Ben...? ~1~

73 3 7
                                    

Şu koca dünyada herkes bir şekilde hayatını sürdürüyordu.Her türlü zorluğa rağmen hiç yıkılmadan direnenler yada baştan yenilgiyi kabul edenler...Ben ise bunların tam ortasındaydım.

Ben kim miyim?
Henüz sekiz yaşındayken annesinin banyoda kemerle boğularak öldürüldüğünü gören küçük kız... Annesini acımasızca öldüren ise küçük kızın kahramanı babası...

Babamın annemi küvette boğarak öldürmesinin üzerinden dokuz yıl geçmişti.Annem soğuk toprağın altında yatarken babam ise demir parmaklıkların ardındaydı.Ben ise beni hiç haz etmeyen amcam yengem ve iki kuzenimle birlikte kalıyorum.O kötü günden sonra babamı ziyarete bir kere bile gitmemiştim.Nasıl gidebilirdim ki? Babam benim bu dünyadaki nefesimi kesmişti.Cennet kokulu annemi almıştı benden..Gözümden akan bir damla yaşı silip okula doğru yürümeye başladım.Dayanması çok güçtü ama yine de katlanmaya çalışıyordum.Ne mücadele edecek gücüm ne de yenilgiyi kabul edecek bir benliğim vardı.

Okulun girişinde beni bekleyen Ilgıt ve Duygu ya doğru ilerledim.Her zaman yaptığım gibi umursamaz tavrımı takınıp sahte gülümsememi yüzüme yerleştirdim.Güçlü görünen kız rolüne bürünüp yanlarına gittim.

"Günaydın kızlar" deyip aralarına girdim.
Ilgıt sıcacık tebessümüyle "Günaydın canım" derken gözlerim Duygu ya takıldı.Biraz daha zorlasa bence telefonla bütünleşecekti.Duygu nun kafasına hafifçe vurup "Az daha zorla belki girersin içine " dedim.

"Erva uğraşma benimle"

Duygu suratını asıp hızla yanımızdan ayrılınca Ilgıt ve ben hemen peşinden gittik.

"Duygu !! Duygu beklesene !!"

Duygu gazı almış giderken Ilgıt kolumdan tutup durdurdu.

"Erva bırak gitsin.Koray la kavga etmiş ondan bu tavrı"

O an ki sinirime hakim olamayıp herkesin duyabileceği şekilde bağırarak konuştum.

"Oldu amına koyim Koray la kavga etsin tribi bana atsın!!Sikerim böyle işi "

"Oha Erva yavaş ol biraz herkes bize bakıyor"

"Neyse sınıfa gidelim"

Ilgıt koluma girip sınıfa gidene kadar bir sürü şey anlattı.Sırf keyfim yerine gelsin diye yapıyordu canım arkadaşım benim.Şu hayatta beni sevdiğinden emin olduğum iki kişi vardı.Ilgıt ve Duygu...

Ilgıt la orta okulu beraber okumuştuk ve bir birimize ta o zamanlar bağlanmıştık.Duygu yla ise liseye ilk başladığımız sene tanıştık ve bu sene son sınıftayız.Defalarca sınanmasına rağmen bitmeyen sağlam bir arkadaşlığımız var.Kardeşim olmadığı için ikisinide kardeşim yerine koymuştum ve ikisinide kanım canım gibi seviyordum.

Sınıfa girer girmez yerime oturup başımı sıranın üzerine koydum.Yengem bütün gece mutfağı temizlettiği için uykusuzdum ve bıraksalar bir kaç gün deliksiz uyuyabilirdim.

Uykunun en güzel tonlarında gidip gelirken Ilgıt ın kolumu dürtmesiyle gözlerimi araladım.Başımı kaldırıp kollarımı açtım ve gerinerek esnedim.

"Kızım gece taş falan mı taşıyorsun? Neredeyse horlayacaktın Erva "

Anlamsızca Ilgıt ın yüzüne bakıp önüme döndüm.Bütün gece temizlik yaptım diyemezdim ki ona.Amcam ve yengem dışardan bakınca beni çok seven kanatsız melek gibi görünüyordu.Ama kimse onların aslında cehennem zebanisi olduğunu bilmiyordu.

Cebimden telefonumu çıkarıp hoca gelene kadar facede takılmaya başladım.

"Seninki geldi"

Ilgıt ın fısıldayarak söylediği sözler üzerine kalbim haddinden fazla atmaya başladı.Hakan sınıfa girip yerine oturana kadar göz ucuyla ona baktım.Okulda karşıma çıkan her erkeğe meydan okurken Hakan a daha bir günaydın bile diyememiştim.Ben mal mal ona bakarken bakışları bir anda beni buldu.

"Ha siktir " deyip hızla önüme dönünce Ilgıt kıkırdamaya başladı.

"Bakıyor mu hala ?"

Ilgıt ın" yo bakmıyor " demesiyle yeniden Hakan a baktım.Sanırım bıkmadan yapacağım tek iş Hakan ı izlemek olurdu.İçimden ona kocaman öpücükler gönderip onu seyre başladım.Eline kalemi almış yine birşeyler karalıyordu.Resimde çok yetenekliydi.Birde şiirde...

Eski sevgilisinden duymuştuk şiir yazdığını. Işte o zaman onu daha çok sevdim.Bana göre adam olan kadınına şiirler yazıp şarkılar söylemeliydi.Ama tanıdığım tek adam annemi boğarak öldürmüştü.O kötü anılar gözümün önüne her geldiğinde içim acıyla kasılıyordu.

Annemin o hali her gözümün önüne gelişinde göz yaşlarım deli gibi akmak istiyordu.Ama şu an buna izin veremezdim.Başkalarının yanında ağlamak bana göre güçsüzlüktü.Bu yüzden canım her ne kadar yansada ben gülmeliydim...

Bütün gün yarım yamalak dinlediğim dersler bittiğin de derin bir nefes alıp yerimden kalktım.Çantamı alıp çıkacakken Mert ve Koray ın sınıfa girdiğini gördüm.Duygu Koray ı görünce bir kaç adım geriye attı.Bütün gün bir garip davranmıştı Duygu ve benimlede konuşmuyordu.

Ilgıt yanıma gelip " biz gidelim de konuşsunlar " dedi.İstemeyerekte olsa "tamam " deyip sınıftan çıktık.Duygu yu düşünerek okuldan çıkıp sırtımı bahçe duvarına yasladım.

" Niye tartışmış bunlar sen biliyor musun?"

Ilgıt başını önüne eğince durumun tahmin ettiğimden daha kötü olduğunu anladım.

"Şey... Erva şimdi sana söylesem ortalığı bir birine katarsın "

"Ilgıt söylesene ne oldu"

Ilgıt elimi tutup " Koray la Duygu geçen gün birlikte olmuşlar " dedi.

"Şerefsiz piç !"

Öfkeyle okula doğru koşarken kopan gürültüyle olduğum yerde çakılı kaldım.Duygu sınıfın penceresinden yere düşmüştü.Kanlar içinde yatan kardeşime odaklandı gözlerim...

Ona doğru adım attıkça sanki geriye gidiyordum.Ilgıt " Duyguuu!!" diye çığlık atmaya başladığında kendime gelip adımlarımı hızlandırdım.

Duygu nun yeşil gözleri yaşla dolup kapanırken bir canımı daha toprağa koymamak için herşeyi yapabilirdim...




Dilerim beğenmişsinizdir
Bu bölümü ilham kaynağım olan " Ilgıt " a ithaf ediyorum.

Seni çok seviyorum canım :))



Ruhsuz DeliWhere stories live. Discover now