Beyaz salaş gömleğim ve kareli eteğime gitti elim. Siyah bir ceket çıkarıp bu kombini tamamladığımda havaya çok kısa göz gezdirip siyah bir de çorap giymeye karar vermiştim. Ekran önü için yeterince idealdi bu parçalar.

Kıyafetlerimi giydiğimde neredeyse tamamdım. Parfümümden de bir iki fıs sıkıp şişeyi çantama attım. Kokular kalıcı değildi ve sürekli yenilenmesi gerekiyordu sonuçta.

Son bir kez etrafı kontrol ettikten sonra tam evden çıkmak üzereydim ki, telefonuma gelen mesaj beni kapı eşiğinde bırakmıştı.

E yuh artık!

Kimden: Kaan Erdemir

Nihat Bey'in talebi üzerine seni almaya geliyorum. Evin adresini gönder ve 5 dakikaya hazır ol. (14.26)

"Oldu paşam." diye homurdandım çantamı kapı koluna asarken. "Nihat Bey'e bak ya. Kaan'la program yapacak olmak yeterince işkence değilmiş gibi bir de beni ona aldırtıyor." Kaan'ın emir veren mesajı da ayrı bir sinir sebebiydi zaten. Bugün sınanacaktım anlaşılan.

Kime: Kaan Erdemir

Almana gerek yok. Nihat Bey'e ispiyonlayacak değilim. (14.26)

Saniyeler sonra cevap geldi Kaan'dan.

Kimden: Kaan Erdemir

Adres. (14.27)

Ateş yakıyor, yemek yapıyor, 3000 kelimeyi anlıyor...

Bu çocuğun derdi neydi, cidden çözemiyordum. Sürekli aramızda bir sorun yokmuş, iyiymişiz gibi davranıyordu ama aynı zamanda devamlı saldırı hâlindeydi. Dün ettiğimiz kavgadan sonra, Nihat Bey'e de haber vermeyeceğimi söylememe rağmen niye ısrar ediyordu hâlâ?

Parmaklarım hızla ekranda gezindi.

Kime: Kaan Erdemir

Atmıyorum ya. Kendim gelirim ben. (14.27)

Sanırım telefon başında bekliyordu, gönder tuşuna bastığım an mavi tik olmuştu çünkü.

Kimden: Kaan Erdemir

Korkma yemem seni. Adresi at. (14.28)

Bir de beni kışkırtıyordu. Şiddete meyilli biri olsam yakaladığım ilk yerde tokatlardım bu çocuğu muhtemelen.

Kısa bir an gözlerimi kapatıp düşünme payı tanıdım kendime. Tam şu an karşı komşun kapıya çıksa ayin yaptığımı düşünebilirdi ama neyse ki kısa sürede sonuca varmış ve bu tartışmaya arabada devam etmeye karar vermiştim öyle bir senaryo yaşanmadan. Benzin parası Kaan'a girecekti neticede.

Kime: Kaan Erdemir

Eve kadar gelmene gerek yok. 2 dakikaya Boğa Heykeli'nin orada ol. (14.28)

Boğa Heykeli hem benim evime hem ofise uzak kalıyordu ve Kaan için de ters yöndü. Evime gelse daha az çile çekerdi ama mesajlardaki üslubuna karşılık böyle bir misilleme gelmişti aklıma. Gerçi bu durum benim için de yorucu olacaktı ama onun rahatsızlığına karşın ben de ufak bir bedel ödeyebilirdim tabii.

Ayrıca biz bu gerginlik seviyesiyle o programa nasıl çıkacaktık, hâlâ bir fikrim yoktu. Umarım bunu başarabilecek kadar profesyonel olmuşumdur, diye geçirdim içimden.

Ayakkabılarımı giyip kapıyı kilitledim ve merdivenleri indikten sonra apartmandan ayrıldım. Rahat rahat yürüdüğüm esnada 2 dakikayı aştığıma kesinlikle emindim ama karşımdaki kişi Kaan olduğundan pek de mühim değildi. Başka biri olsa ondan da erken giderdim ama niyeyse bugün, uyuşuk olmak geliyordu içimden.

asparagas | altay bayındırΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα