Sınırlarım yoktu benim. Hayatın yeter artık dur diyebileceği nokta... “Bunu da geç sıkıyosa.” Dercesine sırıtıyordu yine hayat. Son kozunu ileri sürmüştü önüme. Sırf beni yenebilmek için kendini bitiriyordu. Bu ileri sürdüğü son koz ölümdü….öyle bir ölüm ki kıyamet gününde olmayı yeğlersin…işte hayatın bu iğrenç kozunu tattım ben ve o gün dehşet bi şekilde öldüm. Ama ölümüne oynuyordum ben bu hayatta yaşadığım her şeyi kaba tatsız bir yudum su gibi ağzımda çalkalayıp geri tükürdüm. Sessiz bir küfür mırıldanıp gökyüzüne yeniden doğdum. Artık ölümüne değil…. Ölümle oynuyordum.