Sen duydun mu sustuklarımı? |...

Par morsugezegen

33.2K 4.8K 1K

Sustu genç kız her zaman ki gibi. Anlamsızdı onun için konuşmak hatta gülmek bile... Şimdi karşısında koca İz... Plus

1. bölüm
2. bölüm
3. bölüm
4. bölüm
5. bölüm
6. bölüm
7. bölüm
8. bölüm
9. bölüm
10. bölüm
11. bölüm
12. bölüm
13. bölüm
14. bölüm
15. bölüm
16. bölüm
17. bölüm
18. bölüm
19. bölüm
20. bölüm
21. bölüm
22. bölüm
23. bölüm
24. bölüm
25. bölüm
26. bölüm
27. bölüm
28. bölüm
29. bölüm
DUYURU
30. bölüm
31. bölüm
32. bölüm
33. bölüm
34. bölüm
35. bölüm
36. bölüm
37. bölüm
38. bölüm
40. bölüm
41. bölüm
42. bölüm
FİNAL
KİTAP HAKKINDA

39. bölüm

501 53 5
Par morsugezegen


"Hayır Asaf, biraz daha sağ. Tamam oldu."

İstanbul'dan dün akşam dönmüştük ve şuanda evimiz için aldığımız mobilyaları yerleştiriyorduk.

"Özün senin simetri takıntın olduğunu bilmiyordum." dedi nefes nefese yanıma gelerek.

"Asaf simetri takıntım falan yok. Allah aşkına düz durması gerekirken neden yamuk dursun." dedim bıkınca.

Sabahtan beri bir tane koltuğu yamuk yamalak yerleştiriyordu. Sonra da simetri takıntısı olan ben oluyordum.

"Neyse biz daha önce evimizi tuttuk. Enesler daha önce mobilyalarını yerleştirdi." dedi camdan karşı eve bakarak.

Enes ve Buğlem de tam karşımızdaki evi satın almıştılar.

"Sen mobilyaları yamuk koyduğun için geç yerleştirdik."

Gülümseyerek bana bakıp, yanaklarımı sıkmaya başladı.

"Özün sen bir daha sinirlenme ya kaşlarını bile çatamıyorsun."

"Asaf yanaklarımı bırakır mısın?"

Sözlerim ile hemen yanaklarımı bırakıp, sıktığı iki yanağımı da öptü.

"Oy hemen de kızardı yanakları."

Bende hemen onun yanaklarını sıkmaya başlayınca, şaşkın şaşkın bakmaya başladı.

"Bakalım senin yanaklarında kızaracak mı?" diyerek sıkmaya devam ediyordum bir yandan da kafasını sallıyordum.

"Tamam güzelim yeter, başım döndü."

Hâlâ bırakmaya niyetim yoktu ki kapının çalmasıyla, kapıyı açmak için koştum.
Asafta yanaklarını okşamaya başlamıştı.

"Sürpriz biz geldik."

Enes ve Buğlem elinde poşetler ile kapının önünde bana bakıyordular.

"Hoşgeldiniz buyrun." diyerek içeriyi gösterdim.

Onlar önden girerken bende kapıyı kapattıp, hemen arkalarından salona girdim.

"Aaa Özün çok hoş olmuş burası ya." Buğlem'in sözleriyle gülümseyerek ona döndüm.

"Deme ya çok güzel olmuş."

Birden salonda Enes'in kahkahası yankılanınca bakışlarımızı ona çevirdik.
Enes Asaf'a bakarak gülüyordu.

"Asaf bu yanaklarına ne olmuş oğlum."

Asaf'a döndüğümde ise yanaklarında benim parmak izlerimi görünce, şaşkınlıkla ağzımı kapattım. Asafta bana 'sen görürsün' bakışı atıyordu.

"Bilmiyorum Enes yengene sor." cümlesi ile utancımdan başımı önüme eğdim.

"Ne yaptın yenge Asafıma?" Sorusu ile başımı kaldırdım.

"Biraz sıkmış olabilirim." dedim parmaklarım ile sanki miktarını gösteriyordum.

"Anladım biraz." dedi Enes aynı benim gibi parmaklarıyla gösteriyordu.

Daha fazla bu ortamda rezil olmamak için mutfağa doğru yürüdüm.

"Ben size bir şeyler getireyim." dedim.

Buğlemde arkamdan geldi ve elindeki poşetleri bana doğru salladı.

"Pasta getirmiştik. Sende çay demlersen yanında güzel gider." dedi

"Tamam hemen demliyorum." dedikten sonra Buğlem mutfaktan çıktı.

Poşette ki pastayı kutusundan çıkartarak, dilimlemeye başladım. O sırada belimde hissettiğim eller ile irkilerek arkama döndüm.

"Asaf kaç kere diyorum sessiz sessiz gelme diye." Ben sinirle konuşurken o tam tersim sırıtarak bana bakıyordu.

"Ödeşmeye geldim Özün hanım."

Söylediği şeyden hiç bir şey anlamıyordum. Anlamadığımı anlayınca, parmağı ile yanaklarını gösterdi.

"Öp de ödeşelim." Ne demek istediğini anlayınca, mahçup bir şekilde baktım.

"Ya özür dilerim Asaf. Bu kadar çabuk kızaracağını bilmiyordum." diyerek yanaklarını okşadım.

"Daha ödeşmedik hadi bakalım öp." diyerek boynunu eğdi.

Daha fazla kocamı bekletmek olmaz değil mi? Yanağını öpünce, diğer yanağını da çevirdi onu da öptükten sonra gülümseyerek bana baktı ve alnımdan öptü.

"Bir daha ki sefere bu kadar çabuk ödeşmeyiz haberin olsun." diyerek mutfaktan çıktı ve arkasında ona bön bön bakan beni bıraktı.

Kaynayan suyu fokurdama sesiyle ocağın üstünden alıp, çay yapmaya başladım.

-

"Biz sizin eve biraz emirvaki yapar gibi geldik. Bir dahakine sizi bize bekleriz." dedi Buğlem ayakkabılarını giyerken.

"Tabi geliriz."

"Allah'a emanet olun." Ellerini sallayarak uzaklaştılar. Gözden kayboldularında kapıyı kapattım.

"Özün nikahımıza az kaldı." Asaf'ın konuşması ile ona baktım.

"Evet ya heyecanlı mısın?"

"Bunu sormadığını farz ediyorum." diyerek beni kendine çekti.

"Asaf sende iyice temas etmeye başladın he." sözlerim ile daha çok sıkmaya başladı.

"Karıma sarılıyorum yani temas etmem çok doğal." dedi ve başımın üstünden öptü.

"Asaf senin boyun kaç ya?"

"Bir seksen dört. Sen kaçsın bir elli beş falan mı?"

Asaf'ı itirerek salona doğru yürüdüm.

"Güzelim şakasına dedim ya yoksa ben zaten senin boyunu çok seviyorum."

Hâlâ yüzüne dahi bakmazken, yanıma sırnaşmaya başlamıştı. Benden tepki görmeyince oturduğum koltukta kafasını dizlerime koydu ve yüzüme bakmaya başladı.

"Bakma bana öyle çipil çipil."

"Hele şükür göz teması kurdun be güzelim." dedi ve burnumu sıktı.

"Benim boyum bir altmış iki."

Hızla kafasını dizimin üstünden kaldırarak konuştu.

"Tam ideal. İster inan ister inanma ben kısa boyu kızlara daha çok yakıştırıyorum."

Zafer kazanmış bir eda ile güldüm.

"Hadi kalk dedemlere gidelim."

Annemler dini nikahtan sonra İstanbul'a dönmüştü. Bende dedemin sağlık durumu için gelmiştim ama birde baktım ki evleniyorum. Mutlu muyum? Tabiki mutluyum sevdiğimle evleniyordum aynı zamanda çocukluğumun geçtiği şehirde tekrar kalacaktım. Bundan yıllar önce İzmir'e geri döneceksin ama İstanbul'u da özleyeceksin deselerdi inanmazdım. Gerçekten orayı da çok özleyecektim.

Çünkü benim mücadele verdiğim yerdi İstanbul. Hayatımda ki çoğu güzel değişimi orada yaşamıştım. Bence Asaf'ı ikna etmeli ve İstanbulda da bir ev tutmalıydık.

El ele evden çıktık ve dedemlerin evine doğru yürüdük.
Tam varmak üzereyken, Asafların evinin balkonunda bize bakan Defne ile göz göze geldim.
Defne ve Asaf bir olaydan dolayı kavga etmişler. Asaf'a nedenini sorsamda söylememişti. Defne de artık onların evinde kalmak istemediğini söylediği için okulu bitene kadar bir tane yurt ayarlamışlar. Sadece arada bir böyle geliyordu.

Bir nefretim yoktu ona karşı ancak her gördüğümde yüzünde oluşan o tuhaf görüntüyü görmek beni germekten başka bir şey yapmıyordu. Kapıya geldiğimde çaldım. Hemen ardından babaannem karşımda göründü.

"Hele hayırsıza bak sonunda gelmiş."
sözleri ile ne demek istediğini anlamaya çalışıyordum.

"Babaanne dün geldim ya."

"Geldin geldin ama sadece uyumak için kullanıyorsun burayı. Sabah olunca hemen evine koş zaten."

Demek fazla onunla zaman geçirmediğim içindi bu tribi. Kollarımla babaannemi sarmaladım ve konuştum.

"Ne yapayım sultanım evi düzeltmem gerekiyor. Hem artık aynı şehirde olacağız."

"Neyse Asaf oğlum kapıda kaldı senin yüzünden, gir içeri oğlum." diyerek Asaf'a içeriyi gösterdi.

Asaf içeri girdikten sonra bizde hemen arkasından girdik. Salonda oturan dedemi görünce, yanına gittim ve elini öptüm.

"Dedem nasılsın?"

"İyiyim canım kızım." diyerek ayağa kalktı ve yanında duran poşeti bana uzattı.

"Bu nedir?"

"Lavanta, bahçenize ekersiniz. Hem Asaf lavantaları çok güzel ekiyor." dedemin sözleri ile Asaf'a dönüp baktım. Demek güzel ekiyor. Dedemin tekrar konuşması ile ona döndüm.

"Benim lavantaları hem o dikerdi."

Anladım der gibi başımı salladım.

"Sağ ol dedem"

O sırada salona giren Berat'ın yanına gidip, sarıldım.

"Vay Özün hanım sizi burda görmek çok güzel." dedikten sonra, Asaf'a da elini uzattı.

Herkes sohbete dalmışken bende sofrayı kurmak için mutfağa girdim.

Enes'ten

Bazen insan hiç bir şeyin yolda gitmeyeceğini düşünüyor ancak hiç bir zaman öyle olmuyordu.

Benim için insanlar her zaman mutlu olabilecek varlıklar iken sanki hayatları boyunca kendilerini üzmek için yarışa giriyorlar.

Sevdikleri şeylerin peşinden gitmeye cesaret edemiyorlar. Savunduğu konuların bile arkalarında durmuyorlar. Şuana kadar aileme karşı dinimi savunmasaydım eminim ki annem ve babamda hak yolu bulamayacaklardı.

Bunca zaman bu kadar karşı oldukları dine, son iki yıldır aşık gibiydiler. Hayatı boyunca ibadet etmeyi yobazlık olarak gören babam, namazlarına o kadar çok dikkat ediyordu ki bazen şok oluyordum. Çok şükür ediyordum.

Annem ise ne kadar boş bir şekilde yaşadığını düşünüp, bazen göz yaşları döküyordu. O zaman ona şunu hatırlatıyordum. Allah'ın affedici olduğunu ve bunca zamana kadar evet belki boş yaşadığını ancak bundan sonra tövbe edip, en doğru yolu seçtiği için en şanslı insanlardan olduğunu...

Annem her tesettürlü kadını gördüğünde 'bunlar nasıl güzel olan saçlarını kapatabiliyorlar.' diyerek söylenirdi. Ancak şimdi anlamıştı ki güzel olan saçlarını onlar koruyordu. Bu kadar eleştiri yapan annem şimdi tesettürlüydü.

Şuan ise Buğlem ile bizim eve akşam yemeğine gidiyorduk. İlk Buğlem ile evlenmek istediğimi söylediğimde annemde babamda çok sevinmişti.

"Enes ya beni dinlemiyor musun?" Buğlem'in sitemli çıkan sesiyle düşüncelerimden çıkarak, ona döndüm.

"Kusura bakma birtanem ben dalmışım. Sen ne demiştin?"

"Diyorum ki annenle babanla her görüştüğümde cok heyecanlanıyorum. Bak şuan da kalbim küt küt atıyor." dedi elimi tutup, kalbinin üstüne bastırdı.

Gerçekten de çok hızlı bir şekilde atıyordu.

"Bence kalbin benim yanımda olduğun için öyle atıyor." dedim göz kırparak.

"Ya Enes ben ne diyorum sen ne diyorsun?" dedi yüzünü başka yöne çevirerek.

"Hadi geldik." diyerek tuttuğum elini bırakmadan kapıyı tıktıklattım.

"Enes annenler görünce elimi bırak."

Sanki hiç duymamış gibi elini bırakmıyordum.
Kapının açılması ile annem tüm güzelliği ile bize bakıyordu.

"Hoşgeldiniz canlarım."

"Hoşbulduk Emel annecim." dedi Buğlem

Anneme her anne demesiyle yanaklarını ısırmamak için kendimi zor tutuyordum.
Annemin arkasından gözüken babamda bize gülümseyerek konuştu.

"Hadi içeri girin kapıda kaldınız."

İçeriye girdiğimizde Buğlem zorla elini elimden kurtarmıştı.

Annemin masayı çoktan kurduğunu görünce, elimizi yıkayıp masaya oturduk.

Yemek için aldığım sarmayı tabağıma doldurduktan sonra, Buğlem'e de dolduruyordum ki Buğlem'in sesi ile durdum.

"Tamam yeterli Enes." fısıldayarak konuşuyordu. Bir kaç tane daha tabağa koyduktan sonra köfteleri de tabağına doldurmaya başladım.

"Enes yeter ben bunları nasıl yiyeceğim."

Annem ve babamın gülmesi ile yeni farketmiştim ki Buğlem'in tabağını doldurmuşum.

"Kusura bakma fazla kaçtı." demem ile annemle babamın gülmesi derinleşmişti.

"Bakıyorum da kızım Enes sana iyi bakıyor." Annemin sözleri ile gururlu bir şekilde omuzlarımı dikleştirdim.

"Tabi anne."

"Bana çekmiş işte Emel." Babamın cümlesi ile annem 'tabi tabi' der gibi baktı.

Yemeklerimiz bittiğinde anneme yardım etmek için boş tabakaları mutfağa götürdüm. Buğlemde mutfakta kirli tabakaları bulaşık makinasına diziyordu.

"Hemen burada kaçalım seninle bir yere gideceğiz." dedim Buğlem'e bakarak.

"Nereye?" diye merakla sordu.

"Asaf ve Özün'ü de bizim eve çağırıp, bekarlığa veda yapalım."

Söylediğim şeyler çok komiğine gitmiş gibi güldü.

"Bekarlığa veda arkadaşlar arasında olmaz mı ya?" dedi kahkahasının arasında

"Evet sanki evlilik çok kötü bir şeymiş gibi çıkmış bir adetten başka bir şey değil şu bekarlık zımpırtısı. Ben zaten seninle evlenmek için can atıyorum bekarlığa vedayıda seninle yapmak istiyorum. Bu konuda Asafta bana katılıyor." Cümlem bittikten sonra Buğlem kollarını boynuma doladı ve konuştu.

"Sen ne güzel düşünüyorsun öyle." dedi ve yanağımdan öptükten sonra benden ayrıldı.

"Öyle öp kaç olmaz." diyerek tekrar kendime çektim ve alnından öptüm.

-

"Hoşgeldiniz bekarlığa veda partimize." diyerek kapıyı açtım.

Özün ve Asaf bana şaşkınca bakıyordu.

"Sahiden bekarlığa veda için mi çağırdınız?" dedi Özün

Buğlem arkamdan öne çıkarak
"Tabi ki de" dedi gülerek

Onları içeriye davet ettiğimizde Asaf beğeni ile yeni evimizi inceliyordu.

"Sizinde zevkiniz iyimiş." dedi

"Tabi oğlum ne sandın."

Asaf ve Özün gelmeden önce seçtiğimiz filmi onlara göstermek için televizyonun kumandasını elime aldım.

"Bu filmi seçtik izler miyiz?" sorumla ikiside aynı anda 'izleriz' dediler.

Koltuklara kurulduğumuz da yanıma sevdiceğim elindeki cips kasesi ile oturdu. Özün ve Asafta yan yana oturmuş filmin başlamasını bekliyorlardı.

Güzel ilerleyen bir filmdi ancak biraz korku barındırıyordu ve tabi ki de bunu bilerek seçtim. Buğlem'in bana daha çok yaklaşması için tabi siz bunu çaktırmayın.

Korku dolu sahneler geldiğinde Buğlem gözünü hiç televizyondan ayırmıyordu. Gerilim dolu olan yerlerde bile kıpırdamadan izliyordu. Galiba yanlış bir seçim yapmıştım.

Asafla Özüne baktığımda ise Asaf kolunu Özün'ün omzuna koymuştu Özün'ü göremiyordum çünkü koltuğun yastığını kafasına gömüştü.

Yanımda olan kumandayı alıp filmi durdurdum. Buğlem sinirle bana döndü.

"Ya Enes neden kapattın? En güzel yerindeydik."

Gözüm ile Özün'ü gösterince oraya döndü.

"Özün yine mi yastığı kafana gömdün?" diyerek kahkaha atmaya başladı.

Özün yeni filmi durdurduğumu anlamış gibi yastığı kafasından çekti.

"Niye söylemiyorsunuz içinde korku var diye?" dedi sitemle

Asafta gülümseyerek Özün'ü kendine daha çok çekti.

"Bilmem seversiniz diye düşündüm." dedim.

"Evet ya ben bayıldım hadi açalım." Buğlem'in sözleri ile şaşkınlıkla baktım.
Evet arkadaşlar bu planım işe yaramamış.

Özün tekrar yastığı kafasına gömerken, ben de filmi açtım zaten çok az kalmıştı.

Film bittikten sonra Asaf gülerek yastığı Özün'ün kafasından çekti. Gördüğümüz şey ile hepimiz şaşkınca baktık.

"Özün uyumuş ya" dedi Asaf bize dönerek. Ve ekledi "Neyse biz artık kalkalım" diyerek Özün'ü kucağına aldı. Tabi alır almaz Özün kalkmış ve Asaf'a bön bön bakıyordu.

"Asaf indirsene beni." dedi ve Asaf ikiletmeden indirdi.

"Başka sefere evimize kadar taşırım. Dua et şuan dedenlerde kalıyorsun." dedi Asaf gülerek.

"Hadi Allah'a emanet olun. Güzel zaman geçirdik." diyerek evden çıktılar.

Bizde Buğlemle etrafı topladıktan sonra evden çıkıp, evlerimize gittik.

Düğünden sonra, Buğlemle aynı evde kalacağımı düşündüğümde baya mutlu oluyordum. Şuan elimde olsaydı bundan yıllar önceki Enes'in yanına gider ve 'Ben başardım sevdiğim kızla evlendim demek isterdim.'

Şimdi söyleyin bana sevmek ve sevilmekten daha güzel olan şey neydi bu dünyada...

Selamün aleyküm nasılsınız efendim

Bölümü beğendiğiniz mi?

Asaf ve Özün hakkında düşünceleriniz?

Enes ve Buğlem hakkında düşünceleriniz?

Kurguma şans verip, okuyan herkese ve tabi ki destek olan herkese çok teşekkür ederim 💜

Kendinize iyi bakın gelecek bölümde görüşmek dileğiyle

Continuer la Lecture

Vous Aimerez Aussi

66.2K 3.8K 33
"Benden ne istediğinizin farkında mısınız siz Nazende Hanım?" "Bir anne olarak oğlumun mutluluğunu istiyorum. Arsen, Efdal seni çok seviyor. Benim oğ...
Üçüz Derken Par Nisa🌼

Roman pour Adolescents

234K 14.6K 27
17 yıl sonra doğumda karıştığını öğrenen Peri... Abilerine ve üçüzlerine alışabilecek mi ? Babam gülümseyip "Aksine iyi bir şey oldu. Peri doğumda k...
4.6K 239 30
TAMAMLANDI Mustafa "naber kayınço" Berk "lan senin" Bade "abi yapma" Berk "bu gerzeği dövmemem için bana bir sebep söyle" Mustafa "HAMİLEYİM" Berk "N...
RAHNÜMÂ Par Aysuncuci

Roman pour Adolescents

20.2K 1.9K 42
Rahnümâ : Yol gösteren, kılavuz... Kendine Gel!! Adlı kitabın ikincisidir...