Kırgınlıklar var içimde bayım. Siz bilemezsiniz bunu. Kabuslardan uyandım. Ellerim üşüyordu. Tozpembe düşlerimi simsiyaha boyadılar. Ben, toparlayamadım ondan sonra... Bilir misiniz, ben en çok papatyayı severim. Onu da söküp alıyorlar. Bu insanlar, çok acımasız bayım. Narin kalpleri titrek eller koruyamaz, ben koruyamadım. Sahi, benim kalbimde bir kış gecesi saklı bayım. O soğuğa rağmen, karlı yollardan dans ederek geçiyorum. Dedim ya, üşüyorum... İnsanlar birbirlerini, ben ise kendimi sarıyorum. Mesela, dün gece bir ağlama krizinden sonra, kendime sarılıp saçlarımı okşadım. Bu, iyi bir şey olmalı. Benim en güzel papatyam sizsiniz bayım. Güzel yapraklarınızı korumak için siper ettim kendimi acımasız yağmurlara. Bir hayli yorgunum artık... Bir camkırığı var şimdi elimde. Bir süredir bakışıyoruz. Bu sefer kendi ellerimin değil, onun tenimi okşamasını İstiyorum. Ben, sanırım sandığımdan da yorgunum.. İntihar eden insanlara hep yakınlık beslemişimdir. Onlar bedenlerini öldürdüler, ben ise ruhumu. Defalarca yemin etmeme rağmen, hıçkıra hıçkıra ağlıyorum. Gözyaşlarımı kendim siliyorum. Güçlü kızlar gibi, değil mi bayım?