Dès Vu ❧ Yoongi

Av mrslumiere

40.5K 3.6K 2.5K

"Mutluluk..." dedim koyu gözlerine bakarken. Düşlediğim bir zamanın içindeydim. "Bu anı ileride hatırladığımd... Mer

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42.Bölüm
43.Bölüm
44.Bölüm
45.Bölüm
46.Bölüm
47.Bölüm
48.Bölüm
49.Bölüm
50.Bölüm
51.Bölüm
52.Bölüm
53.Bölüm
54.Bölüm
55.Bölüm
57.Bölüm
58.Bölüm
59.Bölüm
Final Bölümü

56.Bölüm

419 49 25
Av mrslumiere

[56]Düşüncelerimiz ve Gerçekler

Kim Cha Young

Hayatımızdaki sınırları belirleyen şeyler çoğu zaman kendi düşüncelerimizdir. Bir şeyler hakkında bildiğimiz şekilleriyle olayları sıralarız ve sonuca ulaşırız ama bazen sonuç pek aklımızdaki senaryoya uygun olmaz.

Benim aklımdaki sahne ve senaryoda böyle değildi elbette. Eğer olayları anlatmak bana kalsaydı Jin ağabeyimi, TaeTae'yi ve Jimin'i karşıma alır, sakin sakin anlatırdım tüm olanları. Bunu izin almak için değil de, hislerimi onlarla paylaşmak için yapardım. Özellikle de mutluluğuma ortak olmalarını isteyerek yapardım bunu. Bunlara rağmen hemen onay alamayacağımı aklımda biliyordum.

Başta bunu gizlediğimiz için bize tepki göstereceklerdi, ardından da Yoongi ile arkadaş oldukları için bir yerde bizi anlayacaklardı. Anlamaları için uğraşacaktım. Birbirlerini kalpten seven insanlar, nihayetinde birbirlerini kalplerinde anlarlardı.

Bu sırada da duygularımın ardında duracaktım ve onlar bize küsse dahi onlarla konuşmaya çalışacaktım. Pes etmeyecektim ve her şey güzel olacaktı. Bunlar benim düşüncelerim, benim engellerim ve benim zorluklarımdı. Aşamalı bir sistemle bu ilişkiyi kabul edeceklerine inanıyordum ve böyle pat diye her şeyin ortaya döküleceğini beklemiyordum.

"Her şey böyle oldu." Yoongi, yanımda o kadar sakin görünerek oturuyordu ki onun sakinliğinin yarısına bile sahip olsam bir şeyler söyleyip halledebileceğime emindim fakat sadece sakin göründüğünü biliyordum. Elimi sıkıca kavrayan eli gerginlikten buz kesmişti ve kaskatıydı aslında. Sadece bunu kontrol etmeyi güzel bir şekilde başarıyordu.

Olanları anlatırken bir kere bile tereddüt etmemiş, ne diyeceğini kestiremediği bir an olmamıştı. Yoongi'den daha da etkilenmemin yanında bir tepki beklerken, ne yapacağımı bilemiyordum. Ağabeylerimin olumsuz bir tepkisi beni çok ama çok üzerdi, yine de onu seviyordum ve bu duygunun arkasındaydım.

"Yani..." Jin ağabeyim baş ve işaret parmakları ile burun kemerini sıkarken başını masaya eğdi ve bakışlarını şöyle bir masada gezdirdi. Sapasağlam duran kâselere ve yemediğimizden soğuyan yemeğe baktı. Ardından "Siz berabersiniz öyle mi?" diye sordu tekrar. Bu soruyu kaçıncı kez sorduğundan emin değildim.

"Evet." Bu kez cevabı ben vermiştim ama sessizlik can sıkıcıydı.

"Cha Young. Bizimle gelir misin?" TaeTae, boğuk sesiyle bana bakarak konuşunca neden böyle dediğini anlamasam da hızla başımı salladım fakat vücudumun geri kalanı uyuşmuş gibiydi. Kalbim hızla çarparken oturduğum sandalyeden kalktım ve Jin ağabeyim ile o da benimle birlikte kalktı. Kimse bir şey anlamış değildi, kalan herkes birbirine bakıyordu. Yoongi ise anlamasa bile elimi bırakmadan önce güçlü bir şekilde sıkmıştı, 'ben buradayım' der gibi.

Adımlarımı içeri yönelttiğimde, nereye gitmem gerektiğinden çok emin olamamıştım ama Jin ağabeyim merdivenlere yönelerek bana da yolu göstermiş oldu. Jimin'in, TaeTae ve Yeo Bin'i öğrendiği zamanki tepkisi gibi bir tepki bekliyor olsam da, bu neyin nesiydi anlayamıyordum. Ne yapmaya çalıştıkları hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

Jin ağabeyim odasına girip kapıyı açık bırakınca, ördek ailesi gibi ilerleyip biz de onun gibi odaya girdik ve en son giren Taehyung kapıyı kapattı.

"Gel bakalım. Otur." Sakin bir sesle konuşup, gri bir yatak örtüsünün serili olduğu geniş yatağında yanını pat patlayınca çekinerek yanına ilerledim. Ne demem gerektiğini bilmiyordum bu yüzden sadece konuşmalarını bekliyordum. Üçümüzde yatağa yerleşip bağdaş kurduğumuzda, sessizlik bir süre daha devam etti. Sessizliği bozan şeyse en sonunda dayanamayıp onlara karşı yönelttiğim soruydu.

"Kızmayacak mısınız ya da..." omuz silkerken ikisine de bakıyordum "Bir şey demeyecek misiniz?" diye sordum. Bakışlarım ikisinin de yüzünde dolanıyor ve ufak bir kırıntı yakalamaya çalışıyordu düşüncelerine dair ama pek bir şey bulabildiğim de söylenemezdi.

"Aslında..." Taehyung, derin bir nefes alıp başını bana çevirirken konuşmaya başlayınca dikkatimi ona verdim. "Neden bilmiyorum ama bu beni şaşırtmadı. Çok saçma." Kendi kendine gülerken devam etmişti.

"Nasıl?" şaşkınlıkla ağzımdan çıkan soruya cevap beklerken, Jin ağabeyim hâlâ tek kelime etmemişti.

"Son zamanlarda Yoongi farklı davranıyordu. Farklı demeyelim de..." çenesini sıvazlarken başını aşağı yukarı salladı. "Daha çok kendini bulmuş gibi." Bu durumdan garipmiş gibi bahsetse de son kısmı söylerken daha çok bu onu mutlu ediyor gibiydi. Yoongi'nin kendini bulduğundan bahsederken.

"Jimin bize tepki gösterdiğinde bunun bana berbat hissettirdiğini bildiğimden, sana kızmam da bir o kadar saçma olur Cha Young." TaeTae uzanıp saçlarımı şefkatle karıştırdı. Bense rüyada olup olmadığımı sorguluyordum.

"Ama kırıldım. Saklamanıza yani. Ayrıca seni kıskanıyorum da ama Yoongi'yi de ilk kez böyle görüyorum. Söylesene, ne yapmamız gerekiyor?"

"Özür dilerim." Dedim dudaklarımı büzerken. Şu an ikisine karşı ne desem de durumu açıklamama yetmeyecekti sanki.

Ağabeylerim küçüklüğümden beri beni desteklemişlerdi ve yapmak istediğim şeyleri yaparken endişe etmemiştim hiç. Onlar yanımdaydı ve bunu bilmek güven veriyordu. Ben yine o güveni hissetmek istiyordum işte. Bu konuda da yanımda olduklarını bilmek istiyordum.

"Tanrım!" Jin ağabeyimin ani çıkışı ile yerimden anlık olarak sıçradım. Fakat o... Kızgınlıkla çıkışmamıştı. Ağlıyor muydu o?

"Ya! Ağlıyor musun?" dudaklarım iyice büzülürken nadir zamanlarda ortaya çıkan sulu gözlülüğümde kendini meydana atmıştı. Jin ağabeyim gerçekten bana bakıp ağlıyordu ve ben de o ağladığı için ağlamaya başlamıştım. En büyüğümüz o olduğu için onun elinde büyümüştük biz ve arada annem gibi tepki veriyordu gerçekten. Yine öyle olmuştu.

"Ne ara bu kadar büyüdün sen? Baksana, geçmiş karşıma sevgilim var diyor." Komodinin çekmeçesinden peçete alıp yüzünü kurularken ikimiz de sesli bir şekilde ağlamaya başladığımızda, Taehyung bakışlarını devirmekten geri kalmadı. 'Sizinle ne yapacağım' bakışlarıydı bunlar, biliyordum ama onun böyle sakin olması da bence iyiydi.

"Saklamak istememiştim." Dedim elimin tersi ile yüzümü kurulamaya çalışırken. Cümlem bitince de bir iki kez hıçkırmıştım. Tanrım! Benim aklımdaki sahne bu değildi. Ben daha başka şeyler düşünüp konuşma bile hazırlamıştım kendime!

"Bize kızarsınız diye-"

"Seni nasıl paylaşacağım ben?" Jin ağabeyim bana sıkıca sarılırken aynı zamanda saçlarımı okşuyordu. Burnunu çektikten sonra da devam etmişti. "Yoongi'ye ne yapayım ben şimdi? Ama ikiniz de mutlusunuz."

Sanırım Jin ağabeyim evlenme kararından sonra daha da yumuşamıştı.

"Siz ciddi misiniz? Bende konuşacağız diye buraya gelelim demiştim." Taehyung, kalkıp eline aldığı peçete kutusundan bize peçete yetiştirmeye çalışırken yüzünü buruştu. Bense daha yüksek sesle ağlarken "Bana kızmayın. Ona da kızmayın." Diye mırıldandım yaşların arasından. Sanırım bu ağlama bir tür rahatlama gibi bir şeydi. Bunca zaman hissettiğimden daha fazla gerilmiştim.

Biz sarılıp ağlarken odanın kapısı büyük bir gürültü ile aralandı önce, ardından odaya arka arkaya bedenler uçarcasına girdi. Bunun küçük çaplı şoku ile de ağlamamız kesilmişti aniden.

"Asla sizi dinlemiyorduk." Jimin, ellerini teslim olur gibi havaya kaldırırken konuştu.

"Tesadüfen geçiyorduk öyle." Yeo Bin de saçlarını düzeltip onu desteklemişti ama daha yaratıcı olmaları gerekmez miydi?

"Bende biraz sıkıldım öyle." Jungkook da kolunu Yoongi'nin omzuna atıp rahatça konuşurken en son Yoongi'ye kaydı bakışlarımız. Koro gibi konuşmalarından olsa gerekti bu ama gülme isteğimi de bastırıyordum şu an. Ruh halim iyice dengesizleşmişti.

"Bütün huysuzluğunuza katlanmaya hazırım. Sadece..." Elini utangaç bir halde ensesine atıp devam etti. "Eskisi gibi olabilir miyiz?"

Onun söylediğine karşılık burnumu çekerken, o benim ağlayan suratımı süzmekle meşguldü. Jin ağabeyim burnunu son kez çekip ayaklandığında, Yoongi'ye doğru ağır adımlarla yürümeye başladı. Ne yapacağını kestiremiyordum, çok hassas davranıyordu şu an. Tüm bunlara rağmen korktuğum gibi de olmamıştı.

Ağabeylerimin bana sevgi ve anlayışla yaklaşacağını bilmem gerekirdi fakat ben bunun aksine endişe ederek bir sürü şey düşünmüştüm. Bu düşünceler ise onlara anlatma fikrini sürekli ertelememe neden olmuştu. Sınırlarımı kendim çizmiştim, onların farklı davranacağı bir ihtimal vermemiştim kendimce ama olanlar işte önümdeydi.

Sevgi sayesinde birbirimize bağlıydık ve yine sevgi sayesinde birbirimizi anlıyorduk. Seçimlerimizin ardındaki gerçek nedeni görebiliyorduk. Birine değer vermek buydu belki de. Onu anlamak ve anlaşıldığını bilmek.

"Huysuzluğuma katlanıp katlanmadığını göreceğiz Profesör Min. Kız kardeşimle olmanı tamamen kabul etmem için yıllar gerekebilir. Bu kadar kolay olmayacak." Jin ağabeyim, onun karşısına geçip konuştuğunda gülümsedim. Biliyordum huysuzluk edeceklerdi aynı Jimin gibi ama önemli değildi. Böyle bir aileye sahip olduğum için ne kadar mutlu olsam azdı.

Böyle de tatlı ağabeyler işte hepsi de. Çok sevimliler. Yazarken mutlu oldum. ⭐

Aklımdaki planlamaya göre son 4 bölüm sanırım Işıklarım. Çok sevdiğim bu bebeğe veda edeceğiz çok yakında. 🤧

Satır arası bol yorum yapmayı ve oylamayı unutmayınız lütfen. ⭐

Fortsätt läs

Du kommer också att gilla

310K 36.7K 43
ve sonra; tanrı olmaya karar verdim. çünkü kaldırımdaki beyaz saçlı o çocuk, tanrıya çok güzel dua ediyordu. ancillulaa [2018] ✓
3.3K 604 15
rosègguk ; ❝ şehrin en tatlı kızıyım, neden bu kadar kabasın? ❞
TESADÜF Av .

Fanfiction

199K 14.2K 59
Devam kitabı:TESADÜF 2 "Tanrıya yalvardım gökyüzünün kontrolünü bana versin diye.. Böylece senin bulunduğun yerlere sürekli güneş getirirdim. "
27K 3.5K 35
"Kaç yıldızlı geceyi sabah ettik seninle beraber. Hâlâ sevemez misin beni?" - Rosé x Jungkook - © Kaguya | 2021 - 210527 | #1 rosekook