"Eda, eda eda... " dedi o efsunlu sesiyle. Omzunun üzerinden bana dönmüş elinde ki sigarasıyla bana bakıyordu, bu gece içmiş bir şekilde gelen adama aynı ters tavrımla cevap verdim "ne var?" aslında kendindeydi ama içkili gelmesinden nefret ettiğimi de biliyordu. Bile bile bu gece içmişti. "Atarlı giderli karım" Gözlerimi devirip "karın?" dedim kendimi tutamayıp gülerek. Her günümüz abi kardeş gibi geçen Pamir'in bu hali benim sevdama da hakaretti. Dumanını içine çekip havaya ağır ağır saldı "şu kelimeyi bir yabancıymış gibi dile getirmekten vazgeç. Karımsın işte" dedi, benim aksime az bir sinirli halde. Yerimde duramayarak oturduğum koltuktan ayağa kalktım "sen kendini kandır ancak Pamir. Biz seninle bir adım öteye bile gidemiyoruz, gidemeyizde" "İzin versen gideceğiz de" "İçmişsin, yat uyu. Rahatsız da etme beni" Elinde daha bitmeyen sigarayı küllüğe bastırıp söndürerek tam dibimde bitti. "He içtim Eda. Evet." dedi kafasını hızla onaylar anlamda sallayarak, "aynen öyle. İçtim." "Seninle bir adım bile gidemeyiz, ben ayrılmak istiyorum" Güldü, ruhsuz bir şekilde yüzünde gülümseme oluştu "her kavgamız da aynı şey dile geliyor farkında mısın? Ayrılacağım, boşanacağım..." dedi söylediklerimi kendi dilinde bu seferde bana karşı söyleyerek "sormadın neden böyleyiz diye. Bir gün sormadın." "Neyini sorayım" dedim haklı bir isyanla, titreyen dudaklarımı zorlukla zapt edip "biz evlendiğimizden beri böyleyiz. Yürütemiyorum" "Eda, sabah konuşalım tamam. Kırmak istemiyorum seni" "Neyi? Neyi konuşacağız" "Boşanmıyorum tamam mı? İzin de vermiyorum. Karımsın ve artık bu konuyu kapat" "Ha bir de...." dedi aklına yeni bir şey gelmiş gibi iyice dibime girerek kulağıma eğildi "bir daha boşanma kağıdı elime gelmesin Eda."
5 parts