jaeten smut one shot's

make a wish

Soyunma odası, bütün Nct üyelerinin bir olduğu ve kaçınılmaz olarak kaosun hakim olduğu o ortam.

"Work it üyeleri hazırlansın, sonraki sahne onların!"

Bu büyük kaosun içinde sesini duyurmaya çalışan noonaya acıyarak baktı ve yanındaki Taeyong'u dürttü Jaehyun. Taeyong hızla Jaehyun'un baktığı yere bakıp noona ile göz göze geldi ve yardım çığlıklarını duyduğu gibi ayağa kalkıp harelerini üyeleri üzerinde gezdirdi.

"Johnny, Yuta, Ten, Jungwoo, Hendery, Jaemin ve Jisung! Doğru soyunma odasına!"

İsmi seslenilen üyeler hızla ayağa kalkıp harekete geçerken Jaehyun önünden geçen Ten'in kalçasını hafif bir tokat attı ve koşarak uzaklaşan bedenden kötü bakışlar alırken kıkırdadı. Bazen Ten'i sinir etmek öyle hoşuna gidiyordu ki ne dese aksini söyleyip kaşlarını çattığı halini izlerken kendinden geçiyordu.

"Sahne öncesi dikkatini dağıtma."

Taeyong Jaehyun'un kafasına hafif bir tokat atıp her şeyin sorunsuz ilerlediğinden emin olmak adına üyelerin peşinden giderken yolda kendisine hararetle bir şeyler anlatan noonayı dinliyor, arada başını sallayarak onay veriyordu.

"Gidip yardım etsem iyi olacak, yoksa stresten tırnaklarını yemeye başlar."

Jaehyun yanından kalkıp giden Doyoung'un arkasından başını salladı fakat sonra neye başını salladığını bilmediğinden öylece etrafa bakındı. Kalan üyeler kendi arasında konuşurken Jaehyun sessizce telefonuyla oynayan Xiaojun'a yaklaştı ve merakla ne yaptığına baktı. Bu sırada Xiaojun onu fark etse bile ses çıkarmamıştı.

"Oyun mu bu?"

"Evet."

"Ne oyunu?"

"Savaş."

"Napıyo bu tuş?"

Jaehyun bilmediği bir tuşa bastığında ekranda beliren game over yazısıyla Xiaojun derin bir nefes verdi ve yanındaki bedene kaşlarını kaldırıp bakmaya başladı.

"İntihar tuşu o."

"Çok saçma, oyunda intihar tuşu niye olur ki?"

Jaehyun hızla Xiaojun'un yanından kalkarken zaten yorgun olan beden kovalama işinden son anda vazgeçip oyununa geri dönmüştü ki, Jaehyun geri döndüğü gibi oyuna yeni başlayan Xiaojun'un karakterinin yeniden intihar etmesine neden oldu.

"HYUNG!"

"Gerçekten intihar tuşu olup olmadığına emin olmak istemiştim-"

"Jaehyun, Xiaojun'u rahat bırak."

Kun onaylamaz bakışlar atarak başını iki yana salladığında canı sıkılan Jaehyun zavallı Xiaojun'u oyunu ile baş başa bıraktı ve etrafta bir süre boş boş gezindi. Makyözlerin işini yapışını izledi, Johnny ve Yuta'ya oje sürmede yardım etti ve makyajı yapılan Jaemin ile ufak bir sohbete dahi girdi fakat gözleri Ten'i arasa da bir türlü görememişti onu ve bu yüzden Jaehyun kendine uğraşacak başka bir üye aramaya koyuldu.

"Naber Hendery?"

"İyidir hyung, küpe takmaya çalışıyorum."

"Yardım edeyim mi?"

"Hayır teşekkür ederim, bitti zaten."

Sıkıntıyla yanaklarını şişiren Jaehyun etrafa bakmaya devam ederken bir anda soyunma odası girişinde Jungwoo ile sohbet eden Ten'i fark etti. Yüzüne yaramaz bir gülüş takınırken her şeyden habersiz olan Ten Jungwoo ile sahne hakkında konuşuyor, elindeki gözlüğü yavaşça siliyordu.