Dünya bir döngü içinde ilerliyordu. Koruyucular korurken katiller öldürüyor ve yöneticiler zeki olmalarıyla dünyayı kontrol altında tutuyordu.

Harke Erom, tüm bu türlerle barış için bir antlaşma yaptı. Anlaşmaya göre türler kendi kıtalarından başka bir kıtaya savaş açamaz veya yağmalayamazlardı. Bu katiller için kimseyi öldüremeyecek olmalarının anlaşmasıydı. Ne kendilerini öldürebilme ne de başka ırkları öldürme şansları vardı. Koruyucular için ise bir fark yoktu. Kendi aralarında yaşamak onlara yetiyordu. Türler bir şekilde bu antlaşmaya, Erom soyu devam ettikçe bağlılık yemini etti.

...

Harke, okins bir kadına aşık oldu; Katel'e. Katel'in sapsarı saçları ve gözleri, en önemlisi sıcacık kalbi onu büyülemişti adeta. Onu dünyanın en güzel ve etkileyici kadını gibi görüyordu. Sonunda Harke, Katel ile evlendi.

Tam da bu sıralar varyete kralları, melezlerin gücünün saf soyluları engellediği gerekçesiyle isyan başlattı. Krallar sadece saf soyluların nesillerinin devamını istiyordu. Melezlerin güçleri onları rahatsız ediyordu. Bu yüzden savaş çıkardılar. Bu savaşa tüm saf soylular katıldı ve yöneticiler arasında yapılan en büyük savaş başladı.

Melezler sayıca çok azdı. Bu savaşın kaybedileceğini herkes biliyordu ve düşünülenler olmuştu. Savaş kaybedildi. Savaşta çok fazla ölen oldu. Harke, Katel ve tüm melezler katledildi. Krallar birleşip konsey oluşturdu. Krallar konseyi, varyeteler arası ilişkileri yasakladı. Varyetelerin bölgeleri kanallar açılarak ayrıldı ve aralarına yüksek duvarlar örüldü. Gensler, kornslar ve okinsler, hepsi duvarların arasına hapsedildi..."

Okudukları genç kızı adeta büyülemişti. Çok güzel ama sonu kötü biten bir kitaptı. Aslında bir sonu dâhi yoktu. Neden devamı yok? diye düşündü. Kitabı kapatıp içeriye geçti. Annesi Hamilton yanan ateşin başında, oturmuş, kağıtlara bir şeyler yazıyordu.

"Anne? Bu masalın devamı yok mu?"

Annesi kafasını kaldırıp kızına baktı. "Masal mı? Okuduklarının hepsi doğru."

Kız şaşkınlık içerisinde annesine bakarken annesi kalkıp kızını bir koltuğa oturtturdu ve kendisi de yanına oturdu. "Ben zamanında Harke Erom'un eşi Katel'in yardımcısıydım. Tüm bu olanlara bizzat şahit oldum."

Genç kız hala algılayamıyordu. O, farklı türlerin olduğunu bilmiyordu. Hatta varyetelerin varlığından bile bir haberdi. Mavi gözlerini düşündü. "O zaman ben korns muyum? Duyu yeteneklerim gelişmiş mi?"

"Aynen öyle."

Genç kız diğer türleri ve varyeteleri aşırı merak etmişti. "Tüm bunlar... İnanamıyorum. Peki sen o savaştan nasıl kurtuldun?"

"Kaçtım. Başka çarem yoktu."

Annesi yüzünü kızından kaçırdı. Ondan bir şey saklıyordu. Kızı, ne olduğunu soramadan içinde kötü bir his oluştu; bir şey olmuş ya da olacakmış gibi.

Daha fazla orada duramadı ve kendisini dışarıya attı. O zaman rüyamda gördüğüm kişi bir gens olmalı diye düşündü.
Tabi gerçekte öyle birisi var ise...

∆∆∆

Genç kız avdan geri döndüğünde Desire'ı karda yuvarlanırken buldu. Bir kaç ayda bayağı büyümüş ve neredeyse boyu kızın beline ulaşmıştı. O da annesi kadar büyük olacaktı belli ki. Eğer öyle olursa kızı taşıyabilirdi. Kız bu fikri düşününce bile heyecanlanmıştı. Onu artık bırakması gerekiyordu ama yapamıyordu. Desire'a hiç düşünmediği kadar çok bağlanmıştı. Onunla aralarında çok güçlü ve garip bir bağ vardı. Bir derdi olduğunda kız, Desire'ı anlıyordu ve aynı şekilde kızın bir derdi olduğunda bunu da Desire anlıyordu. Onunla çok zaman geçiriyordu. Hamilton da ikisinin ilişkilerini gördüğü için ses çıkarmıyordu.

GİRİFT : YöneticilerΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα