Tartarus'un Sırrı (ES 2)
  • Reads 155,305
  • Votes 11,769
  • Parts 48
  • Reads 155,305
  • Votes 11,769
  • Parts 48
Complete, First published Feb 02, 2016
İLK KİTAP : ELYSİUM'UN SIRRI 

Gökyüzünün ve hava olaylarının mutlak hakimi Zeus elinde şimşeğiyle düşmanını bekliyordu. Güç dolu bakışlarında  tereddütün damlası bile yoktu. Karşısında her ne varsa ondan daha kudretli değildi. 
Arkasında ışığın koruyucusu olan kızı belirdi. Kızıl saçları ve gökyüzünü andıran mavi gözleri kendi içindeki ışıkla parlıyordu. Elini babasının omzuna koydu. Artık o, dünkü çaylak değildi. Kendini bilen, tanrıça olmayı reddetse bile bir tanrıça kadar akıllı ve güçlü biriydi.
Zeus'un işaretiyle kız güneş ışığından yapılmış yayını kaldırarak nişan aldı.
Tam o sırada sert bir rüzgar esti. Kara bulutlar göğü kaplamıştı. 
Kızının ışığı söndü. Gökyüzünde felaketin habercisi beyaz şimşekler dans ediyordu. Ne şimşek Zeus'un kontrolündeydi, ne de beyaz ışık prensesin. 
Tanrı yaşlandı. Kızı ışığını kaybetti. Zeus dik durmaya çalışsa da kudretinden eser kalmamıştı. Nihayet dizlerinin üstüne düştü.

Tanrıların tanrısı ilk yenilgisini yaşayacaktı ve artık hiçbir şey eskisi kadar beyaz olmayacaktı.

VampirePhotoshop'a bu mükemmel kapak için teşekkürler!
All Rights Reserved
Sign up to add Tartarus'un Sırrı (ES 2) to your library and receive updates
or
#571fantastik
Content Guidelines
You may also like
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
72 parts Ongoing
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
Elysium'un Sırrı  by justapoorloser
48 parts Complete
Hades öfkeden deliye dönmüş bir şekilde yer altındaki şatosunda volta atıyordu. ''Sen Zeus...Beni karşına almakla büyük hata ettin.Bunun bedelini ödeyeceksin.'' Öfkeden göz bebekleri saydamlaşmış ve Karanlıklar Lordu'nun sembolü olan mor renge bürünmüştü. Persephone bunun ne anlama geldiğini iyi bilirdi.Kocasını bu hale getiren şeyin ne olduğunu bilmiyordu fakat her neyse gazabından korkmalıydı. O sırada iskelet askerlerden biri içeri girdi. ''Efendim yarın ay dönümü.'' Lord sinirle tahtından kalkarak askere doğru hışımla ilerledi. ''Peki bundan banane ?! '' ''Efendim Zeus ve Hera'nın kızı Shaila 18. Yaşına basacak ve Olimpos'ta ilk defa bir melez Tanrıça'nın doğum günü ay dönümüne denk geliyor. Zeus'un büyük bir şölen organize ettiğini duydum.'' ''Benimle dalga mı geçiyorsun asker ?! Kutlama yapacak havada mıyım ? '' ''Yani demem o ki Tanrıça Shaila'yı kaçırırsak bu Zeus'a büyük bir darbe olacaktır. Zeus kızını geri almak için size istediğinizi verecek.'' Tanrıça Persephone engel olmak istercesine Hades'in elini tuttu. ''Hades,bunu yapamazsın. Kendi hırsların uğruna Shaila'yı harcayamazsın.Senin derdin Zeus ile Shaila'nın bunla alakası yok !'' Hades elini karısının avuçlarından çekti. ''Asker,derhal bana Aşil'i çağır.Onun canını bağışlayacağım,bir görev karşılığında..'' VampirePhotoshop'a bu mükemmel kapak için teşekkürler!
You may also like
Slide 1 of 9
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) cover
Ejderhanın Tutsağı cover
GÖLGESİZ DÜŞLER KRALLIĞI-( Kırılma Serisi-1 )-"Mücadele" cover
YAKIN MESAFE AŞK(Öğretmen Öğrenci Aşkı) TAMAMLANDI cover
•BIR DAMLA UMUT• cover
BURÇ DELİSİ cover
YASAKLANMIŞ TUTKU +18 cover
Elysium'un Sırrı  cover
Portakal cover

MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu)

72 parts Ongoing

Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.