🥀
"Geçmiş, bazen mutlu bir anı bazen acı bir tebessüm. Bazı zamanlarda ise adı konulamayan duygunun adı..."
Eflâl...
Ölüme ve insanlara karşı gardını almış genç bir kadın... Korkuyla attığı her adımın, hayatından çaldığını fark edemeyecek kadar kimsesiz üstelik.
Lâl...
Ölesiye nefret ettiği insanlardan kaçıp sığındığı limanda, belki hayatının aşkını bulacak belki de en büyük hayal kırıklığını yaşayacak.
Eflâl, onaylanmayan bir evliliğin meyvesidir ve henüz dünyaya gelmeden, hikâyesine ölümün gölgesi düşmüştür. İşi, dostları, abisi... Hepsi onu "öldürülmek" düşüncesinden bir nebze de olsa uzaklaştırmaktadır. Tabii, bir de Karan Akdoğan... Aslında kimsesiz olduğunu anlayan Eflâl'in, kimsesi olan genç adam... Aralarındaki bazen minnet, bazen şefkat, bazen ise karşı konulmaz bir sevgidir. Ancak Eflâl'in baş etmesi gereken ölüm gerçeği, onu Karan'ın yanında da rahat bırakmaz.
Eflâl, gerçeklerle yüzleşmeye karar verir. Kime ve neye inanacağını bilmeden kendini hiç de tahmin edemeyeceği gerçeklerin içinde bulur.
Artemis Milenyum aracılığı ile kitap oldu. Kitapçılardan alabilirsiniz.❤️
•Yeni bölüm gelmeye devam edecek ve final burada yayımlanacak.
Aslında ben hayatımda en çok sevilmek değil sevmek istemiştim. Çok sevmek istemiştim. Böyle dolu dolu kocaman. Her sabah işkence gibi gelen okul sabahlarımın bir gün çekilebilir hatta halatla çekilir hale gelebileceği uçsuz bucaksız hayalimin uçurumundan bile geçmezdi.
Allah'ın sevdiği kuluymuşum ki hem çok sevmiştim hemde çok ama çok sevilmişti. Söylediğinden değildi bu dediklerim. Hissettiğimdendi. O adam bana beni kocaman sevdiğini hissettirmişti.
Bütün hayallerini , umutlarını , kırıklıklarını yıldız yapıp gözlerime koymuştu benim. Deniz gibi bakan kahve rengi gözlerine bende umutlarımı , hayallerimi ve kırıklıklarımı bırakmıştım. Nerede buluşuyordu adam ve kadın o zaman diye sordu bana. Ufuk'da bileşecektik biz. Yıldızlarım onun denizine düşeceklerdi. Ben onda boğulacaktım o bana karışacaktı.
'Denizi yıldızlarına talip güzelim. Düşecekler mi denize?'
------
''Kadın kitap gibi sevmişti ama adam kitap okumayı sevmezdi''
dedim Meriç'e bakarak. Yine lanet olası gözlerim dolmuştu. Kafasını salladı acıyla gözlerime bakarken. İkimizden canı acıyordu.
''Adam okumayı değil yaşamayı seçerdi çünkü. Kadını okumak değil yaşamak isterdi...''
------