1.Bölüm

14 6 186
                                    

Merhaba arkadaşlar.
Nasılsınız?

Kitabımızın ilk bölümünü o kadar güzel bir heyecanla paylaşıyorum ki anlatamam.

Umarım hiçbir sorun yaşamadan kitabımızın sonuna kadar geliriz.

Sizleri çok seviyorum. Bölüm sonu soruları cevaplamayı unutmayalım lütfen. Sizin verdiğiniz cevaplara göre bölümlerimi şekillendiriyorum.
Şimdiden çok teşekkür ederim. Seviliyorsunuz Karagüllerim ♥️♥️.

🖤🖤🖤🖤🖤🖤

"Çehov'un söylediği gibi : Bir süreliğine yalnız kalmak tehlikelidir ve bağımlılık yapar. Çünkü ne kadar huzurlu olduğunu görünce artık insanlarla uğraşmak istemezsinizdir." Diye bahsediyordu bir kitapta.

Ben şuan da öyle düşünmüyordum ya da kafamdaki o uğultulu seslerden dolayı düşünmek istemiyordum. İnsan bir şeylerden uzaklaşması gerekiyordu bazı zamanlarda. Bir saatliğine de olsa lokantadaki o kalabalık ortamdan ve boğucu seslerden uzaklaşmak iyi gelmişti.

Denizin, kayalıklara vuran hırçın dalgaları, ara sıra damla olarak üzerime geliyordu. Martıların çıkardığı sesler biraz can sıkıcı olsa da kendimi toparlayabilmiştim. Babamın nasıl hissettiğini şimdi anlamıştım.

Küçükken eve geldiği zamanlarda omuzları çökük bir şekilde olurdu. Yorgundu... Ama yine de ne olursa olsun bana bu hallerini göstermezdi. Her gün benim isteklerime göre oyunlar oynardık. Hiç arkadaşım yoktu çünkü. Bazen evin içinde saklambaç, bazen de parkta salıncakta sallardı beni. Elimde olan bir şey değildi. Küçüktüm neyin ne olduğunu anlayamazdım. Ta ki babam ve annemin konuşmalarını duyasıya kadar.

O gün anneme çok yorgun olduğunu söylemişti hatırladığıma göre. Belinin ve omuzunun çok kötü bir şekilde ağrıdığını ama ne olursa olsun beni lunaparka götüreceğini söylemişti. Benim üzülmemi istemezdi biliyordum. Çünkü babamda çok yalnızlık çekmişti.

Sırf yaşadığım yerdeki çocuklar beni üzdükleri için taşınmıştık bile o semtten. Beni istemezlerdi hiç bir zaman. Ne oyun oynarken, ne de başka şeyler yaparken.

Gözlerimin rengiydi beni sevmemelerinin sebebi.

Dün gibi hatırlıyordum bana yaptıklarını. Kafama top atışlarını, ayaklarıma çelme takmalarını, ucube diye seslenişlerini, bakkala giderken arkamdan alay edip beni ağlatmalarını...

Babamla anneme belli etmemeye çalışırdım. Onlar nasıl oluyorsa anlıyorlardı yine de. Anlayamazdım nasıl anladıklarını çocukluk aklıyla. Anladığım da ise hem ağlamış hem de kahkahalar atarak kendimden geçmiştim. Sokaktan geçen insanların bana attığı korkulu ve bir o kadar da deli mi bu kız bakışları arasında.

Nasıl anladıklarına gelince; kızaran gözlerimmiş sebebi. Sadece bu. Ne gülmüştüm salaklığıma.

İyiki de taşınmıştık oradan. Artık babam eskisi gibi değildi yani çok yorulmuyordu. Dedemin yardımı ile kendimize ufak tatlı ve şirin bir lokanta açmıştık. İlk başlarda işler pek iyi gitmese de sonunda her şey yoluna girmişti. Zamanla işlerimizi büyüktük ve çok tutulan bir yer haline geldik. Şimdi ise randevu ile girilebiliyordu lokantaya. Gecemiz ve gündüzümüz birbirine girmişti ama en sonunda babam hak ettiği yere gelmişti.

Dalgaların sesinden dolayı telefonumun sesini çok zor duyabilmiştim. Ekrana baktığımda babamın aradığını gördüm. Acil bir şekilde açarak: "Livanur neredesin güzel kızım?" babamın sakinleştirici sesi hüküm sürdü kulaklarım da.

Derin bir iç çekerek "Sahildeyim baba, bir sorun mu oldu?"

" Kızım şu başvurduğun özel üniversitenin mektubu geldi. Sen gelmeden açmayalım dedik. Ne zaman gelirsin?" Uzun süre hırçın dalgaların kıyıya vurmasını dinledim. Sesi çok heyecanlı geliyordu. Bu üniversite benim hayatım için çok önemliydi ve dedemin bana verdiği bursla kabul edilip edilmediğimi merak ediyordum. Kabul edilmezsem ne yapardım bilmiyordum.

To już koniec opublikowanych części.

⏰ Ostatnio Aktualizowane: Sep 28, 2021 ⏰

Dodaj to dzieło do Biblioteki, aby dostawać powiadomienia o nowych częściach!

Siyah GülOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz