Derin bir nefes verip ayağa kalktım.

Defalarca yutkundum.

Ayağa kalktığım an uzun bir süre başım döndü.

Duvara tutundum ve bulanan midemi tutum.

Bir elim duvarda diğer elim karnımda banyoya ilerledim.

Saçlarımı zorla yüzümden çektim ama tutunmam gerekiyordu deli gibi titiriyordum her an düşecek gibidyim.

Klozetin kapağını açıp öğürdüm. Midem boştu buna rağmen kustum.

Ardından musluğa doğru ilerleyip elimi yüzümü zorda olsa yıkadım hala ağlıyor boğluyordum.

Geri çekilip odaya döndüm.
Beni bor boy aynası karşıladı. 

Kendime baktım acırcasına.

Saçlarım darmadağıntı. Ağladım için gözüm ve dudaklarım şişmiş yanaklarımda göz yaşlarımın izi kalmıştı.

Üstümde beyaz bir tişört vardı. Göz yaşlarım ile ıslanmıştı devirdiğim çiçek yüzünden niraz toprak olmuştu.

Ve çekiştirdiğim için bir kısmı yırtıktı.

Altımda şort verdı bacaklarım çıplaktı ve tırnak izleri vardı.  Dizlerim yere sürtündüğü için kanıyordu berbat bir durumdaydım.

Yatağa baktım ve sertçe yutkundum.

Tekrar sesler kulağımda çınladı.

Tebrik ederim. Dedi gülümseyerek benim sonum olacağını bilmeden.

Yatağa yaklaştım ve yavaşça oturdum.

Elim o lanet şeylerde gezdi.

Tekrar bir hıçkırık firar etti dudaklarımdan.

Elime aldım siyah kağıdı.

Tuana:neden?

Dedim göz yaşlarım üzerine damlarken.

Tuana:neden?

Bu sefer sesim daha sert çıkmıştı.

Tuana:ben...

Dedim sadece.

Tuana:yapamam.

Dedim uzun bir süre sonra.

Tuana:ne olur git.

Diye bildim yutkunarak.

Tuana:ne olur git!

Bu sefer bağırdım ve ani bir sinirle elimdeki ultrason fotoğraflarını yırtıp attım.

Terkar ağlamaya başladım.

Yatağın üzerinde dağnık bir şekilde duran hayatımı değiştiren şeylere baktım.

Tamı tamına 12 tane vardı.

Hiçbirine inanmayıp 12 tane yapmıştım bu testi.

Hepsi aynı şeyi gösteriyordu hepsinin üzerinde aynı şey vardı.

Kırmızı çift çizgi...

Elim karnıma gitti.

Tuana:ne olur.

Dedim karnıma bakıp.

Tuana:git.

Tuana:ben senin annen olacak kadar iyi biri değilim ne olur git.

Dedim karnımı  okşarken.

Tuana:ben sana bakamam yalvarırım git.

Kendimden de karnımdaki şeyden de nefret ediyordum.

Tuana:sen gitmezsen bende seninle beraber geleceğim ne olur git.

Dedim ağlayarak.

Tuana:ne olur yapma bana bunu.

Onun hiçbir suçu yoktu halbuki.

Tuana:yalvarırım beni peşinden getirmeden öl.

Başıma ağrılar giriyordu.

Tuana:ben ölmek istemiyorum ama senin ölmeni istiyorum.

Daha sert bir şekilde okşadım karnımı.

Tuana:ben senin annen olamam bebeğim. Doğman en büyük günahın olur,hayatın mahvolur ben iyi bir anne olamam o yüzden git.

Neden bilmiyorum ama pişman olacak gibi hissediyordum.

Tuana:öl! Gerekirse beni de kendinle öldür ama yine de öl!

Ayağa kalktım zorla.

Tuana:öl!

Diye bağırdım.

Tuana:yalvarırım öl!

Diye bağırdım tekrar.

Tuana:öl ben sana bakamam öl!

Ağladım karnıma yumruklar attım.

O benim gibi birinin çocuğu olamazdı.

Onun hayatını mahvederdim.
İyi bir anne olamazdım.

O bebeğin masum bir bebeğin hayatını mahvedemezdim buna hakkım yoktu o yüzden ölmesi gerekiyordu.

Doğup annesiz büyümemeliydi bu yüzden ölmeliydi.

Karnıma tekrar yumruk attım.

Tuana::lütfen öl!

Karnımda bir sızı hissetim.

Tuana:eğer yaşarsan annen seni sevmeye-

Devam edemedim.

Susmak zorunda kaldım  devam edemedim.

Ağladım  bağırdım ve ağladım.

Ultrason  görüntülerine bakıp  ağladım  ve sadece  ölmesini diledim. Bir yandan da ölmemesini

platonik (ÇT)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora