28. Bölüm : Kurt Lider

Start from the beginning
                                    

"Bir kız. Alanis diye biri varmış. Kendisine Adalet Meleği diyormuş. Bizden birini öldürdü. Masum birini."

Üzerimde gözler hissetsem de kimseye bakmadım. Kurda doğru bir iki adım gittim. "Kimmiş bu?"

"Dylan Gustav." Kaşlarım çatıldı ve kendi kendime tekrar ettim. "Dylan Gustav..."
Ben öyle birini öldürmemiştim. Bundan emindim. Kathlan'a döndüm.

"Kathlan? Odamda yatağımın altında bir parke kırık onu aç. Orada bir kutu var. Kutuyu bana getirir misin?"

Kafasını sağladı. Aradan bir dakika geçmeden gelmişti. Kutuyu aldım pelerinimin cebinden anhtarlıpı çıkardım. "Oha! Onlar nelerin anahtarı?"

Alex'in tepkisine güldüm. "Bunlar her bir sırrımın olduğu her bir kutunun tek anahtarları."

Birkaç denemeden sonra kutuyu açmıştım. Kutuyu tutması için Kathlan'a uzatınca elimden aldı. Elimdeki küçük not defterini karıştırmaya başladım.

"Dylan Gustav... Dylan Gustav... Dylan Gustav... Dylan Gustav..." diye baktım ama hiçbir sayfada yoktu. Bu benim Adalet Meleği defterimdi. Öldürdüğüm kişileri suçları ile birlikte her şeyini not alıyordum.

"Öyle biri yok." dedim Kurt Lidere dönüp.

"Adalet Meleği sen misin? Ve öldürdüğün kişiler için not mu tutuyorsun?"

"İnsanların garip alışkanlıkları olabilir, tamam mı?"

Adalet Meleği olmayı hiçbir zaman bırakmamıştım. Hala aranıyordum. Doğaüstüler isim olarak biliyorlardı sadece. Zaten beni gören de Mark'ın kara büyüsü sayesinde yüzümü unutuyordu.

Hala her hafta bir kırmızı listeli suçlu ölüyordu. Benim tarafımdan öldürülüyordu.

"Onu öldürdün."

"Bak dostum, eğer onu öldürmüş olsaydım bu defterde yazardı, tamam mı? Her şeyine kadar yazardı. Ama burada öyle bir isim yok. Arkadaşını ben öldürmedim. Hiçbir şekilde alakam yok."

"Bir seri katil nasıl Koruyucular'ın içinde olabilir?" diye sordu Kurt Lider. Gözlerimi devirdim. "Bak Kurtçuk. Gidin buradan! Hemen! Onu ben öldürmedim!" dedim sertçe.

Kurt öfkeyle güldü. "Senin işaretin vardı! Kanatlar vardı. Siyah kanatla-"

"Bir saniye! Siyah mı? Benim kanatlarım beyaz. Bak, bu bile benim yapmadığımın kanıtı. Sana söz. Siyah kanatlı çakma beni bulacağım. Ama şimdi gidin. Çünkü ithamlarınız sinirimi bozmaya başladı."

Siyah kanat mı? Taklitçi bir katil, ha? Ah! Tanışmak için sabırsızlanıyorum.

" Sana neden inanalım? "Onun üzerine gidip elimi boynuna kurdum ve işaret parmağını kulağının arkasına bastırdım.

" Ah!" İzim belirginleşirken ondan uzaklaştım. "Al işte kanıt." Etrafındakiler onaylayınca o da beni onayladı. "Peki, Koruyucu. Sen katili bul biz de kim olduğunu anlatmayalım."

Soğuk bir kahkaha attım. "Sen beni tehdit mi ettin?" Yine güldüm. Ama bu sefer öfkedendi. "Bana bak Kurt. Ben çömez değilim. Ne sanıyorsun ki? Beni bu şekilde tehdit edebileceğini falan mı? Git söyle! Git söyle!" diye bağırdım. Kimse beni tehdit edemezdi. Gözleri kırmızı olmaya başlayınca gözlerimi devirdim. Çok korktum!

"İki günün var, Koruyucu! Katili bul, kimliğin gizli kalsın. " Kolum istemsizce alev alırken kendi kendime gözlerimi devirdim. Lanet sinir! Kolumu sallayıp ateşi söndürdükten sonra Kurt Lider'e baktım.

"Baba? Kurtlar ve Koruyucular savaşsa maximum ne olur?"

"Hayır, Alanis! Savaş yok!" dedi babam sertçe. Mızmızlanarak ona döndüm. "Ama baba, hem bana iftira atıyor hem de beni tehdit ediyor! Öyle izleyeyim mi?"

"Gerizekalı..." dedi gülerek Jace. Kathlan gözlerini devirdi. Melany kıkırdarken Alex içi geçmiş bir şekilde ona bakıyordu. Luke gözlerini devirdi. Collins ise... Dümdüz Collins işte.

Kurt Lider'e döndüm. "Şansına küs! Babam savaş yok diyor. Ama mutlu olabilirsin şimdi. Az daha yaşayacaksın."

"Sen beni tehdit mi ediyorsun?" Güldüm. Ona doğru vampirlerden kara büyü ile aldığım hızla gittim ve ellerimi şakaklarına bastırdım. Kurtlar bana hırlarken ben çoktan geleceğine bakmaya başlamıştım.

Gece yarısı... Beni öldürecekler arasında o da mı var? O gece o da orada olacak! O da beni yakan kişiler arasında olacak! Beni bulan Kathlan tarafından kafası kopartılacak.

Elektrik çarpmış gibi geri çekildim. Elim ayağım birbirine dolandı ve kıç üstü yere düştüm. İstemsizce geri gittim. Kalp atışlarım hat safhaya çıkmıştı. Kesik kesik nefes alıyordum. Göz bebeklerim büyümüştü. Hırıltılı bir sesle konuştum.

"Defolun."

Buzdan kubbeyi indirdim. Kurt bana kısa bir bakış atıp gitti. Bizimkiler bir şey diyordu ama benim aklım o görüntülerdeydi.

Onu öldürmemekle bir hata mı yapmıştım?

***

Nasıldı?

Beğendiniz mi?

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere...

Koruyucular / TAMAMLANDI / DÜZENLENECEK Where stories live. Discover now