12 parts Ongoing Mature+18
"Belki de hiç uçmadık, sadece düşerken kanatlarımızın kırılışını rüzgâr sanıp inandık. Ama enkaza dönüşsek bile yerle bir olmamayı seçtik."
Bazen, en büyük fırtınaların içinde bile dimdik dururuz. Ayakta kalmak bir seçim değil, zorunluluktur. Titreyen bacaklarımızı dik tutar, çatlayan kalbimizi avuçlarımızda saklarız. Kimse görmez yorgunluğumuzu, kimse hissetmez içimizde kopan sessiz çığlıkları.
Ve biz başarırız. Herkes öyle sanır.
Ama fırtına durduğunda, içimizdeki o narin kelebek hâlâ hayatta mıdır? Hayır... O, bizim gibi direnemez acıya. Kanatları tek tek kırılır, un ufak olur. Ve biz, bunu ancak en küçük rüzgârda anlarız o parçaların içimize nasıl battığını, kanayan yaralarımıza nasıl hançer gibi saplandığını...
Kelebeğin kanatları artık birer hançer gibidir. Ne tam iyileşiriz ne de tamamen kanarız. O ince kırıklar, ruhumuzun en derin köşelerine saplanır ve her nefeste kendini hatırlatır.
Ve geriye... Virâneye dönmüş bir kelebek, küle karışmış bir düş, enkaza gömülmüş bir yürek kalır.
Belki de hiç uçmadık, sadece düşerken kanatlarımızın kırılışını rüzgâr sanıp inandık. Ama enkaza dönüşsek bile yerle bir olmamayı seçtik.