Aşağı indiğimde Garen'i notta yazdığı gibi locada otururken gördüm. Saatini kontrol edip duruyordu, muhtemelen o da beni görmek için sabırsızlanıyor diye düşündüm. Yanına gittiğimde aynı anda birbirimizi incelemeye başladık. Üzerinde beyaz bir gömlek vardı, tüm düğmeleri açık olduğu için belirgin karın kaslarını gözler önüne seriyordu. Boynunda asılı duran kravat bağlı değildi, muhtemelen beklerken bunaldığı için çözmüştü.

"Tam da tahmin ettiğim gibi mükemmel gözüküyorsun

ओह! यह छवि हमारे सामग्री दिशानिर्देशों का पालन नहीं करती है। प्रकाशन जारी रखने के लिए, कृपया इसे हटा दें या कोई भिन्न छवि अपलोड करें।

"Tam da tahmin ettiğim gibi mükemmel gözüküyorsun."

Duyduğum sesle gözlerimi Garen'in karın kaslarından çektim ve bakışlarımı bakışlarıyla buluşturdum.

"Elbise için teşekkür ederim. Böyle bir şey yapmana gerek yoktu."

Oturduğu yerden kalktı ve elimi tutarak üzerine minik bir buse bıraktı. "Seni karşımda böyle görmek için değerdi. Öyle de oldu." dedi ve belimden tutarak oturmam için koltuğa yönlendirdi.

Yaklaşık bir saat orda oturduk ve içki eşliğinde sohbet ettik. Mekandaki yüksek sesten ve biraz da alkolün getirdiği etkiyle birbirimizi anlamakta zorlandığımız için iyice yakınlaşmıştık. Otururken bacaklarımız birbirine değiyordu.

Garen birden hareketlendi ve elimden tutup beni de kendisiyle beraber ayağa kaldırdıktan sonra konuştu. "Hadi, bu şarkıda dans etmemiz lazım!"

Birden ayağa kalkınca başım döner gibi oldu. Boşta kalan elimi Garen'in omzuna koydum. Çalan şarkıları algılamakta bile zorluk çekiyordum. Daha kendime gelemeden çoktan piste doğru hareket ediyor olduğumuzu fark ettim. Sanki ayaklarım benden bağımsız hareket ediyorlardı.

Piste geldiğimizde Garen beni belimden kavramış, benim kollarım da onun omuzlarında olacak şekilde ritimle sallanmaya başladık. Yüzlerimiz çok yakındı. Göz bebeklerinin büyüdüğünü ve gözlerine arzunun karartısının çöktüğünü görebiliyordum. Sallandıkça burunlarımız birbirine değiyordu. Gözlerini dudaklarıma indirdiğini fark ettim. Ondan sonra istemsizce benim gözlerim de onun dudaklarına kaydı. Bana doğru yaklaştığını fark etsem de geri çekilmek istemedim. Dudakları dudaklarıma değdiğinde karnımın kasıldığını hissettim. Alt dudağımı yumuşak dudaklarının arasında emmeye başladığında ellerimle ensesini okşayarak karşılık vermeye başladım.

Biraz öptükten sonra geri çekildi ve tepkimi ölçmek ister gibi yüzüme baktı. Bu sefer ben onun dudaklarına yöneldim. Bu hareketimle şaşırarak sırıttı. Güldüğü için ortaya çıkan dişlerinde dilimi gezdirmeye başladım. Ne yapmak istediğimi anlayarak dudaklarını araladı ve sıcak dilini ağzıma gönderdi. Dili ağır hareketlerle dilime sürtünürken zevkten inlememek için zor duruyordum.

Belimden kalçama inen elinin kalçamı kavrayıp sıkması ile zorla tuttuğum inlemeyi dudaklarımdan kaçırdım. İnlememle birden hareketleri hızlandı ve çok geçmeden bir anda kendimi arkam dönük ve elbisenin açıkta bıraktığı sırtım Garen'in açıktaki karnına yaslı bir şekilde buldum. Kasıklarımdan tutup bedenimi kendisine bastırdığında sertliğini kalçalarımda hissettim. Kadınlığımda hissettiğim sızıyla başımı sağ omzuna bıraktım. Hareketimle boynuma yöneldi ve oraya minik öpücükler bırakmaya başladı.

"Çok güzel kokuyorsun. Beni delirtiyorsun." dedi ve bu sefer boynumu yalamaya başladı. Ellerimle bir yere tutunma ihtiyacı hissederek sağ elimi havaya kaldırıp ensesine götürdüm. "Immh." boynumu ısırmasıyla mırıltılar çıkarmaya başladım. Hareketleri beni fazlasıyla heyecanlandırıyordu.

Bir elini elbisenin derin yırtmacından içeri kaydırdı. Direkt tenimle temas ettiği için şaşkınlık dolu mırıltılar çıkardı. "Ahh... sen beni gerçekten delirtmek istiyorsun."

Dediği şeyle kıkırdadım. "Ne yapalım senin tercihindi."

Gülümsememi yarıda kesmeme sebep olan şey elini kadınlığımda hareket ettirmeye başlaması oldu. "Islanmışsın. Şu an tadına bakmayı deli gibi istiyorum."

"Onun için biraz daha beklemen gerekecek." dedim ve başımı yana döndürerek boynundan öptüm.

Eliyle beni ağır hareketlerle okşamaya devam ederken boşta kalan elini de göğüs dekoltemden içeri sokarak göğsümü avcuna aldı. Belirginleşen göğüs ucumu parmakları arasına alıp sıkmasıyla gözlerim zevkten arkaya doğru kaydı. Kadınlığımdaki elinin hareketleri git gide hızlanıyordu ve kendimden geçmeme sebep oluyordu. "Garen!" bacaklarımın titremesiyle ismini inledim. Biraz daha böyle devam ederse gelmeme çok az kalmıştı.

Ellerim onun tenine değmek için yanıp tutuşuyordu. Şu an arkada çalan kaçıncı şarkıydı bu hiçbir fikrim yoktu. Dans pistinin ortasında olmamız da umurumda değildi. Tek istediğim ellerimi vücudunda gezdirmekti. İsteğimi gerçekleştirebilmek için dönmeye çalıştım, Garen de bunu anlamış gibi ellerini vücudumdan çekti. Tekrar yüz yüze geldiğimizde gözlerime bakarak kadınlığımdan çektiği elini ağzına götürdü ve parmaklarını yaladı. Bu hareketiyle afallasam da bir şey dememe fırsat bırakmadan tekrar dudaklarıma kapandı.

Alt dudağını emerken bir yandan da elimi karın kaslarında gezdiriyordum. Dillerimiz yeniden buluştuğunda bu sefer elbisenin üzerinden göğsümü kavradı ve eliyle yoğurmaya başladı. Karnımda baskısını hissettiğim gittikçe daha da sertleşen aletine dokunmak istiyordum. Ellerimi kemerine götürdüğümde aniden soluyarak dudaklarımızı ayırdı. Güçlükle konuştuğunu belli eden sesiyle "Daha fazla ilerlersen kendimi durduramam." dedi ve dudaklarıma kısa bir öpücük bıraktıktan sonra ellerini tamamen vücudumdan çekti. Anlık yaşadığım hayal kırıklığının belirtisi yüzüme de yansımış olmalı ki elimden tutarak tekrar konuştu.

"Emin ol şu an kendimi durdurmak benim için de çok zor ama devamını başka bir güne saklamamız gerek. Burada olmaz."

Başımla dediğini onaylar bir hareket yaptıktan sonra tuttuğu elimle beni sürüklemesine izin verdim.

"Şimdi seni evine bırakalım."


-------------

Ahhhhh fazlasıyla uzun bir bölüm olmuş. Yazarken zamanın ne kadar hızlı geçtiğini fark etmemişim. Sizin için bu saatlere kadar bölüm yazıyorum ;) (01.48)

Umarım beğenirsiniizzz. Keyifli okumalar!

Aşkın Ateşi | Texting (+18)जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें