Karanlık -Düzenleniyor -

296 46 3
                                    

DÜZENLENİYOR.

Telefonumun tanıdık mesaj sesi ile irkildigimde, daha güneş odayı yeni yeni aydınlatıyordu. Okuduğum kitabı masanın üzerine bırakıp , elime hemen yanında duran telefonu aldım. Masaya uzanırken sarsılmıs gözlüğümü düzeltip telefonumu açtım.

Mesaja bakmadan önce saate gözümü kaydırdım. 06:00 yazısını görmeyi beklerken şaşırtıcı rakamlarla karşılaştım . 05:30 ? Boğazımdaki iğrenç tadı götürmek istercesine yutkunduğumda mesajlara baktım.

Minik Çikolata Kutusu
05:29
Dışarı gel.

Gözlüğümü düzeltip tekrar okumayı denedim.

Yok artık.

Aptal mı bu çocuk ? Bu saatte burda ne işi vardı ?

Sırtımı dikleştirip ayağımı yataktan sarkıttım. Kurabiye desenli çoraplarımla korunmuş ayaklarım yere değdiğinde ayaklarımın uyuşmuş olduğunu fark ettim. Uyuşukluk etkisinin geçmesini beklerken bir mesaj daha geldi.

Minik Çikolata Kutusu
05:34
Çabuk, acele et.

Esneyip telefonu aldım ve indim. Mermer zeminde çoraplarım kayarken 17 yıldır yaşadığım bu evde , bu Koridordan geçerken kaç kere ayağımın kayıp düştüğümü hatırlayıp gülümsedim.

Mesaj sesi tekrar geldiğinde bakma gereği duymayıp sürgülü kapıya doğru yol alan bahçeye saptım. Beni gördüğünde yaslandığı sürgülü kapıdan çekilip sırtını dikleştirdi ve bana gülümsedi . Sol kolunda kapının demirlerinin izleri , ona yakışmış gibiydi.

Gülümseyip kapıyı çektim ve sarıldım.

"Bu saatte burda olmanı sağlayan şey ne yakışıklı ?"

Koca bir kahkaha attı.

"Sana birşey göstereceğim.." diyip elini arka cebine attı ve bir kart çıkartıp bana uzattı. Kartın ön yüzünde sevdiğim bir grubun sahnede şarkı söylerkenki resmi , arkasında da '3 Ocak 2016 Gecesi .... Otelinde yapılacak konsere gelin!' yazıyordu. Bize huysuzca pencereden bakan 7/24 uyanık adam olmasaydı koca bir çığlık atabilirdim ama sadece ona sarılmakla yetindim.

"Ekin , bu harika!"

Yavaşça beni kendinden ayırdı ve rahatsız bir yüz ifadesiyle yere bakıp elini kafasına koydu.

"Ama.." elini indirip cebine koydu ve ".. gece 02:00.."

"Sorun değil.. " diyip sözünü kestim. Bir şekilde gece 2'de eve neden geldiğimle ilgili bir yalan uydurabilirdim. ".. hem 2 çok geç değil ki? Yani saat 2 de gelsem bir şey diyeceklerini zannetmiyorum."

"Hayır, konser gece 2'de başlıyor. 5'te falan getirebilirim ancak."

Söyleyeceğim yalanlar , yaptığım planlar bir anda uçup gitti. Yavaşça yüzüm düştü ve "İmkanı yok." dedim. "Gidemem. "

"Hayır , gideceksin." Yüzünü sinsi bir ifade kapladığında gözlerimi kıstım. "Doğa'da kalacaksın."
Harika!

------

"Lütfen Doğa , sadece 'Bugün Elis bizde kalabilir mi?' diyeceksin..." sonlara doğru isyankar bir tonda çıkan sesimi düzelttim. "..hem belki ifşalarını silebilirim." Telefondan huysuz bir ses geldiğinde yine derin bir nefes aldım.

"Pardon da , benim çıkarım bu mu? Gerizekalı , benim sende ifşam yok bu bir.." dudağımı ısırıp heyecandan bir uzanıp bir yattığım yataktan yine kalktım. "... ve olsa bile kime atacaksın? Zaten aşk kuşumu avladılar, olmayan Sevdiğim Bey'e de atamazsın."

KaranlıkWhere stories live. Discover now