Nurun Âla-nur

İşte insan, Cenâb-ı Hakk'ın böyle antika bir san’atıdır ve en nâzik ve nâzenin bir mu’cize-i kudretidir ki, insanı bütün esmâsının cilvesine mazhar ve nakışlarına medâr ve kâinata bir misâl-i musağğar sûretinde yaratmıştır.

Allah (c.c.) ben nasıl hoşnut edebilirim diye düşünmek gerekir. Her an için, her işte, her hareketimizde, her sükûnumuzda, gerek çalışırken, gerek otururken, bütün hallerimizde Cenâb-ı Hakk'ı nasıl hoşnut edebilirim diye düşünüp hareket etmelidir.
          
          Şeyh Nazım Kıbrısi El-Hakkani (k.s.)

İnsanoğlu dünya için yaratılmadı, ibadet için yaratılmıştır. Bu insanların şimdi Allah'ı unutup da dünyaya hizmetkârlık yapmakla bir yere varacakları yok. Lâkin yolu şaşırmışlar, ne için yaratıldıklarının farkında değiller. Dünyada yaratılışımızın nedeni Allah'a kulluk ve ibadet içindir.
          
          Şeyh Nazım Kıbrısi El-Hakkani (k.s.)

Sohbetimiz arşa uzar,
           İçten gelir, içe sızar. 
          Göğsünde Besmele yazar,
           Bu kapı, şifa kapısı…
          
           İmar eden Hakk Samed'tir,
           Anahtarı nedamettir! 
          Tabibi, can Muhammed'dir,
           Bu kapı, şifa kapısı….
          
           Sahabenin ışığında, 
          Kanaat var kaşığında.
           Edep yatar eşiğinde, 
          Bu kapı, şifa kapısı… 
          
          Gir, bi su iç kana kana,
           Ağrı, sızı değmez cana. 
          Hasta geldik bu cihana;
           Bu kapı, şifa kapısı…