Bıldır Yediğin Hurmalar Böyle Gelir Tırmalar

ابدأ من البداية
                                    

"Ne oldu boncuk? Biri üzdüyse seni ben onları döverim."

Nazlı kızarmış, hafifte şişmiş gözlerini şimdi kaldırıp karşısındaki çocuğa baktı.

"Babama kötü diyorlar Halil. Bana dedilerki yeni anneni de dövüyor mu? Benim babam kimseyi dövmez ele Halil?"

Halil istemsiz yutkundu. O Nazlının aksine neyin ne olduğunu ayırt edecek yaştaydı? Bulundukları yerde eniştesi hakkında olur olmadık konuşulanları da biliyordu. Şimdi Nazlıya böyle şeyler söyleyip üzüyor olmaları onu sinirlendirdi.

"Kim diyor sana bu saçmalıkları? Gidip ağzını burnunu kırayım da konuşamasın her şeye!"

Nazlı dirseğininin iç tarafını çevirip baktı.

"Ben ağaçtan düştüm ele Halil? Sende Yiğit de gördü ki. Kolumu babam yaptı dediler. Babam yapmaz dedim inanmadılar. Esma Anneni de dövüyomuş hep dediler. Babam öyle şey etmez ki."

"Etmez tabi kzım saf mısın sen? Seni kızdırmak için öyle diyorlar sende sazan gibi yiyorsun hep."

"Ama niye öyle diyorlar? Babam hep çok iyi ki. Ele hiç bize kötülük etmez. Anneme de etmez."

Halil karşısında oturmaktan sıkılıp ayaklandı. Sonra şöyle bir sağa sola bakıp geçip Nazlının yanına oturdu. Hâlâ burnunu çekiyordu. İçi titredi. Nefret ederdi sümükten.

Arka cebindeki peçeteyi çıkarıp küçük kızın yüzüne bakmadan küçük burnunu kıstırdı.

"Sümkür şuna, akıp duruyor üstüne kusacağım şimdi."

Nazlı bir şey demeden burnunu sıkarak tutmasına da söylenmeden sümkürdü.

"Sen onlara bakma boncuk. Kıskanıyorlar seni. Eniştem hep seni okula götürüyor, hep alıyor. Sonra seni çok seviyor diye kıskançlık ediyorlar. "

"Ama dediler ki..."

"Ne dediler yine?"

"Asunun annesi demiş. Babam Esma annemi öyle çok dövüyormuş ki Esma annem hep yüzünü çok boyuyormuş."

Halil insanların sürekli bilmedikleri konular üzerine görmüşler gibi yalan söylemelerine ifrit oluyordu. Bu ona asla hatırlamak istemediği anları hatırlatıp, öfkesini harlıyordu.

"Salak boncuk sende onların lafına bakıp gelip burda ağlıyor musun? Annesi nerden tanıyormuş da biliyormuş? Gidek halama diyek de okuldan ceza alsın o yalancılar!"

Nazlı duyduklarıyla ayaklandı. Gözleri korkuyla daha çok açılmıştı.

"Yok! Yok demiyelim Halil. Annem çok üzülür o zaman. Ben hani geçen yıl biriyle dövüştüm diye okula gelmişti ya sonra çok ağladı annem. Onu da üzecek şeyler söylüyorlar biliyom ki ben. Demiyelim ele Halil?"

"E böylede sen okula gitmiyorsun. Halamla eniştem gidip müdürle konuşurlar."

Nazlı gerisin geri omuzları düşmüş halde oturdu yerine.

"Tamam gideceğim okula ama demeyelim anneme. Çok kızar herkese, sonrada çok üzülür. Üzülmesin annem. Zaten Dilber babannem hasta şimdi daha çok ağlar."

Halil sıkılan canının hırsı için Nazlıyı kim üzmüş tek tek öğrenecekti. Kolunu Nazlının omzuna atıp kendine yaslanmasını sağladı.

DÜĞÜMLÜحيث تعيش القصص. اكتشف الآن