Korkuyordum, acı çekiyordum, üşüyordum, nefret ediyordum kendimden. Acılarımı dindirmeye çalışıyordum. Susmuyor içimdeki çocuk. Ağlıyor. Her gün ağlıyor ama susmuyor. Neden susmuyor? O adamın yaptıkları için mi? Anneme hiç bir şeyi anlatamadığım için mi? Ölüyorum. Yaşarken bile ölüyorum. Bir insanı en çok öldüğü zaman severiz. Bu bir gerçek ve bunun ardını kimse değiştiremez. Ölmeden önce gülüp eğlenmeyi isteriz ama olmaz. İçimizdeki çocuk bazen hep durmaksızın ağlar, bazen ise durmaksızın güler. Benim çocukluğum hep ağladı. Ben bunu hak ettim mi? Annemin sesini unuttum. Sevdiğim adam beni küçükken tanıyordu ama ben onu da unuttum. Unutmak... Herşeyin en kötüsü en berbattı ve üzücüsü. Her şeyin en iyisi olmaz, ama oldurmaya çalışa biliriz. Benim asla kendime ait bir soy adım olmadı. Daha babamın kim olduğunı bilmiyorum. Her şeyin bu kadar karmaşık olması bir yana hamile olmama bile şaşkınım. Her şey üst üste geliyor ve zaman çabuk geçiyor. Aklımdan geçenleri tek tek yapacaktım. Yapmak ile kalmayıp yaşatacağım. Yaşadıklarımı yaşatmadan ölmeyeceğim. Zamanım ne kadar kısa olursa olsun her zaman gülmeye özen göstereceğim insanların istediklerini ellerine vermeyeceğim...
18 parts