Sarai

Adsonya Tanıtım yazısıdır👇👇

Kendi iç dünyamda yaşıyorum, yeryüzünden uzak bir yer orası, siz bilmezsiniz...  Bambaşka bir nehir akar orada, pislikleri sürüklemez o nehir, acıyı kötülüğü,  mutsuzluğu, karanlığı sürükler. Gerçekte yaşadığım hiçbir şey bu yüzden beni üzemez çünkü hepsi benim için rüya... Benim için hepsi yalan, bir tek iç dünyam hayatta kalan.  Benim gerçek ruhum... O benim,  evet ama siz bilmezsiniz, çünkü siz yoksunuz, çünkü sizi yaşatmıyorum o dünyada, çünkü siz pespembe hayatımın avlu kapısından kilometrelerce uzaklıkta, kesilen damarlarımda katmer katmer akmaya yüz tutmuş, tanışmanın bir türlü nasip olmadığı gerçeklersiniz.
   Evet ben bir şizofren olabilirim ama bu nedenle beni yadırgamanıza veya korkmanıza gerek yok. Çünkü ben şizofrenliğimi sadece içimde yaşıyorum. Bir insanı içimde öldürüyorum, içimde yaşatıyorum gerçekte değeri olmayanları. İçimde mutlu ediyorum kendimi ancak zihnimdeki ben mutlu olabiliyor. İşte bu yüzden çok değer verdiklerim bile kendilerini o kadar değerli saymasın çünkü benim içim bir insanı bin kat büyütür ama asla küçültmez. Yani içimde sizi bir kez öldürdüysem eğer sizi fazla büyüttüğümdendir. O benim vicdanımdan gelen sestir. Aslında bin kez öldürmem gerekiyordur... 
   Benim de bir geçmişim var ama daha farklı daha heyecanlı... Geçmişin karanlıkları insanı geleceğe güçlü taşıyor, herkesi böyle bir geçmiş kollarından tutup yakalayamaz, ama ben geçmişte her ne kadar acı yaşadıysam da hepsini güzel anılar olarak saydım. 
   Düşündüğümde hep heyecan duydum, hep mutlu oldum. Acılar yaşadıkça bana zevk verdi daha da kuvvetlendim... Ve artık gelecekteki acılarımın geçmişini bekliyorum. Şu aralar o kadar uzak kaldım ki acıdan, bütün hevesimle tekrardan acının kollarına koşacağım günü gözlüyorum. Ve... İnanıyorum, o gün gelecek ve birisi beni hayallerimdeki gibi gerçekçi sevebilecek. Hayatıma yeniden yeniden hep yeniden ama sadece onunla başlatabilecek. Ve yine beni başlangıçlarıyla öldürense o olacak...