Yaşadığım hayat kırmızı bir ipliğin üzerindeydi. O kırmızı iplikte ölümler dans ediyordu benimle. Her şey birbirine bağlıydı. Bahsettiğim kırmızı iplikle. Herkes yaşadığı anılar yüzünden birbirini suçluyordu. Ve can yakmaya çalışıyorlardı. Diğer yakılan canları umursamadan. O da bu oyuna dahildi. Kırmızı ipliğin bir ucu ona gidiyordu. Ona giden yolda da yakılan bir can vardı. O yakılan can tam olarak ben oluyordum işte. Kimse yakılan canımı, kırılan kalbimi umursamıyordu. Sonradan bende onlar gibi oldum. Kimseyi umursamadım. Kendimi de. Silikleştim her şeyden, herkesten. Ama bir şey fark ettim. Ben diğerleri gibi değildim. Diğerleri gibi olamazdım. Çünkü ben okyanusun derinliklerine inmek isteyecek kadar cesur bir o kadar da onun küçük mavi dalgalarına bakamayacak kadar korkaktım. Belki de en büyük yanlışım buradan başlıyordu. Zayıf olduğumu bildiğim halde kendimi güçlü davranmaya zorlamamdı.
31 parts