftal." duyduğum sesle hemen Aktan beye döndüm.

"2 tane kahve getir, biri sade biri şekerli."

"Tamamdır." deyip aşağı indim ve kahveyi alıp yukarı çıktım.

Odaya girdiğimde Okan bey içerideydi.

Kahvelerini bıraktıktan sonra çıktım ve tekrar masama geçtim. Olan bey ile de görüşme bittikten sonra yönetim kurulu başkanı Uraz bey geldi.

O sırada kahve bardaklarını alıp aşağı götürdüm.

Sadece Okan bey de kahve istemişti, ve gülerek konuşmuşlardı, büyük ihtimalle tanışıyorlardı.

Uraz bey ile 1 saat konuşmuşlardı, bugün için başka görüşme veya toplantı yoktu, tamamen boştu.

Uraz bey odadan çıkınca gülümseyip gitti.

"Eftal, gel odama." dediğinde hızla kalktım ve telefonumla tableti alıp odaya geçtim.

"Otur, seninle de konuşacağız."

"Tamam." deyip koltuğa oturdum ve tableti önüme bıraktım.

"Özür diledi mi gitmeden."

"Evet, diledi"

"Şirketin kurallarını biliyorsun zaten, çıkınca bu kağıdı okursun, yönetim kurulu kuralları, Sedat bey ile nasıl iş yapıyordunuz."

"Ben onun sağ kolu gibiydim, hatta Tuğrul beyin gitmesi gereken her yere ben giderdim, müşterilerle yemeğe giderdim ikna etmeye giderdim iş seyahatlerine birlikte gidiyorduk, her şeyi ben yapıyordum."

"O zaman ben varken de aynı şekilde devam edersin sorun yok, Tuğrul'un yerine başka birisi gelecek."

"Tamamdır, ne zaman gelir?"

"Bu hafta içinde kesin gelir, sen 4 yıldır burda çalıştığını söylemiştin, direk asistan olarak başlamamışsındır."

"Yok hayır, ben ilk başladığımda getir götür yapıyordum, bu katın temizliğini yapıyordum, 2 yıl öyle çalıştım, sonra Sedat bey asistan olarak beni istedi."

"Buraya girişin öyle belgeyle falan olmamış."

"Evet, ben 2 yıllık bilgisayar okuyacaktım o sıra Sedat bey diploma alana kadar hizmetli olarak çalışırsın dedi, sonra diplomayı beklemedi bile."

"Diplomanı aldın mı?"

"Bu yıl aldım."

"Bunca zaman hem üniversite hem iş nasıl yaptın?"

"Okul günleri şirkete gelmiyordum, ders aralarında iş görüşmeleri yapıyordum hatta çoğu 10 dakika da bir sürü iş almıştım, yani hem iş hem okul okuyordum, hırslıydım, Sedat bey öyle sadece sevdiği için asistanı yapmadı beni, böyle bir şeyi bende kabul etmem zaten."

"2 Yıllık üniversite işine yarayacak mı?"

"Yarıyor, şuan bilgisayar eğitimleri de alıyorum, amacım yazılımı iyi olan bir şirkette çalışmak."

"Buranın ki iyi değil mi?"

"Sedat bey de bunun için kızardı ama değil, çok daha iyi şirketler var, sizce kendi şirketinizle burası bir mi?"

"Değil, ama burası da iyi bir yere gelebilir."

"Bilmiyorum."

"Tamam çıkabilirsin."

"Ben iş görüşmelerini ve toplantılarını ne zaman başlatayım."

"Yarın başlat."

"Ekiple tanışacaktınız."

"Gerek yok, yarın başlat."

"Tamamdır." deyip odadan çıktım. Masama geçtikten sonra bilgisayarı açtım ve planları hazırlamaya başladım.

-

Eğer fikirleriniz varsa değişiklikler yapabilirimmmm

Gidişat nasıl sizce?

Yorum ve Vote atarsanız çok mutlu olurum 💘

Συνέχεια Ανάγνωσης

Θα σας αρέσει επίσης

1.7K 36 4
Bu kitap ilk görüşte aşklarla başlamıyor çünkü başrolümüzün zaten sevgilisi var. Erkeği güçlü göstermiyor çünkü bu kitapta asıl güçlü olan kadın! En...
262K 23.1K 43
Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki...
200K 13.1K 61
Kitap en baştan düzenleniyordur bu yüzden bölümlerde karışıklık olabilir. Bu yüzden düzenlenmeyen bölümlerin olunmaması önerilir !!! Dünya baştan koy...
83.8K 3.7K 31
Bir berdel hikayesidir.. Havin sevdiğinden ayrılırken nerden bile bilirdi evleneceği adamın kuzeni olduğunu herşeyden habersiz berdeli kabul etmişti...