KuzgununKalemi

ne kadar güzel bir gün... içimi bir huzur kaplıyor. yaşam sevinciyle dolup taşıyorum yine. insanlar ne kadar mutlu, sokaklar ne kadar da temiz, caddeler ne kadar ferah. binalar ne kadar hoş... nereye baksam bir refah izlenimi. market alışverişi yapıp da çocuğunun bir şeylerden mahrum kaldığını düşünen anneler de yok. ne güzel, kocaman poşetlerle evlerine mutlu dönen aileleri görmek... kediler bile çöplerden beslenmiyor. köpekler, sağlıklı ve mutlu görünüyor. trafikte insanlar ne kadar da nazik... herkes birbirine öncelik tanıyor. herkes birbirine yardım etmek istiyor. herkes birbirini anlıyor. hava da çok güzel... ne güzel bir ülke! ne harika bir dünya... yaşam sevinciyle dolup taşıyorum yine.

KuzgununKalemi

ne kadar güzel bir gün... içimi bir huzur kaplıyor. yaşam sevinciyle dolup taşıyorum yine. insanlar ne kadar mutlu, sokaklar ne kadar da temiz, caddeler ne kadar ferah. binalar ne kadar hoş... nereye baksam bir refah izlenimi. market alışverişi yapıp da çocuğunun bir şeylerden mahrum kaldığını düşünen anneler de yok. ne güzel, kocaman poşetlerle evlerine mutlu dönen aileleri görmek... kediler bile çöplerden beslenmiyor. köpekler, sağlıklı ve mutlu görünüyor. trafikte insanlar ne kadar da nazik... herkes birbirine öncelik tanıyor. herkes birbirine yardım etmek istiyor. herkes birbirini anlıyor. hava da çok güzel... ne güzel bir ülke! ne harika bir dünya... yaşam sevinciyle dolup taşıyorum yine.

KuzgununKalemi

Bugün 2016 yılında yazmaya başladığım çalışmayı ve ona yapılan yorumları okudum ve içimi bir hüzün kapladı. Ne kadar iyi bir okurum varmış... Hesabını kapatmış şimdi, neden bilmiyorum ama ona karşı büyük bir mahcubiyet duydum onu hayal kırıklığına uğrattığım için. Çünkü söz verdiğim halde çalışmayı sürdürmedim.
          
          Kendime çok kızıyorum ama elimden gelmiyor inanın. Çok zor.

KuzgununKalemi

@umutsuzIuk hatırladım. vay unutmadın demek :) evet uzun zamandır girmiyordum buraya. bölüm de yayımlamadım. çünkü yazdıklarımı bir türlü beğenip de paylaşamıyorum.  benim yazma sürecim sancılı geçiyordu zaten, o yayımladıklarımı da çok uzun sürelerde, ince eleyip sık dokuyarak yazmıştım. sonralarda yazdıklarımı da bir türlü olduramadım, öylece kaldı ne yazık ki. ama içimde bir yerlerde yazma isteği var, sadece kendimi yeterli bulamadığımdan ötürü bir türlü oturup yazamıyorum. tamamen kendimle alakalı yani. ama bir gün yapacağım.  sana da teşekkür ederim. umarım senin işlerin iyi gidiyordur.

KuzgununKalemi

Belki de, hayatı bir yarıştan ibaret görenler yüzünden bu halde dünya. Hayatı bir yaşam olarak görselerdi savaşlar olmazdı belki. Sevgi ön planda olurdu. Herkes gerçekten mutlu olabilirdi. Belki biz bile mutlu olurduk… Düşünsene mutlu olurduk. Olmadı. İnsanlar kendilerine taptı ve diğerlerinin de onlara tapmasını istediler. Herkes de bunu isteyince aralarında yarış başladı. Birbirlerini ezmeye, aşağılamaya kalktılar. Hızlarını alamadılar ve bu yarışı nesilden nesle aktardılar. Ve bir bebek dünyaya gelip kendini tanımaya başladığında, ona en güzel kız ya da en güzel erkek olduğunu söylediler. Ona hep kralların, prenslerin, prenseslerin masallarını anlattılar. Gerisinin bir önemi yokmuş gibi. Önemli hikâyeler sadece güzel prensesler ve yakışıklı prenslerden ibaretmiş gibi. Okula gönderdiler. En iyi öğrenci olması için diğerleriyle yarıştırdılar. Mezun oldu, en iyi mevkiye gelmek için yarıştı. Hep en iyisi olmak istedi. Çünkü buna mecburdu. Hayat bir yarıştan ibaretti… Devletler en güçlü olmak istediler. Dünyaya hükmetmek, toplulukları yönetmek… Sonra savaştılar. Sonra kaybettiler. Sonra tekrar tekrar savaştılar… Tekrar tekrar kaybettiler. İşin en acı kısmı ne biliyor musun? Ne uğruna öldüğünü bile bilmeden ölen milyonlarca insan… Onları üst üste yığılmış ceset dağları halinde gördüm ben. Kışın eksi 5 derecede donmuş ceset dağlarını, yazın sıcağında kokuşmuş ve sineklenmiş hallerini biliyorum. Bir annenin, kolunda bebeği ile beraber, yüzündeki tebessümle yola yığılmış halini biliyorum. Bu dünyadan kurtulduğuna sevinmiş görünüyordu. Ama ona seçim hakkı sunulmadı. Mesela daha mutlu bir dünya isteyebilirdi… Bebeğini büyütüp onun mutlu biri olduğunu görmek isterdi. Milyonlarcasına seçme hakkı verilmedi. Her zaman, bir şeylere zorlandık. İçimizdeki güzelliğin bir önemi yoktu. Önemli olan dıştakilerin nasıl olmamızı istediğiydi. Bu da bazıları için bir tapıcı, bazıları için hizmetçi ya da bazıları için bir ölü olmamız demekti.

KuzgununKalemi

bir insanın, anlaşılmadan ölmesi ne kötü… içinde bir dünya barındıran, bir insan. binlerce duygu yaşayan, hisseden bir his mekanizması. bir duygu makinesi. yalnız ölen bir insanın içindeki dünya ile beraber, sırlarını da toprağa gömmek ne korkunç.

KuzgununKalemi

"zamandır, geçer."
          
          daha geçen sene “ulan bu gün bu senenin son günü mü?” diye nasıl da afalladığımı dün gibi hatırlıyorum. aynı şeyi dün de yaşadım. büyüdükçe alışıyorum ama.
          
          
          öyle, çok da büyütülecek bir şey yok aslında. neyin sevincini yaşıyorlar ki? 1 yıl daha gitti ömrümüzden. dünya 1 yıl daha yaşlandı. akıllı telefonlarınızın yeni modeli raflarda yerini alacak. daha geçen sene hevesle aldığınız o en son model telefonunuzun modası geçecek. sıfır araba almış olanların arabalarının da yeni modeli çıkacak. bu sene de her sene olduğu gibi tekstil modası değişecek. yeni diye sevindiğimiz her şey, artık eski olacak. kölesi olduğumuz kapitalizm, her sene olduğu gibi yine ağzının suyunu akıtarak bekliyor. ve biz de ona istediğini verecek olmanın mutluluğunu mu yaşıyoruz?
          
          
          dünyanın kalan 1,5 milyar yıllık ömründen 1 yıl daha eksildi. (bizim için fark eden bir şey yok mu? bir daha düşün.) fosil yakıtlar, ozon tabakasını bilmem kaç santimetre daha inceltti. atmosferdeki zehirli hava miktarı bilmem kaç ppm daha arttı. ortadoğu’daki savaşta bilmem kaç bin çocuk, sivil daha katledildi. bilmem kaç asker, terörist birbirini öldürdü. pasifik ateş çemberi levhaları bilmem kaç milimetre daha hareket etti. bilmem kaç volkanik dağ daha püskürmeye yaklaştı. bu örnekleri önümüzdeki yıla kadar uzatabilirim. (google’ın da yardımıyla.)
          
          
          yani, bu yeni yıl sevincini bir türlü anlamlandıramıyorum. neyin sevinci bu? eğlenmek için bir fırsat mı? bu partiler, bu fırsatın değerlendirilmesi mi? yani, yeni yıla girildiği an, eğlenmek için çok uygun bir an mı? madalyonun diğer tarafını görmezden gelme işinin altından hep beraber kalkma dayanışması mı bu partiler? kendini kandırmanın etkili bir yolu mu?
          
          
          kusura bakma sevgili okur. kimseyi yargıladığım yok, haşa. sadece, anlamıyorum işte anlıyor musun? her neyse. beni boş verin siz eğlencenize bakın vesselam.

KuzgununKalemi

Oku.
          
          hayat sadece gördüklerinle ve duyduklarınla sınırlı değil. bu yüzden oku. ama her şeyi “oku”… sadece yazıları değil; ağaçları, kuşları, gökyüzünü, bir ressamın tablosunu, bir denizin mavisini, bir metropolün gece ışıklarını, hatta yoldaki çöp konteynırlarını ve en önemlisi de insanları oku. çünkü okumak demek bir şeyleri anlamlandırmak demek. bir şeyleri anlamlandırmak demek dünyayı tanımak demek. dünyayı tanımak demek kendini tanımak demek. 
          
          ve kendini tanımak da, “yaşamak” demek.
          
          @kuzgununkalemi , tumblr.

KuzgununKalemi

@yagmurs_ okuduğun için teşekkür ederim. hayırlısı olsun bakalım. yazmayı asla bırakmayı düşünmüyorum zaten, kendimi toparlayıp başlarım inşallah kısa zamanda. kurguyu beğenmene de sevindim :)
Reply

KuzgununKalemi

@youornever Ölü'yü okudun mu bu arada? asıl çalışma o olacak haberin var değil mi? okumadıysan eğer bir bakıp görüşünü bildirirsen çok iyi olurdu : )
Reply

KuzgununKalemi

@youornever bir müddet yayınlamayacağım. kendimi çok yetersiz görüyorum, yazmaya cesaret edemiyorum, yazdıklarımı beğenemiyorum bir türlü. bu yüzden bırakmış haldeyim bir süredir. kusura bakma sevgili okur : ) inşallah kendimi toparlayıp başlarım en kısa zamanda. ama gerçekten, roman yazmak göründüğünden daha zor.
Reply