MAVİ PAPATYA

By endoplazminikbikulum

18.6K 1.6K 901

Ship Serisi 2 |Yaranı kapatabilirim ama onu senden alamam, özür dilerim. ||Gök gürültüsünü çok severim. Belki... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm- Part 1
19. Bölüm- Part 2
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm

23. Bölüm

349 46 30
By endoplazminikbikulum

Sevgiyle kalın.

23. Bölüm: Mavi Papatya

Kavuşmakla biten bir ayrılığın heyecanı sarmıştı evi. Kimisi kusursuzluk peşinde koşup bir şeyler yetiştirmeye çalışıyor, kimisi bir şeyler yiyor, kimisi sadece olanı biteni izliyor, Cemre ise sadece oturmuş bekliyordu; heyecandan ölmeyi.

"Saat kaç? Gelmelerine ne kadar kaldı?" Dedi Banu Cemreye. "Kız sana diyorum."

"Bilmiyorum anne."

"Fincanları çıkardınız mı?" Dedi Sultan Merve'ye bakıp. Merve onaylayınca masadaki çocuklara döndü. "Yemin ediyorum ağzınıza acı biber sürerim. Kalkın çabuk oradan."

Berke ve Emre homurdanarak kalkarken Kürşat yanında oturan çocuğa baktı. "Şimdi sen güneş mühendisi olacaksın ve sekiz yaşındasın öyle mi?"

"Evet." Dedi çocuk tereddütsüz.

"Bende yirmi sekiz yaşındayım ve güneş mühendisini ilk defa duyuyorum. Hayat çok garip."

Sokakta korna sesleri yankılanırken Banu çocuklara döndü. "Bakın biz ev sahibiyiz. Dilimize ve boğazımıza sahip çıkıyoruz. Merve sende kalkıp kahvelere yardım edeceksin."

Herkes onaylayınca Cemre çalan kapıya koştu. Annesiyle birlikte kapıyı açtı. Merdivenlerden ya da asansörden gelmesini beklerken eli ayağı titriyordu. Hayatının en uzun saniyeleri olabilirdi.

İlk merdivenlerden çıkan Denizle göz göze geldi. Bedeni giydiği siyah takımın hakkını vermişti. Taktığı kravattan hoşnutsuz olduğunu belli eden çatık kaşları Cemre'yi gülümsetmişti.

Deniz ise tüm gün çektiği şeylere rağmen karşısındaki gözlerle hepsini unutmuştu. Giydiği mavi elbiselerin içinde o kadar güzel duruyordu ki, onu öpmemek için üstün bir çaba sarf etti.

Bir kaç saniye bakıldıktan sonra Deniz'in ailesi gelmişti. Deniz elindeki çiçek demetini cemreye uzatıp ailesiyle içeri geçerken cemre ve Banu giren herkese selam verdi. Ama bir süre sonra bundan yoruldular. Çünkü tahminlerinden bile çok kişi gelmişti.

"Hey maşallah Karsıda alıp gelseydiniz ayıp olmasın." Dedi Merve oturduğu yerden kalkıp yaşlı birine yer verirken. Nihayet hepsi içeri girdiğinde Banu ve Cemrede girmişti. Sultan komşulardan sandalye istemesi için çocukları gönderirken kendi boş bir yer bulup oturdu. Cemre ve Merve salondaki yemek masasından çektikleri sandalyelere oturdu. "Bunlar niye düğüne gider gibi kim varsa toplayıp gelmişler?" Dedi Merve Cemre'nin kulağına.

"Bilmiyorum ki red. Birde sadece 5-6 kişi olurlar demiştim." Dedi Cemre gülerek. Sinirler bozulmuştu. Gerçekten kalabalıklarda. İstemede bu kadar çok kişi gelmelerini gereksiz bulsa bile bir şey diyemezdi.

Çocuklar sandalyeyi getirdiğinde ayaktakilerdi bir şekilde yerleştiler. Cemre ayakta kaldığı için surat asarken Berke kalkıp ona yer vermişti. "Gel güzelim ayakta kalma sen." Herkes buna şaşırırken Cemre havadan bir öpücük yolladı Berkeye. Damla anneannesinin kucağından kalkıp Cemre'nin kucağına geçtiğinde Cemre onun iki yamağımıza öptü.

"Daha daha nasılsınız?" Dedi Kürşat alakasız bir şekilde. Herkese tek tek sorup yanıt alırken baya zaman geçmişti. "Allah sağlık versin. Sağlık olmadan hiçbir şey olmaz." Diye noktayı koymuştu.

"Hiç bitmeyecek sandım." Dedi Merve Kürşat'ın soru cevaplarını kastederek.

"Kızım hadi kahveleri yapın." Dedi Banu.

"Hangi birine?" Dedi Merve patavatsızca.

Cemre Merve'yi mutfağa sürüklerken kaşlarını çattı. Oda biliyordu o kadar fincanın olmadığını ama dillendirmedi. Kucağındaki Damla'yı tezgaha bıraktı. Berke ve Kürşat'ta onlarla mutfağa gelmişti. Yardım ihtiyaçları var gibi duruyordu.

"Ne yapıyoruz?" Dedi Kürşat Cemreye bakarak.

"Ay bilmiyorum." Dedi Cemre köşeye sıkışarak.

"Moral bozmak yok. Cemoşumun yüzü düşmesin." Dedi Damla ellerini birbirine vurup pozitif enerji saçarken. Herkes ona şaşkın şaşkın bakıyordu. "Şimdi Bekoş bir tepsiyle kola, Kükü bir tepsiyle fanta, Merve abalarda çay götürsün. Sende kahveleri götürürsün Cemoş."

"Olur sanırım." Dedi Cemre. Başka yol yoktu çünkü. "Kahramanımsın." Dedi Cemre Damla'nın burnunu sıkıp.

Birlikte hareket edip tüm içecekleri hazırladıktan sonra baştan sonra Cemre, Kürşat, Berke ve Merve salona girdiler. Cemre önce Deniz'in babasına, Tülay'a, annesine ve abisine verdikten sonra Denize de kahvesini verip geri çekildi. Herkese içecek bir şey verdikten sonra hepsi oturmuştu.

Damla bu sefer Cemre'yi es geçip dayısının kucağına yerleşti. Kahvelerde içildikten sonra Deniz'in babası boğazını temizleyip dikkatleri topladı. "Sebebi ziyaretimiz belli. Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızını Cemre'yi oğlumuz Denize istiyoruz."

Deniz tuttuğu nefesini rahatlamayla dışarı vermişti. Sonunda diye geçirdi içinden. Emre koltukta dikleşti. "Cemre bizim göz bebeğimiz. O kırılsa biz paramparça oluruz. Tabi tek erkek olarak söz bana düşse bile annem ne derse odur." Diyerek topu Banu'ya attı.

Banu oğluna gurur duyduğunu gösteren bakışlar attı. Hiçbir zaman cinsiyetçi büyütmemişti evlatlarını. "Oğlumun dediği gibi. Cemre bizim gözbebeğimiz. Bana kalsa o hala çocuk. Eğelenecek yaşta değil. Ama benim kızım bir karar almışsa bana arkasında durmak yakışır. Yine de adettendir bir sormak gerekir Ne diyorsun kızım?" Dedi Banu Cemreye dönüp.

Cemre herkese tek tek bakarken Denizde onu izliyordu. "Evet desene kızım." Dedi Deniz dişlerinin arasından.

"Siz nasıl uygun görürseniz annecim." Dedi Cemre başını öne eğip. Utanmış numarası mı yapıyordu? Daha çok Denizi delirtmeye çalışıyor gibiydi.

"E öyleyse Allah'ın izniyle verdim." Dedi Banu. Merve alkışlarken herkes ona ayak uydurmuştu.

Önceden ayarladıkları tepsiyi getirdi. Cemre ve Deniz Yanyana geldiğinde fısıldaşsalar bile duyulacağı için sessizce bakıştılar. Kırmızı kurdelenin bağlı olduğu alyansları parmaklarına geçirdiler. İçlerinden bir büyük dua okuyup kurdeleyi kesti.

Deniz Sevinç'le Cemreye dönüp kafasını elleri arasına aldı. Anlına dudağını bastırdı. "Şükür Allahım."

Cemre ve Deniz herkesle tokalaştıktan sonra daraldılar için balkona kaçtılar. Deniz sigarasını içerken Cemre oturmuş Berke ve Kürşat'a tüzüğünü gösteriyordu. Merve elinde makasla yanlarına geldi. "Uzatın bakalım ellerinizi."

"Senden önce sözlendim diye parmaklarımızı mı keseceksin?" Dedi Cemre alayla.

"Ha ha. Öncesi sonrası yok. Siz evde bebek bezi temizlerken ben barda dans pistini temizleyeceğim bebeğim." Dedi göz kırpıp.

"Ne bu makas?" Dedi Kürşat.

"Sultan anla gönderdi beni. Kısmetiniz açılsın diye hepiniz bir parça kesip yutacakmışsınız." Dedi Cemre'nin kurdelesinden parçalar keserken.

"Ya batıl batıl şeyler. Ben yutmam." Dedi berke.

Merve Denizinde yanına gidip kurdelesinden kesti. "Sultan ablaya söylerim oğlun yutmadı diye." Dedi tehditkar bir sesle. "Hadi gençler hepinize birer tane." Kürşat ve Berkeye sonra oturan ve Deniz'in kuzeni olduğunu tahmin ettiği çocuklarda verdi.

"Bende alayım." Dedi Behzat Merve'nin arkasından. Merve sıçrayıp Behzat'a döndü. Elindeki bir parçayı ağzına elleriyle tıkıp salona geçti. Behzat arkasından bakarken kumaşı ağzından çıkarıp cebine attı.

Deniz'in sigarası bitince Cemre yanına gitti. "Bak." Dedi yüzdüğünü gösterirken.

"Çok güzelmiş gerçekten sevgilim. Hayırlı olsun." Dedi alayla.

"Dalga geçmesene Deniz. Ben hala inanamıyorum."

Deniz Cemre'yi belinden kavrayıp kendine çekti. "Ne kadar güzel olmuşsun sen maviler içinde."

"Papatya getireceğini söylemiştin."

"Papatyalar yanında sönük kalırdı. Hem sen zaten benim papatyamsın. Ama mavi olanından."

"Neden?" Dedi Cemre ellerini Deniz'in ensesine atarken.

"Benim papatyam mavi. Beyaz olanın yapraklarını kopardılar."

Cemre'nin gözleri dolmuştu. Böyle güzel sevilmek onu bu hale sokuyordu.

"Bugün kalbimin dikenleri arasında çiçek açtı. O, sana ait."

Continue Reading

You'll Also Like

157K 16.6K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
7.7K 372 6
"Ya senin ne dediğini kulağın duyuyor mu? Sırf bulaştığın bir kumar illeti yüzünden kızımızı bir mafya ile mi evlendireceksin !?" Bir dakika, NE ?
223K 22K 32
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
7.2K 874 25
Bizim zamanlarımız'dan biri, Fuyu'nun alternatif Türkiyesi. Orantı bilmeyen Minho ve sevgilisi. Yeryüzünün en güzel piçi, bir tanrının oğlu Hyunjin.