Tuana:ah.
Diye bir mırıltı çıktı dudaklarımdan.
Sabah mıydı?
Akşam mı?
Hiç ışık yoktu. Sadece karşı taraftan gelen ışık aydınlatıyordu odayı.
Günlerdir uyuyamıyordum.
Burda uyuyamazdım.
Günler oldu. Allah kahretsin günlerdir burdaydım.
Midem alt üst olmuştu.
Uykum vardı ve açtım.
Ve sanırım hasta olmaya başlıyordum.
Etrafa bakındığımda yine aynı odada olduğumu anladım.
Karşımda bir kadın.
Cesaret edip tek kelime konuşamamıştım.
Oda aynı şekide sadece bakmakla yetiniyordu.
Yere kıvrılmış uyuyordu.
Kolumu kaldırıp esnedim.
Birsüre sesizce oturdum.
Burdan çıkmam lazımdı.
Günler oldu beş veya altı belkide daha fazla.
Zaman algımı yitirmiştim.
Saat kaçtı?
Sabah mıydı akşam mı?
Kaç gün olmuştu. Veya hafta mı demeliyim.
Piskopat adam gelmiyordu buraya.
Eyer bir kere gelseydi kaçabilirdim ama bunu anlamış gibi hiç gelmiyordu.
Piskopat dediğim adam okulun müdürüydü.
Evet bir müdürdü.
Bir okulun deposunda neden bir kadın saklanırdı ki?
Düşünclerimden uzakalşıp kapıyı izlemeye başladım.
Kadın yavaş yavaş kalktı.
Gözleri gözlerimle buluşunca hemen kaçırdı.
Mavi gözlü bir kadındı.
Omzundaki yara acımış olacaki inleyerek omzunu tutu.
Ayağa kalkıp yanına gittim.
Tuana:çok acıyor mu?
Dedim koluna dokunup.
İrkilerek geri çekildi.
?:acımıyor.
Dedi yalan söylediği beliydi.
Tuana:merak ettme sana burda zarar vermem.
Dedim alayala.
?:daha falza ne kadar zarar alabilir ki vücudum.
Vücüdu yaralarla doluydu.
Benden uzak bir duvarın önüne oturdu.
Tuana:bak neden burda olduğunu bilmiyorum seninle beraber bende burdayım en azından biraz konuşsan olmaz mı?
?:yılardır burdayım ne analara bilirim ki?
YILARDIR MI?
dudaklarım aralandı.
Kadının birşey demesini bekledim ama hiçbir tepki vermedi.
Cidden yılardır burda mıydı?
Piskopat bir müdür neden bir kadını yılarca okulun deposunda tutrardı.
Derin bir nefes verdim.
Kadını üzmemek amaçlı soru sormayacaktım.
Tuana:adını söyle mesela.
?:Aylin.
Dedi tekrar gözlerini kaçırarak.
Tuana:güzel isim.
Dedim. Aylin;cidden çok hoş bir isim.
Aylin:peki ya senin.
Tuana:Tuana.
Aylin:güzlemiş.
Dedi sadece.
Tuana:seni üzmek istemem ama merak ediyorum.
Dedim hızla.
Daha falza dayanamdım meraktan çatlamak üzereydim.
Bir insan neden yılarca bir depoda kalırdı?
Tuana:neden burdasın? O adam niye seni buraya hapsetti?
Dedim büyük bir merakla.
Aylin bir süre sustu.
Büyük biri gibiydi yani o kadar yaşlı değildi ama benim yaşlarımda birine benzemiyordu.
Aylin:o adamla evliydim.
Kaşlarımı çatım devam etmesini bekledim.
Aylin:ilk başlarda güzel bir ilişkimiz vardı. Sonra her tartıştığımızda alkole koşardı.
Haydi bismillah.
Aylin:o alkol içtikçe daha çok tartışırdık öyle böyle bağımlı oldu içmeden duramazdı.
Dişlerimi dudaklarıma geçirdim.
Aylin:sonra şiddet göstermeye başladı. Sonra sahada ileri gidip günlerce taciz etti.
Dudağımdan akan kanı sildim hızla.
Aylin:hamile kaldım ama şiddet göstermeye devam etti bebeğim doğdu ama gösterdiği şiddetler yüzünden hastalıklı doğdu.
Dedi derin bir nefes alıp.
Canı acıyor gibiydi.
Kimin canı yanmazdı ki.
Aylin:bebeği istemedi 'hasta bir bebekle uğraşmam'diyordu herşeye rağmen kabul ettirdim. Keşke yapmasaydım.
Dedi büyük bir hüzünle ağlıyordu.
Aylin:bu sefer onuru'ma şiddet göstermeye başladı hiçbir şey yapamadım kurtaramadım bebeğimi,bebeğimede alkol verdi büyüdü bu sefer uyuşturucu vermeye başladı.
İkimizde aynı anda göz yaşlarımızı sildik.
Aylin:şuan bu okulda bağımlı onur'um.
Onur.
Bağımlı.
Bu okulda.
Hepsi tek bir kişiyi gösteriyordu.
Kokoca okulda ondan başka bağımlı onur yoktu.
Ne yani onur müdürün oğlumuydu?
Ama bana babasının ve annesinin öldüğünü söylemişti.
Aylin:birakç ay sonra karşıma bir adam çıktı aşık oldum ama gerçekten sevdi beni biliyor musun. Onuruda çok severdi.
Dedi gülümsedi.
Aylin:onca şeye rağmen boşanmak istedim aldatmak istemedim. Kabul etmedi daha çok dövdü.
Dedi hem gülümsüyor hem ağlıyordu.
Aylin:sonra bir gün iş için şehir dışına çıktı. Evde onur ile tektik evde tek olduğumuzu öğrenince yanlız kalmayalım diye geldi yanıma. Bütün hafta yanımdaydı ,ilk defa bir aile sıcaklığını hissetim. İlk defa sevildiğimi hissetim. Onur ile oynardı,bana yardım ederdi. Babamın dahi okşmadığı saçlarımı okşardı.
Dedi hüzünlü bir gülümsemeyle.
Derin bir nefes verip.
Kirlenmiş saclarına dokundu.
Aylin:birlikte uyunuştuk o gün huzurlu bir uykunun içerisindeyken hızla açıldı kapı karşımda o adam erken dönmüş meğer. Birlikte gördü bizi çıldırdı. O gün cebindeki bıçakla öldürdü onu benim yüzümden öldü o gün.
Dedi hıçkırmaya başladı.
Aylin:O gün benim yüzümden bir insan öldü kolarımın arasında kanlar içinde kaldı ben hiçbir şey yapamadım. Sonra aldı beni o evden alt kattaki garaja kapatı birakaç yıl orda kaldım onursuz.
Dedi nefes almak için susutu.
Aylin:onurumu göstermedi bana yılarca.
Dedi hıçkıra hıçkıra ağlayarak.
Ağlamasını umursmadan konuşmaya devam etti.
Aylin:evi satı birgün o gün çıktım o evden ama yine onur'um yoktu yanımda sesini dahi duyamamıştım bebeğimin. Sonra buraya kapatı işte,işkencelerine burda devam etti.
Ayağa kalkıp karşımdaki kadına sıkıca sarıldım.
Daha çok ağlamaya başladı.
Aylin:o mezara gitti bu katil hala dışarda ya o yüzden hakım helal değil bu dünyaya.
Dedi hıçkırıkların arasında.
Suçlu kim?
Onurun hem annesiz hem babasız kalmasınızn suçlusu kim?
Alkol mu?
Benim anne ve baba sevgisi görmememin suçlusu kim?
Zorla evlenmeleri mi?
Aylinin buraya hapsedilmesinin sebebi kim?
O piskopat müdürü aldatması mı?
Aslında ortada bir suçlu yok suçlunun kim olduğunu asla bilemeyeceğiz çünkü.
Kimse suçunu kabul etmez hep başka şeylerle örterler üstünü.
Hiç kimse ceza almaz koskoca dünyada hep masum insanlar yapmadıkları şeylerin cezasını çekerdi. Yüzyılarda geçse bu hiç değişmezdi.
***
Y
azarın analtımıyla...
Onur hızla bahçeye çıkıp çağanı armaya başladı.
Bahçede duavara yaslanmış Demir ile konuşurken buldu çağanı.
Onur:çağan abi!
Dedi hızla.
Yanlarına varıca elini dizlerine herleştirip nefesini düzene sokmaya çalıştı.
Demir:noldu olum neyin var böyle?
Onur:onun nerde olduğunu biliyorum.
Dedi hızla.
Yağız:kimin?
Dedi telaşla.
Onur:kayıp kızın nerde olduğunu biliyorum.
Dedi çağanlar birbirlerine baktı.
Berat:onur kayıp kız yok sadece sınıfların birinde kilitli kalmış.
Dedi elini omzuna koyup.
Müdür onlara böyle söylemişti.
"Kız sınıfta kalmış görevlide fark etmeyip kitleyivermiş"
Dedi yalan söylemekte üstüne yoktu.
Eh çağanlar hemen inanmıştı tabii.
Onur:hayır hayır o yalan söylüyor!
Dedi hepsine bı umut bakıp.
Berat:onur kayıp kız yok.
Dedi tekrardan.
Onur:yemin ederim nerde olduğunu biliyorum.
Dedi beratı umursmayıp.
Çağan:tamam nerde peki Kayıp kız?
Yağız:çağan-
Çağan yağıza boşver analtsın dercesine baktı ama oda müdürün bu yalanına inanmıyordu.
Onur:küçük binada dopo diye kulanılan yerde.
Dedi hızla.
Berat ve demir alaya güldü.
Onur:gidip bakın yemin ederim orda.
Çağan:tamam sen git biz bakacağız oraya.
Dedi elini omzuna koyup.
Onur:hızlı olun ölmeden bulun onu lütfen.
Çağan:söz veriyorum hiçbir şey olmadan bulacağız.
Onur çağana güvenerek başını salayıp gitti.
Yağız:seanslarını artırmalıyız.
Çağan:ya haklıysa.
Dedi hepsine teker teker bakıp.
Demir:çağan sen iyice deliriyon yavrum ha?
Dedi alaya.
Çağan:o günden sonra o kızı hiç görmedik.
Dedi kaşlarını çatıp.
Berat:saçmalama çağan bizim karşımıza çıkmıyordur.
Çağan:bir hafta olmak üzere ilaki içimizden biri görürdü.
Yağız:yani bu onurun dediklerini destekliyor.
Çağan başını saladı.
Berat:ben hala saçmaladığınızı düşünüyorum.
Demir:saçmalıyorlar zaten.
Dedi duvara yaslanıp.
Leya:duydunuz mu?
Dedi yağızın yanına giderken.
Yağız:neyi?
Ülkü:bir tane kız bir haftadır eve gitmiyormuş.
Dedi oda abisinin yanındaki yerini alıp.
Ülkü:en son okula gelirken görmüşler sonra hiç ulaşamamışlar.
Çağan ve yağız demir ve berata baktı.
Berat ve demir birbirlerine baktılar.
Berat:nasıl yani hiç haber alamamışlar mı?
Leya:en son okula gelmiş işte telefonu felanda kalalıymış.
Çağan derin bir nefes verdi.
Çağan:nerdesin be masal güzlei.
Diye düşünmeden edemdi birkaç gündür aklından çıkmıyordu.
Çağan:akşam.
Dedi yağızlara bakıp.
Çağan:saat on gibi burdasınız.
Dedi arkasını dönüp gitti.
Ülkü:abi nereye?!
Çağan:spora bugün biraz erken gideceğim.
Dedi yürümeye devam ederken.
Demir kararsız bakışlarıyla berata baktı.
Berat ise kardeşi gibi gördüğü çağana deli gibi güveniyordu.
Berat:vardır bir bildiği.
Dedi sadece.
Beste:ne oluyor?
Yağız:bildiğimiz çağan işte boşver.
Çağan olsa sadece gülerdi.
Çağanı tanıdıklarını sanıyorlardı.
Ama sadece sanıyorladı.
Hiçbir çağanın acılarını bilmiyordu.
Kimse çağanın duygularını tahmin edemzdi.
Sadece kendilerini kandırıyorlardı.
Çağan da bunun fakrındaydı ama çaktırmadan hayatına devam ediyordu.