Temsilci

142 7 3
                                    

Oyuncular multimedyada!

{Emre}

Alarm mı? Hala uykum vardı, mızmızlanarak yatağımdan kalkıyorum. Bilinçsizce beynimin beni yönlendirdiği tarafa bakıyorum: Destina'ya. Ona bakar bakmaz yeni bir şey fark ediyorum, saçını kesmiş. Hala çok tatlı, neden bu aşktan kurtulamadığımı anlamıyorum. Sanki tüm evren birleşmiş Destina'ya olan aşkımı bitirmeye çalışıyor -kendisi bile- ama bu aşkı evrenin bile bitiremeyeceğini biliyorum. Yatağına yaklaşıyorum ve yanağını okşamaya başlıyorum. Tanrım, çok yumuşak! Kıpırdanmaya başlar başlamaz onu sallayıp uyandırmaya çalışıyormuş gibi yapıyorum. ''Ya Emre 5 dakika daha lütfen.'' Ah normalde olsa senin o ''Lütfen'' ine dayanamayacağımı biliyorum ama kalkmalısın. ''Hadi Destina uğraştırma beni.''

''Of ya tamam kalkıyorum.'' Senin o sinirli hallerini yerim ben! ''Saat 4'te düellon var unutma!''

''Tamam ya aklımda, unutur muyum hiç?''

{Destina}

Emre tarafından uyandırılmanın vermiş olduğu mutlulukla yataktan kalkıyorum. Tabi bugün seçmelerin olmasını hatırlar hatırlamaz yüzüm düşüyor. ''Destina hadi acele et, hemen kahvaltı yapıp prova yapmaya gidelim.'' Giyinme odasından bana bağıran Emre'yi umursamadan yavaşça giyiniyorum. ''Ben kahvaltıya gelmeyeceğim fast-food yerim.''

''Kendini bu kadar sıkmana gerek yok Destina, kazanacağını hepimiz biliyoruz.'' Bana bu kadar güvenmeleri canımı sıksa da sesimi çıkarmıyorum. Yüzümü büyük banyoda değil de odadaki küçük lavaboda yıkamayı tercih ediyorum. Hafif bir makyajla birlikte hazır olduktan sonra seçmelerde giyeceğim elbiseyi koluma takıp prova yapacağım odaya yürümeye başlıyorum. ''Emre ben prova yapmaya gidiyorum siz kahvaltınızı yapıp bana katılırsınız.''

''Of Destina of. Neyse tamam sen git.'' O bunları söylerken odadan çıktığımı bilmiyor. Her ne kadar dışa vurmasam da çok heyecanlıyım. Kampın gri mermerleri üzerinde adımlarımı atarken gergin bir şekilde seçmeleri kaybetmemin ihtimalini düşünüyorum. Maviye boyanmış saçlarıyla Cansu'yu görüyorum ve şok oluyorum, herhalde ona hiç yakışmadığı görüşünü kendime saklamalıyım. ''Cansu bu ne! Yoksa bana özenip tarz değişikliği mi yaptın?''

''Ne sana özenmesi Destina ya? Moralim çok bozuk da ondan.'' Tabiki de ne olduğunu merak edip sorumu soruyorum. ''Hayrola ne oldu?'' Ağlamaklı bir tavırla gelen soruyu düşünüyor. ''Sana bunu söylerim ama kimseye söylememelisin çünkü bir tek senin anlayış gösterebileceğini düşünüyorum.'' Şu anda çatlamak üzere olduğumu bir ben bir Allah biliyor. ''Korkutma beni Cansu hadi söyle artık, ne oldu?''

''Bir şey keşfettim... Artık neden erkeklere ilgi duymadığımı biliyorum, bir kıza ilgi duyuyorum.'' Ne yapacağını bilemeyen ben şok oluyorum. Ama onu her konuda destekleyeceğimi biliyorum, bu konuda da. ''Cansu moralini bu kadar bozmana gerek yok, bu normal bir şey. Zaten kimse arkadaşlık ilişkilerinde bu tür şeyleri takmıyor artık yani diğerlerine de söylersek seni destekleyeceklerinden eminim.''

''Hayır Destina anlamıyorsun. O gün yemekhanede bu konu açıldı, Emre açıkça eşcinsellerden gıcık aldığını söyledi. Yani kesinlike onlara söyleyemeyiz. Dest anla beni, sana söylediğime pişman etme beni.''

''Tamam sadece sordum zaten, bu aramızda bir sır olarak kalacak.'' Ona sarılıyorum, bir süre sonra sırtımda Cansu'nun gözyaşlarını hissediyorum ve kafasını okşuyorum. ''Cansu prova yapmam lazım daha sonra bunu ayrıntılıca konuşuruz tamam mı?''

''Tamam Destina. Bu arada kusura bakma senin zamanını aldım, bay bay.'' Zamanım mı vardı diye düşünürken Cansu'ya veda edip opera dersliğine giriyorum, kendimi burada rahat hissediyorum. Kimsenin dersi de olmadığına göre burada çalışmam süper olacağı için burayı seçtim. Bir iki ses provasından sonra ağzımdan yüksek sesli bir melodi çıkarıyorum. Sesimle önümdeki kadehi çatlatmaya çalışıyorum ama o da ne? Bardağı çatlatmıyorum, onu kırıyorum. Ne zaman bu kadar hayvanlaştığımı bulmaya çalışırken bağırmayı kesiyorum. Rahmetli Sezen Aksu'nun ''Unuttun Mu Beni?'' adlı şarkısını seslendirirken en önde Emre olmak üzere bizimkiler geliyor. Onlar da bana şarkıda katılıyor ve şarkı bittiğinde Temsilci Dest diye bağırmaya başlıyorlar. Koridordan da destek gelince kendimi bir anda Miley Cyrus gibi hissediyorum, mekanı cennet olsun. Kendisi Amerika'yı Rusya saldırısında kurtarmıştı ve halk neredeyse ona tapıyordu.

Saat 15.59

Düelloya bir dakika var ve kalbim yerinden çıkmak üzere. ''3...2...1, müzik!''

''Insane'' adlı şarkımı seslendiriyorum ve bir yerinde detone olsam da şarkıyı güzel söylediğimi biliyorum, robota güveniyorum. Herkes şarkısını seslendirdikten sonra robot başkanın yanına gidip bir şeyler fısıldıyor, muhtemelen sonuçlar. Sonra sahneye çıkıyor ve gayet insani bir sesle konuşuyor.

''Belirlediğim gayet berbat sonuçlar içinden en az berbat olanınız... Destina.'' Ukala robotu yok sayıp sevinç çığlıklarımı patlatıyorum.

''Robotun söyledikleri bittiğine göre sana bir şey söylemem gerek Destina, temsilciliğinde küçük bir değişiklik yaptık. Bizi savaşta değil Eurovision'da temsil edeceksin.'' O robotsu sesiyle sevincimi bölen başkanı her ne kadar pataklamak istesem de verdiği müjdeyi düşünüp daha da bağırıyorum, tabiki başkanın duyurusunu duyduktan sonra arkamda ağlayanları düşünmeyerek. Türkiye Müzik Savaşları' ndan önceleri Eurovision'a katılmıyordu, ama sonradan katılma kararı almıştı ve üst üste iki galibiyet kazandı. Eurovision' u kazanmak bir ülke için çok önemli. Çünkü eğer kazanırsan diğer devletler senden korkar ve saldırmaz ki şu ana kadar ülkemiz hiçbir savaşa girmedi, bilmem kaç milyar dolarlık ödülden bahsetmiyorum bile.

Geçen seneki Eurovision'un galibi Amerika yani bu seneki Eurovision Amerika'da. Heyecenımdan yerimde duramıyorum, hemen sahneden inip salondan çıkıyorum ve haberi arkadaşlarıma anlatıyorum. Cansu'ya bakıyorum ve keyifli görüyorum, umarım bir daha bu meseleyi sorun etmez. Eurovision' a 1 ay kaldı ve ''single'' ımı hemen çıkarmam lazım. Şarkıyı bana bırakacaklarını sanmıyorum, büyük ihtimal onlar yazarlar.

Ertesi gün başkanın beni çağırması üzerine şarkımı ses odasında söylüyorum, biraz uzun sürse de ses kaydını günün sonunda bitiriyoruz. Yayınlandıktan kısa bir süre sonra şarkım dünya listelerinde derecelere giriyor ve adım ünleniyor. Şimdiden büyük bir hayran kitlem bile oluştu ve tabiki müzik kampı benim için bitti. ''Kızım hadi yatmıyacak mısın yarın Amerika'ya uçuyorsun!'' Ailemden uzak kalmak istemediğim için onların yanına taşındım. ''Tamam anne ya! Buraya döndüğüme pişman etme beni.''

Yarın bizim için önemli bir gün olsa hangimiz kolaylıkla yatabilir ki? Ben de heyecanımdan dolayı yatağımda debelenip dururken çipimin çaldığını hissediyorum ve açıyorum. Emre'nin hologramı karşımda beliriyor. ''Destina heyecanlı mısın?''

''Emre! Bu da soru mu? Tabiki heyecanlıyım. Yarın hepiniz Amerika'ya benimle geliyorsunuz değil mi?''

''Cansu gelemiyor, biliyorsun karısıyla balayında.'' Evet bu arada Cansu herkese itiraf etti ve şu an evli, son derece mutlu. ''Ya onu tamamen unutmuşum, neyse o da bana televizyondan destek olur.''

''Destina, aşkım yarını sabırsızlıkla bekliyorum ve galiba senden daha heyecanlıyım.'' Yanlış duymadınız Emre ile çıkıyoruz.
''Benden daha heyecanlı olamazsın Emre, kalbim neredeyse yerinden çıkacak! Neyse hadi kapat uyumam lazım. Bu arada önce sen kapat muhabbetine girmeyelim, yoksa gebertirim seni.''

''Hayatımdaki tek fantezime de izin vermiyorsun Destina ya. Neyse iyi geceler aşkım.''

''Sana da.'' Hologramı kapattıktan sonra başımın ağrıdını hissediyorum ve kalkıp ağrı kesici içiyorum. Gece lambamı da kapattıktan sonra uykuya dalıyorum, yarın çok büyük bir gün olacak.

Müzik SavaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin