bjelcat

bak çocuğum kolların çıplak işte, bak gizlisi saklısı kalmadı günümüzün. gözlerin sabahın sekizinde bana açık, ne günah işlediysek yarı yarıya. 

bjelcat

sen önceki akşamlara benzemiyorsun. başka hiçbir akşamın siyahı tren yolculuğu yapmamıştır. ne güzelsin. yolculuklarında vagonlar devrilirse raylar öpüştük derler. ölülerine kimse ağlamaz senin sağ çıktığın kazalardan. annem üzülmez benim için. ne güzel akşamsın. karşıma dikilmiş beni izliyorsun hep. aslına bakarsan neredesin bilmiyorum, bilmemek beni yolculuklara tekmeliyor. pencereler, ne güzeller. dışarısı ne güzel. ağzındaki kıvrım, o ne güzel. boynundaki koku. göğsündeki sessizlik, kirpiklerindeki çığ. tadın. sesindeki evler. başkasının ellerini tutarken bile ellerin, kahretsin ne güzel.

bjelcat

karşıma dikilmişsin. bazen hayali bir iğne iplik geçer insanın aklından ve insan beynini kanata kanata karşısına birini dikebilir. karşıma dikilmişsin, kendimi düzeltiyorum biraz, pisim pasaklıyım. ne güzelsin. aniden yağmurun bastırdığı bir akşamsın. sokaktayım. temizleniyorum ne güzel. avuçlarının içiyle yanağımı okşayıp gidiyor zorlandığım yaşamak. yanakları okşanan insan ağlamaklı olur ya, tam öyleyim, yetmeyen bir şefkat var yüzümde. olmayan bir öpücük. yağmurun yağması öpücük sesleri gibi bazen. ne güzelsin. ölünün etrafında toplanmışız: elleri ne güzelmiş.
Reply