'Barış ve Berk nerede?'

Yağmur: Bahçedeler. Sen onları boş ver şimdi de neler dönüyor anlat bana. Ne bu hiç bir şeyini anlatmaz oldun bana..

'Anlatmak için uygun bir zaman olmadı kuzum. Bu gecemi tamamen sana ayıracağım.'

(Ona Mete'nin mafya olması dahil herşeyi anlatacaktım. Barış onu tanıyorsa zaten sorun olmazdı. Yağmur'da söylemezdi zaten. Ona bir şeyleri eksik anlatınca sebepsizce kendimi kötü hissediyordum.)

Yağmur: Bu gece gözümü bile kırpmadan seni dinleyeceğim kuzum!

'Hadi bizde bahçeye geçelim.'

Yağmur: Tamam.

(Bahçeye geçtiğimizde iki adamında gözü bana dönmüştü.)

Barış: Ooo! Kaçağımız gelmiş!

Berk: Yüzünü gören cennetlik!

'Bende sizi özledim çocuklar!'

Yanlarına gidip bir boşta duran pufa kendimi attım. Bu hareketim onlara çocukça gelmiş olacak ki gülmeye başladılar. Yağmur içeriden içecekleri getirince hızla yerimde doğruldum ve bir tanesini almak için uzandım. Ama aynı hızda geri çekti.

Yağmur: Olmaz yarın işe gideceksin!

'Yoo! İşi bıraktım ben..'

Yağmur: Neden?!

'Sıkıldım. Bana göre değildi zaten.'

Yağmur: Sıkıldın mı? Sorumsuzsun!

'Sorumsuzluktan değil! Sadece saatleri sıkıntılı. Bir hafta boyunca gece 12 de geliyorum. Dengem şaşmıştı zaten. Daha düzgün bir iş bulmalıyım..'

(Bu bir bahane olduğu kadar da gerçekti. Hakikaten de sıkılmıştım. Dengesiz bir işti ve ben insanlarla uğraşacak  en son insan bile değildim.)

Yağmur: Gene de tahminimden uzun dayandın.. 1 hafta bile dayanamayacağını düşünmüştüm. İyi bari kimseyle kavga etmedin.

'Biraz daha gitsem emin ol ederdim.'

Barış: O halde boş gezenler grubu olarak içebiliriz!

'Sen çalışmıyor musun?'

Yağmur: Sorma.. Çıkardılar serçemi işten..

'Serçem mi?'

Yağmur: Buna mı takıldın?!

'Kusura bakma.. Neden noldu?'

Barış: Bir suçluyu dövdüm diye..

'Ne? Neden dövdün ki?'

Barış: Küfür etti!

'Aahhahahaha! Ve sen bir polissin..'

Barış: HOHOHO!

'Pardon pardon.. Ahahaha!'

Yağmur: Şhh! Tamam!

Berk: Neredeydin bu saate kadar?

'Arkadaşımlaydım.'

Berk: Dün?

Yağmur: Aaaa Berk! Sevgilisi bu kadar hesap sormuyor!

(Hesap soracak bir sevgilim kalmadığındandır tatlım!)

'Sorun yok..'

Berk: Kusura bakma..

'Ayyy içim bayıldı! Ne kadar sıkıcısınız! Biraz oyun falan oynayalım mı?'

Barış: Evet! Tabu var bende onu oynayabiliriz. 

'Süper!'

Herkes onaylayınca Barış içeriden oyunu getirdi ve gruplaştık. Barış'ın her ne kadar hoşuna gitmese de Yağmur'la biz eş olmuştuk. Berk'le de o. 

Gece'nin ilerleyen saatlerinde oyunu tabiki Yağmur ve ben kazandık.

Barış: Ama haksızlık bu!

Yağmur: Neresi haksızlık be?!

Berk: Birbirinizi o kadar iyi tanıyorsunuz ki, leb demeden leblebiyi anlayabiliyorsunuz..

'Ağlamayın canlarım, çalışın sizin de olur..'

Yağmur: Siz de yakın arkadaşsınız bir kere!

Barış: Ya ben neden bunun en sevdiği sayıyı bileyim?!

'Siz düşünedurun canımcımlar! Biz kaçtık!'

Yağmur: Yemek ısmarlayacaksınız bu yüzden yenilgiyi hazmetmeye bakın!

Biz gülerek onların yanından ayrıldığımızda birbirleriyle kavga etmeye başladıklarını duyabiliyorduk. Bu çok eğlenceliydi! Uzun bir gece olacağı için yanımızda yiyecek ve içecek bir şeyler götürdük. Odaya girip ortamı hazırladıktan sonra yerlerimize geçtik ve derin bir nefes alıp gülmeye başladık. 

Yağmur: O halde başlasın!

'Ahahahahah! Başlasın!'

Uzun bir gecenin açılışını yaptık.. 

Her ne kadar güzel şeylerden bahsedecek olmasakta onunla konuşmak bana iyi geliyordu. Kötü olayları konuşsak bile hep sonunda gülebiliyorduk.. 

Eğer kötü gününüzde yanınızda gerçekten size destek çıkan birileri varsa hiç bir şey sizi yıkamaz.. Bu hissi seviyorum..

 Yağmur'un gözündeki heyecan büyümeye devam ederken ben anlatmaya devam ediyordum. Her ne kadar beni kesmek istemese de arada bir küçük sorular sorup duruyordu. En çok şaşırdığı kısım Mete'nin mafya babası olduğunu öğrendiği andı. 'Eniştem bir mafya babası mı?' Diye çığlık atarken elimi ağzına götürüp bastırdım, tamam anlamında kafasını sallayınca elimi çektim ve devam ettim.. Bakalım o bugün öğrendiğim şeyden sonra ne düşünecekti? Benim kafam bayağı bir karışmıştı çünkü..




İMKANSIZ AŞKWo Geschichten leben. Entdecke jetzt