YAN KARAKTER | Texting

Von Fesatrice

1.8M 173K 108K

Ulaş: Hani sen bana ilk mesajında demiştin ya Ulaş: Dizi, film ve kitaplarda herkesin sevdiği yan karakterler... Mehr

Yan Karakter -1-
Yan Karakter -2-
Yan Karakter -3-
Yan Karakter -4-
Yan Karakter -5-
Yan Karakter -6-
Yan Karakter -7-
Yan Karakter -8-
Yan Karakter -9-
Yan Karakter -10-
Yan Karakter -11-
Yan Karakter -12-
Yan Karakter -13-
Yan Karakter -14-
Yan Karakter -15-
Yan Karakter -16-
Yan Karakter -17-
Yan Karakter -18-
Yan Karakter -19-
Yan Karakter -20-
Yan Karakter -21-
Yan Karakter -22-
Yan Karakter -23-
Yan Karakter -24-
Yan Karakter -25-
Yan Karakter -26-
Yan Karakter -27-
Yan Karakter -28-
Yan Karakter -29-
Yan Karakter -30-
Yan Karakter -31-
Yan Karakter -32-
Yan Karakter -33-
Yan Karakter -34-
Yan Karakter -35-
Yan Karakter -36-
Yan Karakter -37-
Yan Karakter -38-
Yan Karakter -39-
Yan Karakter -40-
Yan Karakter -41-
Yan Karakter -42-
Yan Karakter -43-
Yan Karakter -44-
Yan Karakter -45-
Yan Karakter -46-
Yan Karakter -47-
Yan Karakter -48-
Yan Karakter -50-
Yan Karakter -51-
Yan Karakter -52-
Yan Karakter -53-
Yan Karakter -54-
Yan Karakter -55-
FİNAL
Özel Bölüm
Özel Bölüm 2
Özel Bölüm 3
Özel Bölüm 4

Yan Karakter -49-

26.9K 2.7K 1.2K
Von Fesatrice

Fotoğrafta Selenay ve Tolga var.

İyi okumalar...

asenapamuk: Başka bir evrende, en güzel halinle

3 yorum

@furkangoktas: Bu fotoğrafı kim çekti? Ben çekmedim Ulaş çekmedi kim çekti kimmm?

@asenapamuk: @furkangoktas Senden gizlediğim sevgilim çekti

@furkangoktas: @asenapamuk Dnchsnhcsnhfjdhf nereden buluyorsun bu esprileri ya

***

Selenay

Ortama hakim olan sessizlik devam ederken Ulaş, oldukça ilginç bulduğu biblomu incelemeye devam ediyor, gözlerim hariç her yere bakıyordu. Boğazımı temizleyip dikkatini çekmeye çalıştım. Bakışları beni bulduğunda bir an 'sen de mi buradaydın' diye soracağını sanmıştım.

"Yani sevgilisiniz."

Ulaş ve Duru, birbirlerine saniyelik bir bakış attıktan sonra bana dönmüş ve aynı zamanda kafalarını sallamışlardı. Duru bana her şeyi anlatmış olmasına rağmen sordum. "Nasıl oldu bu iş?"

"Çok uzun hikaye, anlatmamı ister misin?"

"Vaktim var." dedikten sonra Duru'ya çevirdim bakışlarımı. "Sen bize kahve getirir misin? Ben Ulaş'la yalnız konuşayım?"

"Yalnız mı?" Ulaş'ın sert yutkunuşu odada yankılanırken sırıtmamak için kendimi zor tutmuştum.

"Evet, yalnız. Bir sakıncası mı var yoksa?"

"Yok, yok. Ne sakıncası olacak ki?" Bakışlarını Duru'ya çevirip bir süre baktı, Duru bir şey yapamayacağını belirtir gibi omuz silktiğinde Ulaş, iç geçirip kaderine göz yummuştu. Duru odadan çıktığında yeniden konuştum.

"Sen anlat bakalım şu uzun hikayeyi."

"Heh, anlatayım. Şimdi..." deyip öne doğru eğildi ve dirseklerini dizlerine yasladı. "Okulda bir kız vardı ama kız nasıl güzel... Bakmak aşırı hoşuma gidiyor. Tabii söz verdim kendime gidip konuşmayacağım, aşık olmayacağım diye. Biraz sürprizi bozmak gibi olacak ama sonundan anladığın üzere hiçbir şey planladığım gibi gitmedi."

"Aşk planlamalara gelmez zaten. Devam et."

"Sonra Duru bana arkadaş olmak için yazdı. Ama ben Duru'nun okuldaki o kız olduğunu bilmiyorum, haliyle o zamanlar arkadaş gözüyle bakıyorum. İşte bir gün Duru gelip kim olduğunu söylemesin mi..." Ulaş, anlattıklarını öyle bir yaşıyor ve yaşatıyordu ki aynı anda dizimize vurduk.

"Oradan sonra ipin ucu kaçtı. İlk başta dürüst olup her şeyi anlatacaktım ama yapamadım bir şekilde. Ondan sonrasında da çok geçti artık, olanlar olmuştu."

"İyi sonuçlanmış en azından." diye mırıldandım. Ulaş, hülyalı hülyalı gülümserken aklından ne geçirdiğini merak ediyordum.

"Seni tanımak istememin sebebi de buydu. Kardeşim için nasıl biri olduğunu görmem lazımdı. Çünkü benim onayımı almazsan bu iş çok kısa sürer, ondan emin olabilirsin."

Aslında böyle bir şey yoktu. Duru'nun akıllı bir kız olduğunu ve kendisi için en iyisini yapacağını biliyordum. Ama Ulaş gözüme o kadar saf ve masum gelmişti ki kandırmadan edememiştim.

Tekrardan Ulaş'ın sert yutkunuşu odada yankılanırken hafifçe gülümseyip sordu. "Ama aldım onayını, değil mi?"

"Bilemeyeceğim."

"Aldım, aldım." Kafasını 'seni gidi seni' der gibi salladı. "Herhangi bir aile üyesinin beni sevmemesi imkansız."

"Allah Allah, o niyeymiş?"

"Yani şimdi övünmek gibi olmasın ama bu devirde benim gibi bir erkek bulmak çok zor. Benim gibi insan bulmak zor."

Bu konuda haklı olduğunu inkar etmeyecektim. Gerçekten temiz bir çocuktu. Bakışından bile kalbinin temizliği anlaşılıyordu. Öyle kötü niyetli biri değildi hiç. Ve Duru'ya olan bakışları... Her şeyi açıklıyordu.

"Evet, geldim!" Duru, elinde tepsiyle odaya girdiğinde önümde durdu ve en sevdiğim kupayı bana uzattıktan sonra Ulaş'ın yanına geçti. O sırada zil çaldığında Duru, sorarcasına bana bakmıştı.

"Biri mi gelecekti?"

"Tüh ya, babam gelecekti. Unutmuşum."

"Ne?" Ulaş, dehşetle konuşurken korkarak Duru'ya baktı. Her ne kadar deli divane aşık olsa da sevdiği kızın babasıyla tanışmak için henüz çok erkendi.

"Babam mı gelecekti? Emin misin, abla?" Duru, kaşlarını kaldırarak bunu sorduğunda omuzlarımı silkip suçumu kabullendim. Ulaş'ı kandırmak çok zevkliydi. Hiç sahip olmadığım küçük, afacan erkek kardeş gibiydi.

"Sakin ol, gelen babam değil. Muhtemelen Tolga'dır. Ablamı almaya gelmiştir."

Ulaş, imalı imalı gülerek bana döndüğünde bilerek o tarafa bakmamış ve odamdan çıkarak kapıyı açmıştım. Gelen Tolga'ydı. İçeriye girecek gibi olduğunda elimi kaldırıp onu durdurdum.

"Ulaş içeride, sen dışarıda bekle."

"Tamam, ne kadar sürede hazırlanırsın?"

"Hemen." diye geçiştirdim ve odama geri dönüp Duru ile Ulaş'a baktım.

"Kahvem ziyan olmasın, duydun mu beni Ulaş?"

"Tamamdır. Ben ikisini de içerim."

"Hayır!" diyerek araya girdi Duru. Ardından bana döndü. "İkisini de içerse götü durmaz. Kahveni termosa dökeyim yanına al, olmaz mı?"

"Olur." dedikten sonra Duru kahvemi alıp hızlıca termosa dökmüştü. Montumu giyip bacaklarım için bir battaniye aldığımda çıkmak için hazırdım. Yeniden kapının önüne gelip açtığımda Tolga'yla göz göze geldik.

"Henüz ağaç olmamışsın." diye mırıldandım. Tolga, gülümseyip beni evden çıkardı ve asansöre yöneldik. "Köklerimi ustaca saklıyorum."

Dışarıya çıktığımızda temiz hava ciğerlerime dolmuştu. İçime derin bir nefes çekip gülümsedim. En çok böyle anlarda yaşadığımı hissediyordum. Nefes almak, havayı doya doya içine çekmek güzeldi.

Tolga, beni her zamanki parka getirip karşıma geçtiğinde gülümseyerek burnumun üzerine hafifçe vurmuş ve oturmuştu. Elimi burnumun üzerine koydum. "Yine mi kızarmış?"

Başını onaylarcasına salladı. "İşimi öyle zorlaştırıyorsun ki."

"Anlamadım?"

"Yok bir şey." diye geçiştirip bakışlarını kaçırdı. Tolga, parktaki insanları incelerken ben de onu inceliyor, gerçekten onun hakkında ne kadar az şey bildiğimi sorguluyordum. Hiçbir şey sormuyordum bile, Tolga ise devamlı soruyordu. İlgiyle beni dinliyor, kendisinden hiç bahsetmiyordu. Bu durumu şimdi fark ediyor olmamdan rahatsız olmuştum.

"Tolga, kendinden bahsetsene biraz."

Bakışları beni bulduğunda şaşkınlığı yüzünden açıkça okunuyordu. "Pekala, bu bir ilk. Hangi dağda kurt öldüğünü sorabilir miyim Selenay Hanım?"

"Merakımı yitirmeden önce kendinden bahsetmeye başlasan iyi edersin."

"Tamam, özür dilerim." dedikten sonra gülüp hevesle bana bakmıştı. "Ne bilmek istersin?"

"Bilmem." diye mırıldandım 'her şeyi' dememek için. "Kardeşin var mı?"

"Hayır, yok. Tek çocuğum."

"Annenle baban?"

"İyiler, buradan uzakta yaşıyorlar."

"Sen niye buradasın peki?"

"Ben burada doğdum, sonra eğitimim için de burada kalmak istedim. Babam da annemle işi dolayısıyla taşındı."

"Anlıyorum." deyip sessizliğe gömüldüm. Aslında merak ettiğim çok şey vardı ama neyi merak ettiğimi bir türlü anlamıyordum. Kesin bir konu üzerine yoğunlaşamıyordum. İç geçirip tekrar Tolga'ya baktım. Aslında gerçekten çok merak ettiğim bir şey vardı.

"Tolga, bir şey daha sorabilir miyim?"

"Tabii, seni dinliyorum."

"Ama beni yanlış anlama."

Tolga, devam etmemi ister gibi baktığında derin bir nefes alıp kelimeleri hızlıca dudaklarımdan çıkardım. "Neden bunu yapıyorsun?"

"Neden neyi yapıyorum?"

"Bunu işte. Benimle vakit geçirme işini. Yani, daha doğrusu neden buna devam ediyorsun? Başta konuştuğum tek insan sendin. Dolayısıyla vicdan yapıp benimle konuşman, vakit geçirmen normal geliyordu."

"Ee?" Tolga'nın değişen yüz ifadesi cesaretimi söndürecek gibi olmuştu ama bir kere konuyu açmıştım. Devam ettim.

"Şu an ailemle konuşuyorum. Ayağım hareket etti, fizik tedavi görüyorum ve her geçen gün iyileşmeye daha yakınım."

"Yani?" diyerek sonuca varmamı merakla bekleyen Tolga'dan gözlerimi kaçırdım.

"Yani beni bırakmak için neyi bekliyorsun? Tamamen ayağa kalkmamı mı?"

"Seni bırakmak mı?" diye mırıldandı sanki hiç bilmediği dilden bir cümle söylemişim gibi. Ağzından çıkanlara o kadar yabancıydı ki şaşkın şaşkın bakıyordu.

"Evet. Bunu yapmak zorunda değilsin artık. O kadar yol gelip benimle konuşmak, beni dışarıya çıkarmak zorunda değilsin."

"Hiçbir zaman bunları yapmak zorunda olmadım."

"Tabii, hiçbir zaman zorunda değildin ama-..."

"Ama ne? Vicdan yükü olduğu için mi bunu yaptığımı düşünüyorsun?" Sessizliğim Tolga'ya yeterince iyi bir cevap olmuş olmalıydı ki ağır ağır başını salladı.

"Eğer bundan rahatsız oluyorsan..."

"Hayır." dedim hızlıca. "Sadece neden yaptığını anlamıyorum."

"O zaman yeterince açıklayıcı olamamışım. Pekala, senin için bu duruma bir açıklık getireyim."

Öne doğru eğilip gözlerime yakından bakarken benim bakışlarım birkaç saniyeliğine onun alnına dökülen kıvırcık tutamlarına çevrilmişti. Tolga konuştuğunda gözlerimi gözlerine kilitledim.

"Sana abayı yakmış durumdayım, bu yeterince açıklayıcı oldu mu?"

Dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken Tolga, büyük bir istekle dudaklarıma bakıp iç geçirdi. Uzanıp yanağıma tüy hafifliğinde bir öpücük bırakmış, geri çekilmeden fısıltı halinde konuşmuştu.

"İstediğin kadar düşün. Ben seni beklerim."

İyi günler, 'gü'lerim! ❤

Weiterlesen

Das wird dir gefallen

9.9M 536K 78
On sekizinci yaş gününde tanımadığı numaradan gelen mesaja cevap veren bir garip genç kızın hikayesi. Mesajı atanın kim olduğunu ve neler yaşanacağın...
24.6K 552 21
Abisi tarafından emanet edildiği adamın karanlık yüzüyle tanışmaya başlayan Işık kurtuluş ve onu kendi cehennemine çeken suç örgütü lideri Han Barlas...
858 18 2
bir kız 19 yaşına kadar ailesinden ve çevresinden gördüğü zorbalığı atlatamaması ve yaşadıklarının intikamını alması