EN BÜYÜK ACI

Comincia dall'inizio
                                    

"İki elimle ağzımı sıkı sıkı kapattım..."

"Nefes nefese uyandım."

-Tamam, canım buradayım. Rüya gördün sanırım ama geçti iyi misin?

"Sıkıca sarıldı bana ağlamaya başladım."

-O cani annemi öldürdü ve hala beni arama cesaretini gösterebiliyor.

-Kim o Deniz anlat bana.

"Başımı kaldırdım ve gözyaşlarımı sildim."

-Ben on yaşındayken bir kaza oldu ve ben uzun süre konuşamadım, tepkisizdim. Babam iş için şehir dışına gitmişti, bizde annemle birlikte bir süre Foça'ya babaannemin yanında taşındık. Başta her şey çok güzeldi, orası bana çok iyi geldi. İki ay falan olmuştu gideli birkaç gün sonra babam gelecek bizi alacak ve evimize gidecektik. Tabi hayatımın baştan sona değiştiği o gün olmasaydı, biz ailece evimize dönecektik. O sabah eve amcamlar geldi, biz kuzenlerimle büyük sedirli odada oyun oynuyorduk. Birden birileri bağırmaya başladı sesleri duyunca odadan dışarıya çıktık. Annem, yengem ve amcam merdivenlerin başında tartışıyordu. Amcam anneme beş kuruş bile alamazsınız diye bağırıyordu, annemde ona yeter tamam sus artık diyordu. Amcam sinirle annemi kollarından tuttu defol git, diye bağırdı. Annem de ona bağırmaya başladı, yengem bırak kadını düşecek diyerek çığlık atıyordu. Onun o cani bakışları gözümün önünden hiç gitmiyor. Önce anneme baktı sonra merdivenlere doğru döndü ve annemi itti.

-Nasıl yani anneni bilerek mi?

-Evet, bilerek itti!

-Ne olduğunu bile anlamadık annem merdivenlerden aşağıya yuvarlandı. Ben hemen merdivenlere fırladım, aşağıda kanlar içinde yatıyordu annem. Küçücük kollarımla sarıldım ona;

Annecim kalk! Hadi ne olur kalk! Diyerek bağırdım ama kalkmadı. Bir hiç uğruna oracıkta can verdi benim canım annem...

Düşünsene üstü başı kan içinde bir kız çocuğu anne diye çığlıklar atıyor. Bir çocuğun elbisesinde kan lekesi olur mu? Olmaz olamaz! Bir çocuğun elbisesinde çamur lekesi, boya lekesi olur. Benim üzerimde annemin kanı, burnumda ise onun kan kokusu vardı. Üstelik bunu yapan adam hiçbir ceza da almadı. Ayağı kaymış ve düşmüş benim annem. O zamanlar anlayamadım tabi yaşananların üzerini nasıl örttüklerini, büyüdüm ve öfkemi de büyüttüm.

-Peki, baban öğrendi mi olanları?

-Öğrendi başta öfkelendi. Yalvar yakar kaza olduğuna ikna ettiler onu da, birlikte babaannemle yaşamaya başladık. Amcamlar her geldiğinde benim yüzümden kavga çıkardı.

-Sevgilim senin yerinde kim olsa öfkesi dinmezdi yaşadığın bir çocuk için büyük bir yıkım.

-Yıllarca bana akıl hastası muamelesi yaptılar, öfkemi ve üzüntümü hep aşırı buldular.Üniversiteyi okumak için çıktım o evden bir daha geriye dönmedim.

-Peki, baban ne yaptı? Bir daha görüşmediniz mi?

-Arada telefonla konuşuyoruz yılda bir iki kere görüşürüz. Babaannem de ölünce kendini her şeye kapattı babam, o eski evde günlerini dolduruyor sanki.

"Sarıldık birbirimize öyle iyi gelmişti ki yüreğimdeki bu yükü paylaşmak, yıllardır Arzu'ya bile bu kadar derinden açmamıştım yaralarımı."

-Peki, sence bunca zaman sonra seni neden aradı bu adam.

-Neden olacak para içindir. Tek derdi miras onun, zaten annemle de bu yüzden tartışmışlar. Düşünsene bir hiç uğruna öldü benim annem, bazı insanlar için para her şeyden önemli!

-Maalesef öyle...

"Sıkıca sarıldı bana, içimde biriktirdiğim bütün gözyaşlarımı özgür bıraktım kollarında."

Birbirimize sarılıp öylece oturduk. Yanımda kalması bana destek olmaya çalışması öyle iyi geliyordu ki, en kötü anımda bile varlığıyla mutlu ediyordu. Duygularımızın ötesinde çok kıymetli, çok özel bir bağ vardı aramızda ve umarım sonsuza kadar böyle kalırdık.

"Farklı karakterlere ama aynı acılara sahiptik sanki gözlerinin içine her baktığımda benzer bir hikâyenin acısını hissedebiliyordum. Belki de bu yüzden bu kadar iyi anlıyordu beni, kendi acısıymış gibi sahip çıkıyordu acılarıma. Peki, o neyin acısını yaşamıştı. Hayat onu kiminle sınamış ve nereden yaralamıştı. İnsan mutluluklarını bir çırpıda anlatıp geçebiliyordu ama üzüntüleri, acıları anlatması öyle kolay olmuyordu. Hele bir de yaralı bir ruhunuz varsa kolay kolay açamıyorsunuz o kapıları, hep kilitli kalsın istiyorsunuz. Kimseler bilmezse unuturum gider diye düşünüyorsunuz ama öyle olmuyor işte kimse bilmese de, ruhunuz o kilitli kapının yerini asla unutmuyor ve unutturmuyordu."

BANA RAĞMENDove le storie prendono vita. Scoprilo ora